"onun da" - Translation from Turkish to Arabic

    • هو أيضاً
        
    • هو الآخر
        
    • هي أيضا
        
    • هو أيضًا
        
    • ترافقك إليه
        
    • هى الاخرى
        
    • هي أيضًا
        
    • هي الأخرى
        
    • هي ايضا
        
    • هي ايضاً
        
    • لديه سجلّ إجرامي أيضاً
        
    • به أيضاً
        
    Belki Onun da niyeti budur ama onunla konuşmadan öğrenemeyiz. Open Subtitles وربما هو أيضاً متعمد لكننا لن نعرف إلا تحدثت معه
    Ve Onun da bilmesinin an meselesi olmasından dolayı korkuyorsun. Open Subtitles وأنتِ مرتعبة لأنّها فقط مسألة وقت حتّى يعرفها هو أيضاً
    Bunu daha da hoş kılan, Onun da sana aşık olduğunu sanması. Open Subtitles و ما يجعل هذا لطيفا للغاية أن يعتقد أنه يحبها هو الآخر.
    Hatta Onun da bu çamurdan kurtulmasına yardımcı olurum. İyi bir kız, değil mi? Open Subtitles وسوف أخرجها هي أيضا من الحمأة التي تعيش فيها
    O bakışı tanırım. Onun da benle işi bitti. Open Subtitles رأيتَ وجهه، أعرف تلك النظرة، هو أيضًا فقد الأمل فيّ.
    Onun da beni ne kadar sevdiğini anladığımda çok geç olmuştu. Open Subtitles وعلمت كم كانت تهتم هى الاخرى ولكن بعد فوات الآوان.
    Bizim evimiz senin evin, yani Onun da evi. Open Subtitles منزلنا هو منزلك، وهذا يجعلها منزلها هي أيضًا.
    Bu yüzden, Onun da hayatını mahvetmeden, bir an evvel kendine çeki düzen ver. Open Subtitles لذا اجمعي شتات حياتك قبل ان تدمري حياتها هي الأخرى
    Demek istediğim, eğer biz randevularımızda dışarı çıkmıyorsak Onun da çıkmaması doğru olur. Open Subtitles انا اقصد, لو لم نكن بستطعتنا الخروج في موعد هي ايضا لن يكون باستطعتها المواعده
    Eğer ben kalacaksam, Ray de kalacak. Onun da şu Debra'ya söylemek istemediği trafik cezası var. Open Subtitles هو أيضاً لديه مخالفة لم يشأ أن يخبر ديبرا
    Biz onu açamazsak Onun da açamayacağından emin olalım. Open Subtitles إذا كنا لا نستطيع فتحه, لنحرص على أن لا يستطيع هو أيضاً
    Celladı kazıklamak hoşuma gitmiyor diyelim. Onun da geçimini sağlaması lazım. Open Subtitles لنقل أنني لا أحب أن أخون رجل المشنقة يجب أن يعيش هو أيضاً
    Belki de onlardan biri Onun da içine girmiştir. Open Subtitles ربما واحد من تلك الأشياء عالقٌ بداخله هو أيضاً
    Onun da beslemesi gereken bir ailesi vardı. Open Subtitles هو أيضاً لديه عائلة ليزودها ايضاً
    Ama diğer adam, kötü hissetmemem gerektiğini Onun da beyninin karışık olduğunu söyledi. Open Subtitles ولكن الرجل الآخر أخبرني ألا أستاء وقال بأن عقله ليس سليماً هو الآخر
    Dom'un 16 yaşından beri bir dizi işi olmuştu ve Onun da bir kavanoz parası vardı. TED صديقي دوم كان لدية سلسلة من الأعمال منذ أن كان في السادسة عشرة، مما يعني أنه هو الآخر لديه مقدار من المال.
    Ve Onun da bu kaybı hissetmeye ihtiyacı olduğunu anladım ve bunu paylaşmaya, ve ona yardım etmek istedim. Open Subtitles و كنت أعرف أنه يحتاج هذه الخسارة هو الآخر و أن يشاركني فيها و أردت مساعدته
    Ama başka şansım yoktu. Onun da yok. Open Subtitles لكن لم يكن لي خيار ولا هي أيضا ً
    Onun da hatası olduğunu söylüyor. Open Subtitles تقول أنها غلطتها هي أيضا ً
    Onun da canı yanıyor, Klaus. Bildiğinden daha fazla. Open Subtitles هو أيضًا يتألَّم يا (كلاوس)، أكثر مما تعلم.
    Evet, Onun da çocuğu olamaz. Open Subtitles لا يمكنها الحصول على اطفال, هى الاخرى
    Elbette Onun da yaptıklarının karşılığı verilecek. Open Subtitles أعني، بالطبعِ سأعوضها عن مجهودها هي أيضًا
    Onun da teslim alınılarak ölmesini istiyoruz. Open Subtitles و رغبتنا أيضاً أن تموت هي الأخرى بالقوى الإعترافية.
    Eğer benim olmazsan Onun da olamazsın. Open Subtitles حسنا , ان لم احصل عليك , لن تحصل عليك هي ايضا
    Onun da ayrıImasının ne kadar zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles وأعرف كم هو صعب بالنسبة لكِ أن تخرج هي ايضاً
    Onun da sabikasi kabarik. Open Subtitles لديه سجلّ إجرامي أيضاً.
    Yani Onun da yapabileceği bir şey yok. Open Subtitles لذا لم يكن هناك شيء يمكنه القيام به أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more