| Onun yaşadığını biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم انها على قيد الحياة. |
| Onun yaşadığını biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم انها على قيد الحياة. |
| Pekala, sen sadece Onun yaşadığını değil aynı zamanda Xibalbanları üzerimize saldığını da mı düşünüyorsun. | Open Subtitles | حسنا، انت لا تعتقد فقد انها على قيد الحياة بل انها من قامت باطلاق زيبالبا) علينا) |
| İkuo hep; Onun yaşadığını kanıtlamasının tek yolu bu, derdi. | Open Subtitles | (إيكو) كان يقول أنها طريقته الوحيدة ليبرهن على أنه حي. |
| Hepimiz Onun yaşadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | كلنا نظن أنه حي |
| Lobos'un yerinin bir önemi yoktu ta ki avukat Onun yaşadığını öğrenene kadar. | Open Subtitles | لذا فمكان تواجده غير مهم ما لم يعرف (بروكتور) أنه حي |
| Ama o sırada Onun yaşadığını sandım. | Open Subtitles | كنت اعقتد انها على قيد الحياة... |
| Onun yaşadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه حي. |