| Şefim seni tutuklamamı istedi, ben de seni eve göndermek için onu ikna ettim. | Open Subtitles | قائدي يريدُ إعتقالك أقنعته بأن يرجعك للبيت |
| Thorne'un, onları araştırmalarıyla beraber sığınakta yok ettiğine dair onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعته بأن ثورن دمرتهم في القبو مع معظم بحثهم |
| Geri gelip seninle konuşması için onu ikna ettim ama ne yapacağımızı düşünmen lazım. | Open Subtitles | لكنني أقنعته بالعودة والكلام لك ، ولكن يجب تحديد ما يجب عليك فعله بعد ذلك |
| Kendisi iş arıyor ancak, beraber akşam yemeği için onu ikna ettim. | Open Subtitles | انة يبحث عن عمل بلاشجار لكنى اقنعته بالمجيء للبيت ويتناول العشاء معنا اولاً |
| Koğuşumdaki hasta çocuklarında herkes gibi ıstakozları sevme hakkı olduğuna onu ikna ettim. | Open Subtitles | فقط اقنعته ان الاطفال المرضى في العالم يستحقون الدمى مثل غيرهم |
| Değişir diye onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتها أن الأمور من الممكن أن تتغير |
| Ve tahmin et bakalım kimin D.J'lik yapması için onu ikna ettim? | Open Subtitles | وتخيل من منسق الموسيقى الذي أقنعتها أن تعينه؟ |
| Onu gördüm, durdum, ve geri gelip seninle konuşması için onu ikna ettim. | Open Subtitles | رأيته، ثم توقفت و أقنعته ليعود ويتحدث إليك |
| Bak, sana son bir fırsat vermesi için onu ikna ettim. | Open Subtitles | كما ترى .. فقد أقنعته أن يمنحك فرصةً أخيرة قم بتخفيض سعرك |
| Bu yüzden, araştırmamız için bize bazı ekipman alması için onu ikna ettim. | Open Subtitles | لذلك أقنعته أن يشتري لنا بعض المعدّات لأجل تحقيقاتنا |
| İki gözetmenimiz eşliğinde yarın tekrar sınav olman için onu ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعته بالسماح لك بفرصة أخيرة في اختبارات نصف الفصل الدراسي |
| Ve bir sürü konuşmadan sonra onu ikna ettim. | Open Subtitles | و بعد كثير من المجادلة أقنعته |
| onu ikna ettim demedim. | Open Subtitles | أنا لم أقل بأنّني أقنعته. |
| - onu ikna ettim. | Open Subtitles | - أنا اقنعته |
| Karım Caty, bütün iyi Marslılar gibi bebek sahibi olmaya başlamak istedi ama oyalanmak için bunun yerine bana elden düşme bir yat almaya onu ikna ettim. | Open Subtitles | زوجتي، كاتي، أرادت أن نبدأ بإنجاب الأطفال مثل مايفعل كل المريخ الجيدين، لكنني أقنعتها أنه ينبغي لنا أن شراء يخت آخر |
| Ona çıkma teklif ettiğim için mutlu oldu önce polis olmadığıma onu ikna ettim. | Open Subtitles | كلاّ، كانت سعيدة عندما طلبتُ الخروج معها... حالما أقنعتها أنّي لستُ شُرطياً. |
| Beni göreceğine onu ikna ettim. | Open Subtitles | . لقد أقنعتها بأنك سترينى |
| Acı yönetimi mevzu bahis olursa diye bizim için morfin vermeye onu ikna ettim. | Open Subtitles | و قد أقنعتها بإعداد واحدة لنا |