Ve bunu kanıtladığımızda hep beraber Büyülü Orman'a geri dönebiliriz. | Open Subtitles | و عندما نثبت ذلك، نستطيع العودة جميعاً إلى الغابة المسحورة |
Şüphesiz hedefimiz Batı'daki Yasak Orman'a gidip tabutu bulmak. | Open Subtitles | نحن سنتوجه إلى الغابة المحرمة غربا لنجد التابوت، بالطبع |
Büyülü Orman'a dönmek için fasulyeleri mi kullanmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدون استخدام الفاصولياء للعودة إلى الغابة المسحورة |
Kaybolmadan önce buradan çıkabiliriz. Bunu kullanarak Büyülü Orman'a geri döneriz. | Open Subtitles | نستطيع الهرب أوّلاً، و العودة إلى الغابة المسحورة باستخدام هذه |
Yani Büyülü Orman'a gitmenin bir yolu olsaydı? | Open Subtitles | أعني إنْ كانت هناك طريقة للعودة إلى الغابة المسحورة |
Sonra fasulyeleri Storybrooke yok olmadan önce herkesi Büyülü Orman'a geri götürmek için kullanırız. | Open Subtitles | واستخدامها لإعادة الجميع إلى الغابة ''المسحورة قبل اختفاء ''ستوري بروك |
Batıya gitmeye devam edersen Kara Orman'a gidersin,canım. | Open Subtitles | إنْ واصلتِ التوجّه غرباً ستصلين إلى الغابة المظلمة يا حبيبتي |
O halde bol şanslar. Kara Orman'a doğru gitti. | Open Subtitles | حظّاً طيّباً في ذلك فقد توجّهت إلى الغابة المظلمة |
Verdiğim ayakkabılar seni Büyülü Orman'a götürdü, değil mi? | Open Subtitles | وهذان الخفّان أخذاكِ إلى الغابة المسحورة، أليس كذلك؟ |
Hepimizin Büyülü Orman'a gidip bir sene boyunca orada kaldığımızı ama hiçbir şey hatırlamadığımızı duyana kadar neler olduğunu anlamadım. | Open Subtitles | لمْ أفهم ماذا حدث إلى أنْ سمعت الجميع يقولون... أنّنا عدنا إلى الغابة المسحورة ومكثنا هناك عاماً دون أنْ نعرف |
Bir sefer bebekken, bir kez de Büyülü Orman'a onsuz dönmeye zorlandığımızda. | Open Subtitles | مرّةً في طفولتها ومجدّداً حين أُرغمنا على العودة إلى الغابة المسحورة مِنْ دونها |
Ailemizin Büyülü Orman'a neden gittiğini öğrendin mi? | Open Subtitles | هل اكتشفتِ لما ذهب والدانا إلى الغابة المسحورة؟ |
Varolmayan Orman'a döndü ve bizim için yıllarca savaştı. | Open Subtitles | عادت إلى الغابة الأبدية وحاربت لأجلنا عدة سنوات |
Bence buraya hiç gelmediler. Büyülü Orman'a geri dönmenin bir yolunu bulmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | يجدر بنا البحث إذاً عن طريق العودة إلى الغابة المسحورة |
- Şirine gizemli bir Şirin gördü. - Yasak Orman'a gitmeliyiz. | Open Subtitles | ـ السنفورة رأت سنفور غامض ـ يجب أن نذهب إلى الغابة المحرمة |
Kaleden kaçıp Karanlık Orman'a gitmiş. | Open Subtitles | لقد هربت من القلعة إلى الغابة المظلمة. |
Tek yapmanız gereken, Kara Orman'a gidip onun büyü asasını yok etmek. | Open Subtitles | فكل ما عليك فعله هو القيام برحلة إلى الغابة المظلمة -وتدمير عصاها السحرية |
Nereye? Büyülü Orman'a, yuvamıza. | Open Subtitles | إلى الغابة المسحورة إلى ديارنا |
Gizli gizli sihirli fasulye yetiştiriyorlardı. Seni Büyülü Orman'a götürmek istiyorlar. | Open Subtitles | يزرعون الفاصولياء السحريّة بالخفاء و يريدون أخذك إلى الغابة المسحورة... |
Büyülü Orman'a dönmek istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين العودة إلى الغابة المسحورة |