Belki Onun da niyeti budur ama onunla konuşmadan öğrenemeyiz. | Open Subtitles | وربما هو أيضاً متعمد لكننا لن نعرف إلا تحدثت معه |
Ve Onun da bilmesinin an meselesi olmasından dolayı korkuyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ مرتعبة لأنّها فقط مسألة وقت حتّى يعرفها هو أيضاً |
Bunu daha da hoş kılan, Onun da sana aşık olduğunu sanması. | Open Subtitles | و ما يجعل هذا لطيفا للغاية أن يعتقد أنه يحبها هو الآخر. |
Hatta Onun da bu çamurdan kurtulmasına yardımcı olurum. İyi bir kız, değil mi? | Open Subtitles | وسوف أخرجها هي أيضا من الحمأة التي تعيش فيها |
O bakışı tanırım. Onun da benle işi bitti. | Open Subtitles | رأيتَ وجهه، أعرف تلك النظرة، هو أيضًا فقد الأمل فيّ. |
Onun da beni ne kadar sevdiğini anladığımda çok geç olmuştu. | Open Subtitles | وعلمت كم كانت تهتم هى الاخرى ولكن بعد فوات الآوان. |
Bizim evimiz senin evin, yani Onun da evi. | Open Subtitles | منزلنا هو منزلك، وهذا يجعلها منزلها هي أيضًا. |
Bu yüzden, Onun da hayatını mahvetmeden, bir an evvel kendine çeki düzen ver. | Open Subtitles | لذا اجمعي شتات حياتك قبل ان تدمري حياتها هي الأخرى |
Demek istediğim, eğer biz randevularımızda dışarı çıkmıyorsak Onun da çıkmaması doğru olur. | Open Subtitles | انا اقصد, لو لم نكن بستطعتنا الخروج في موعد هي ايضا لن يكون باستطعتها المواعده |
Eğer ben kalacaksam, Ray de kalacak. Onun da şu Debra'ya söylemek istemediği trafik cezası var. | Open Subtitles | هو أيضاً لديه مخالفة لم يشأ أن يخبر ديبرا |
Biz onu açamazsak Onun da açamayacağından emin olalım. | Open Subtitles | إذا كنا لا نستطيع فتحه, لنحرص على أن لا يستطيع هو أيضاً |
Celladı kazıklamak hoşuma gitmiyor diyelim. Onun da geçimini sağlaması lazım. | Open Subtitles | لنقل أنني لا أحب أن أخون رجل المشنقة يجب أن يعيش هو أيضاً |
Belki de onlardan biri Onun da içine girmiştir. | Open Subtitles | ربما واحد من تلك الأشياء عالقٌ بداخله هو أيضاً |
Onun da beslemesi gereken bir ailesi vardı. | Open Subtitles | هو أيضاً لديه عائلة ليزودها ايضاً |
Ama diğer adam, kötü hissetmemem gerektiğini Onun da beyninin karışık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن الرجل الآخر أخبرني ألا أستاء وقال بأن عقله ليس سليماً هو الآخر |
Dom'un 16 yaşından beri bir dizi işi olmuştu ve Onun da bir kavanoz parası vardı. | TED | صديقي دوم كان لدية سلسلة من الأعمال منذ أن كان في السادسة عشرة، مما يعني أنه هو الآخر لديه مقدار من المال. |
Ve Onun da bu kaybı hissetmeye ihtiyacı olduğunu anladım ve bunu paylaşmaya, ve ona yardım etmek istedim. | Open Subtitles | و كنت أعرف أنه يحتاج هذه الخسارة هو الآخر و أن يشاركني فيها و أردت مساعدته |
Ama başka şansım yoktu. Onun da yok. | Open Subtitles | لكن لم يكن لي خيار ولا هي أيضا ً |
Onun da hatası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنها غلطتها هي أيضا ً |
Onun da canı yanıyor, Klaus. Bildiğinden daha fazla. | Open Subtitles | هو أيضًا يتألَّم يا (كلاوس)، أكثر مما تعلم. |
Evet, Onun da çocuğu olamaz. | Open Subtitles | لا يمكنها الحصول على اطفال, هى الاخرى |
Elbette Onun da yaptıklarının karşılığı verilecek. | Open Subtitles | أعني، بالطبعِ سأعوضها عن مجهودها هي أيضًا |
Onun da teslim alınılarak ölmesini istiyoruz. | Open Subtitles | و رغبتنا أيضاً أن تموت هي الأخرى بالقوى الإعترافية. |
Eğer benim olmazsan Onun da olamazsın. | Open Subtitles | حسنا , ان لم احصل عليك , لن تحصل عليك هي ايضا |
Onun da ayrıImasının ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف كم هو صعب بالنسبة لكِ أن تخرج هي ايضاً |
Onun da sabikasi kabarik. | Open Subtitles | لديه سجلّ إجرامي أيضاً. |
Yani Onun da yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | لذا لم يكن هناك شيء يمكنه القيام به أيضاً |