Dün gece onun odasında ne yapıyordunuz? | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل في غرفتها الليلة الماضية ؟ |
Fakat sonra onun odasında bu kitabın aynısını buldum, eski adresi de vardı. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك وجدت نفس الكتاب في غرفتها موجود به عنوانها القديم |
Gecenin 3'ünde beni arayıp, onun odasında olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أتعلمين , لقد كانت تتصل بي عند الساعة الثالثة صباحاً و هي مقتنعة بأنه في غرفتها |
Hayır, ama o görünüşe onun odasında dün gece oldu. | Open Subtitles | كلا, لكن من الواضح أنها كانت في غرفته الليلة الفائتة. |
Sen benim odamda, o burada yatacak. Ben de onun odasında yatacağım. | Open Subtitles | أنتَ في غرفتي, أنا في غرفته و هو بالأسفل هنا |
Ben sadece seni korkutmak istemiyorum, bililyorsun onun odasında yaşıyorsun. | Open Subtitles | فقط كنت لا اريدك ان اخيفك انت تعرف ، انك تعيش في غرفته |
Ama sonra o kadın öldürülen o kadın, onun odasında yaşıyormuş. | Open Subtitles | تلك المرأة, المرأة التي كانت قتلت, تعيش في غرفتها و |
Neden bana onun odasında ne aradığını söylemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تريد أخباري ما الذي كنت تفعله في غرفتها ؟ |
Sırf onun odasında da durmayıp evin etrafında geziyor. | Open Subtitles | وليس فقط في غرفتها. وتتحرك في جميع أنحاء المنزل. |
Künyenin onun odasında bulunduğunu mu? | Open Subtitles | لأن قرص هويتك قد وجد في غرفتها |
Seni rahatsız etmeyiz. onun odasında yatacağım. | Open Subtitles | سوف لن نزعجك سأذهب للنوم في غرفتها |
Ayrıca cinayetlerin olduğu gece onun odasında olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كما أننا نعلم... أنه كان في غرفتها ليلة الجريمة |
Gel hadi. onun odasında olmamalıyız. | Open Subtitles | هيا لا ينبغي أن نكون في غرفتها |
Yukarda onun odasında işimi yapıyordum. | Open Subtitles | كنت في الطابق العلوي في غرفتها ... أهتم بشؤوني |
- ...onun odasında olmak istedim. | Open Subtitles | فقط أردت أن اكون في غرفتها لا بأس |
Babanın evde olmadığını söylemiştin. onun odasında uyuyabilirim. | Open Subtitles | لقد قلتي أن والدك ليس بالمنزل يمكننا النوم في غرفته |
Babanın evde olmadığını söylemiştin. onun odasında uyuyabilirim. | Open Subtitles | لقد قلتي أن والدك ليس بالمنزل يمكننا النوم في غرفته |
Christian yok. Bu yüzden sanırım şu üçü onun odasında yatabilir. | Open Subtitles | حسنا, بما أن كريستيان غير موجود, فأعتقد أن هؤلاء الثلاثة يمكنهم النوم في غرفته |
Tek bildiğim onun odasında uyuduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنني نمت في غرفته. |
Her gece onun odasında uyumanıza gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تنام في غرفته كل ليلة |
O zamanlar onu ilk kaybetmemizden sonra saatlerce onun odasında otururdu. | Open Subtitles | ... بعد أن فقدناه للمرة الأولى اعتادت أن تمكث في غرفته لساعات |