Onun arkadaşı mı yoksa senin mi? | Open Subtitles | صديق له أو صديق لك؟ |
- Louis Onun arkadaşı Walt ve ortadan kaybolman onu oldukça üzdü. | Open Subtitles | -لويس)، يُعتبر صديقاً له يا (والت) ) و إختفائكَ أزعجه |
Sen Onun arkadaşı falan mısın? | Open Subtitles | هل أنت صديقه أو شيئ ما ؟ |
Belki sen Marty'e burada, Patrick'in Onun arkadaşı olduğunu anlatabilirsin. | Open Subtitles | ربما تريد اخبار مارتي هنا بأن باتريك هو صديقه |
Ben de bu yüzden içkimi onun yüzüne döktüm ama karıştırma çubuğu gözüne geldi ve Onun arkadaşı onu hastaneye götürecek kadar iyi biriydi. | Open Subtitles | ثم رميت شرابي في وجهها ولكن العصا ضربت في عينها وصديقتها كان لطيفة كفاية لتأخذها الى المستشفى |
Barın yanındaki kırmızı elbiseli, Onun arkadaşı şu sarı etekli şu pembe kıyafetli ve Roxanne ki bunu daha yeni fark ediyorum. | Open Subtitles | ذات الفستان الأحمر هناك عند المسقى و صديقتها ذات الجونلة الصفراء و ذات الشريط الوردي التي تجلب الطعام |
Masaları bekledi. Buradaki herkes Onun arkadaşı. Herkes onun normal olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كل شخص هنا هو صديقها , وكل شخص قال بأنّها طبيعية |
En komik kısmı da şu ki, aptal, Onun arkadaşı olduğumu sanıyor. | Open Subtitles | نعم، وأفضل جزء أولِ، ذلك الأبلهِ يَعتقدُ في الحقيقة أَنا صديقُه. |
Onun arkadaşı, bu her kimse, ne istediğini bulacağız, iyiyi oynayacağız, | Open Subtitles | بالنسبة لصديقها مهما كانت هويته نرى ما يريد و نتظاهر باللطف |
Ama Onun arkadaşı değilsin sen. | Open Subtitles | ولكنك لست صديقاً له |
İkisi de Onun arkadaşı. | Open Subtitles | -أبي. كلاهما صديقاً له |
Onun arkadaşı mısın? | Open Subtitles | حسنا،حسنا... أنت صديقه ؟ |
Hooman Jaka'nın sıfatına tüküreyim. Sen Onun arkadaşı mısın? | Open Subtitles | (تباً لـ(هومان جاكا هل أنت صديقه ؟ |
Hasta Onun arkadaşı diye bu işi öylece halledemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أترك ذلك يحدث فقط لأن المريض هو صديقه |
Gördüğünüz gibi Onun arkadaşı burada. | Open Subtitles | ما تراه أمامك هو صديقه |
Kız ve Onun arkadaşı Hannelore buraya gelirler ve erleri eğlendirirler. Hepimiz idare etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | هو وصديقتها (هانا لورا) تأتيان لملاطفة الجنود الأمريكان يلقون التحيه ويذهبون, وهذا كل شئ |
Onun arkadaşı olduğumu ve onunla irtibatta kalacağımı söyledim. | Open Subtitles | انها فتاة جيدة اشتاقت الى والدها قلت اننى سأكون صديقها و سأبقى على اتصال بها |
- Ve Phoebe Onun arkadaşı. | Open Subtitles | وفويب صديقُه. |
Onun arkadaşı, bu her kimse, ne istediğini bulacağız, iyiyi oynayacağız, | Open Subtitles | بالنسبة لصديقها مهما كانت هويته نرى ما يريد و نتظاهر باللطف |