ويكيبيديا

    "oradaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هُناك
        
    • هناك
        
    • بجوار
        
    • قرب
        
    • بقرب
        
    • الموجودين
        
    • أتلك
        
    • هنا و لكن عددها
        
    • أثواب كل
        
    • مستوفاة
        
    • الهامد في شقتي
        
    • العقل و الفكر
        
    Oradaki bir kömür parçasından elmas elde etmenin imkanı yok. Open Subtitles ليس هُناك فرصة لتحصل على ألماس من قطعة فحم. هُناك.
    Oradaki sıradan bir adam, bir diğer sıradan adama saldırıyor efendim. Open Subtitles الرجل العادي هُناك يُحاول ممارسة العُنف على .الرجال العاديون الأخرون ،سيدي
    Tatlım, biliyorum, bu, yaptıklarımızın en zoru, ama o mutfağa gireceğiz ve Oradaki şeylerle yüzleşeceğiz. Open Subtitles حبيبتى, أعرِف أنّنا نواجِه أكثر المعوِّقات صعوبة, ولكننا يجِبُ أن ندخل إلى المطبخ الآن ونواجه ما حدث هُناك.
    Hadi listenin en tepesine bakalım çünkü bence Oradaki şey de sizi şaşırtabilir. TED لكن دعونا نذهب لرأس القائمة، لأني أعتقد أن ما يوجد هناك سيفاجئكم أيضًا.
    Ve Oradaki benim kafamdan daha büyük olan ise McDonalds, Burger King ve diğer büyük şirketlerin bizim yememiz gerektiğini düşündükleridir. TED والجزء الكائن هناك , وهو أكبر من رأسي هو ما تفكر ماكدونالدز وبرجر كنج والشركات الكبرى الأخرى أنه يجب علينا أكله
    Peki çitin Oradaki adamları gören demiryolcu Lee Bowers'dan ne haber? Open Subtitles ماذا عن رجل السكك الحديدية , لي باورز الذي رأى الرجال في يقفون بجوار السور ؟
    "Şehir çöplüğünün Oradaki ağaçların arasında bulunmuş." Open Subtitles وجدوا يعيشون معاً في .الغابة قرب المستنقعات
    Oradaki çiftliklerdeki köleler için ucuz bir yem. Open Subtitles ـ إنها علف رخيص للعبيد من أجل الزراعة هُناك
    Bak, Oradaki Irving Wallace olmalı. Open Subtitles . إنظرى , لابد أنه إيرفنج والاس الذى هُناك
    Bizim istemediğimiz sadece Oradaki yeni tutumun bu tarafa sıçramaması. Open Subtitles ما لا نُريدُه أنَ ذلكَ السُلوك الجَديد هُناك يَأتي مُندَفِعاً إلى هُنا
    Yani Oradaki bir tek sen olmayacaksın. Open Subtitles أعني، لستَ أنتَ هُناك لوحدِك. لكن نحنُ الضُباط
    Anneni arayacağım, personel odasına gidip Oradaki masayı kullan. Open Subtitles سوف أتصل بوالدتكِ , لذا إذهبى إلى غرفة الموظفين و إستخدمى المكتب هُناك
    Oradaki doktora onu ne kadar tutabileceklerini sordum. Open Subtitles لقد قمت بسؤال الطبيب هُناك ..عن الفترةالتييستطيعونإبقائهفيها.
    Birkez daha bana yaklaş da dilini Oradaki bebek kâtilini sikmek için kullanacağım. Open Subtitles قَرب مني ذلك الشيىء مرة آخرى و سوف أستعمل لسانك للإعتداء على قاتلة الأطفال التي هُناك
    Bunun yerine yakındaki bir bara gider ve Oradaki taraftarlarla birlikte tezahürat yapardınız. TED وبدلا من ذلك تذهب إلى البار المحلي. وتشجع مع جماهير تلك الرياضة هناك.
    Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. Open Subtitles ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً
    Sonra ateş etmeye başladı. Oradaki kadını vurdu, ben de bir daha vurdum. Open Subtitles ثم بدأ بإطلاق النار و أصاب تلك المرأة هناك ، لذا ضربته مجدداً
    Roger, buz kutusuna gidip bana Oradaki büyük kırmızı şişeyi getir. Open Subtitles روجر أريدك أن تذهب للثلاجة و تحضر زجاجة حمراء وضعتها هناك
    Oradaki havaalanı yeterince uzun değil, ama başka seçenekleri yok. Open Subtitles المساحة هناك غير كافية للهبوط لكن ليس لديهم خيار اخر
    Masa için yeterli paramız olmadığından Oradaki barda dikilmiştik. Open Subtitles كان لابد وأن نقف على اليمين بجوار الحانة لأننا لا نستطيع تحمل منضدة
    Küvetinin Oradaki ayna olmasaydı, ...göz temasımız bile olmayacaktı. Open Subtitles لولا تلكَ المرآة قرب حوض الاستحمام لما التقَتْ عينانا حتّى لن نفعل هذا.
    Hey, Todd, şey, mesajını aldım, 12:00 iyidir, parkın Oradaki köprüde buluşuyoruz Bekle. Open Subtitles مرحبا تود, لقد وصلتني رسالتك الساعة الثانية عشر جيده اذاً ساقابلك علي الجسر بقرب المنتزه
    Sonra protestolarının Oradaki askerlere değil savaş kavramına karşı olduğunu anladım. Open Subtitles أنهم لا يحتجون على الرجال والنساء الموجودين هناك إنهم يحتجون على مبدأ الحرب
    Oradaki onun gizli taco sosunun son kırıntıları mı? Open Subtitles أتلك آخر صلصة (التاكو) السرية الخاصة به هناك؟
    Hayır. Oradaki bazı otellerin küçük miktarda hisselerine sahibim. Open Subtitles لا, أملك بعض الأسهم فى بعض الفنادق هنا و لكن عددها قليل جداً
    Sizin Oradaki kadınların oto tamircisindeki muhasebeciler gibi giyindiklerini biliyorum. Open Subtitles أثواب كل نساء مستعمرتك تبدو وكأنهن يعملن في ورشة تصليح سيارات.
    Ama yepyeni bir yere gidebilir, yepyeni bir apartman inşa edebilirsiniz, yeter ki Oradaki kurallar araya girmek yerine inşa etmeyi kolaylaştıran kurallar olsun. TED لكن بامكانك الذهاب الى مكان اخر جديد كليا, وتبني عمارة سكنية جديدة, طالما كانت الشروط مستوفاة. حيث من شانها تسهيل الانشاء بدلا من ان تدخلنا في متاهات.
    Eskiden polis olduğumu biliyorsan Oradaki adamın ortağımı öldürdüğünü de bilirsin. Open Subtitles طالما تعلم أنّي كنت شرطية إذن تعلم أن ذلك الرجل الهامد في شقتي ساعد على قتل شريكي.
    Hükümet binasına yürüyüp, Oradaki kibirli piçle manasız, aptalca bir diyaloga girecek değilim. Open Subtitles أنا لن أقوم بمسيارات إلى مكتب الحاكم و أقوم بحوار ذاتي عبثي، مع هؤلاء اللقطاء، عدمي العقل و الفكر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد