Mantıklı bir sebep olmadan, onu tutuklamak zor olacaktır. | Open Subtitles | إذا لم يكن بحوزتنا سبب منطقي سيكون من الصعب إلقاء القبض عليه |
O zaman da tek yapmamız gereken ortaya çıkıp, cinayete teşebbüsten onu tutuklamak olacak. | Open Subtitles | وجلّ ما علينا فعله عندها هو إلقاء القبض عليه بتهمة الشروع بالقتل. |
onu tutuklamak zorundayız yoksa kargaşa büyüyecek. | Open Subtitles | يجب علينا القبض عليه أو ستكون هناك المزيد من الفوضى. |
İyi de bu onu tutuklamak için yeterli bir kanıt sayılmaz. | Open Subtitles | أجل، ولكن تلك ليست بالأدلة الكافية لإلقاء القبض عليها |
O kontrolümüz dışında ve Avrupalılar onu tutuklamak istiyorlar. | Open Subtitles | انها خارج الشبكة، والسلطات الأوروبية تريد القبض عليها |
Şu anda memurlarımız onu tutuklamak üzere yolda. | Open Subtitles | الضباط في طريقهم للقبض عليه عودوا للفندق |
onu tutuklamak istiyorlarsa neden kendileri yapmıyor? | Open Subtitles | إن أرادوا سجنه فليقوموا هم بذلك |
onu tutuklamak için izninizi istiyorum efendim. | Open Subtitles | أود الحصول على إذنك لإلقاء القبض عليه يا سيدي |
Bütün departmanım FBI ile birlikte bu katilin kim olduğunu öğrenmek ve onu tutuklamak için gece gündüz çalışıyor. | Open Subtitles | قسمي بأسره مع المباحث الفدرالية كانا يعملان 24 ساعة لتحديد هويّة القاتل وإلقاء القبض عليه. |
Dinle, onu tutuklamak için elimde yeterince şey olsa bile yani... burada konuştuğumuz şey bu değil. | Open Subtitles | حقاً؟ حتى لو نملك ما يكفي لإلقاء القبض عليه |
onu tutuklamak istiyorum, silahlı çatışma değil. | Open Subtitles | أريد القبض عليه وليس معركة بالسلاح |
onu tutuklamak istiyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | عليكم إلقاء القبض عليه أو ما شابه صحيح؟ |
Bu onu tutuklamak için yeterli değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا كافي لإلقاء القبض عليه,أليس كذلك؟ |
onu tutuklamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اُريد أن اُلقي القبض عليه |
Kaçak durumda ve Avrupalı otoriteler onu tutuklamak istiyor. | Open Subtitles | انها خارج القضبان، والسلطات الاوروبية تريد القبض عليها |
O benim kahramanım, ama sen onu tutuklamak istiyorsun. | Open Subtitles | انا احترمها. ولكن انت تريد القبض عليها |
Ve bulduğunda, onu tutuklamak için orada olacağım. | Open Subtitles | " إذا يستطيع فعل هذا ، فسيستطيع إيجاد " كين وعندما يفعل ، سأكون هُناك لألقي القبض عليها |
Diyorum ki elime onu tutuklamak için fırsat geçerse, bunu yapacağım. | Open Subtitles | كل ما أقوله, هو لو واتتني الفرصة للقبض عليه, فسأفعل |
Serhas tabloyu aldığında onu tutuklamak için hazır olmalıyız. | Open Subtitles | عندما يفوز زركسيس باللوحة علينا أن نكون مستعدين للقبض عليه |
Polis onu tutuklamak için bekliyor, bir gözlem ekibi de sizi takip edecek. | Open Subtitles | الشرطة المحلية مستعدة للقبض عليه وفريق المراقبة مستعد لتعقبكما |
onu tutuklamak istiyorlarsa neden kendileri yapmıyor? | Open Subtitles | إن أرادوا سجنه فليقوموا هم بذلك |