Sana onun bu işle bir alakasının olmadığını söylemiştim. Kimin kanı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك لا شأن له بهذا لكني أعلم دم من هذا |
Beni dinleyin, çocuğun gitmesine izin verin. onun bu işle bir ilgisi yok! | Open Subtitles | أصغيا لي، اتركا الفتى يذهب فلا علاقة له بهذا |
onun bu kadar gürültülü olduğunu hiç duymamıştım -- aslında böyle daha çarpıcı. | TED | لم أستمع له بهذا العلو من قبل -- إنه في حقيقة الأمر أكثر ثأثيرا. |
onun bu iyiliğinin karşılığında, onun için bir sorumluluk almazsam. | Open Subtitles | بهذا فلا بأس إن لم أحصل على رد منه |
onun bu iyiliğinin karşılığında, onun için bir sorumluluk almazsam. | Open Subtitles | بهذا فلا بأس إن لم أحصل على رد منه |
Size hayır demesinin ikinci nedeni siz onun bu işi kotaracak enerjisi olduğunu düşünürken, onun bunun için gücü olmadığını bilmesi ve bunu size itiraf etmeyecek olmasıdır. | TED | السبب الثاني لقوله لا هو أنك تعتقد بأن لديه القدرة على إنجازه، ولكنه يعلم أنه ليس لديه القدرة للقيام بذلك ولن يعترف بذلك في تلك المحادثة معك. |
Lütfen onu öldürme. onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أرجوك لا تقتله، لا علاقة له بهذا |
Durun, onun bu işle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | انتظر, لا علاقة له بهذا |
Durun, onun bu işle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | انتظر, لا علاقة له بهذا |
onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا علاقة له بهذا . |