M.Ö. 4,000'lerde Orta Asya'daki göçebe insanlar ilk kez onları evcilleştirmeyi öğrendi. | Open Subtitles | سنة 4000 قبل الميلاد، تعلّم البدو في وسط آسيا ترويضهم للمرة الأولى. |
Ve Orta Asya'ya ulaştıklarında bozkıra süper bir anayola ulaştılar. Otlaktan süper bir anayol. | TED | وأخيرا وصلوا إلى وسط آسيا وهكذا وصلوا إلى ما كان بمثابة طريق سريع، طريق سريع عشبي. |
Şimdi dünyanın başka bir bölgesine bakalım Orta Asya'nın Eski Sovyet Cumhuriyetleri. | TED | الآن دعونا ننظر إلي جزء آخر من العالم , الجمهوريات السوفيتية السابقة في وسط آسيا , عائلة الستان |
Tüm bunlar, Orta Asya'daki petrol kaynaklarının kontrolünü sağlamak için yapıldı. | Open Subtitles | كل هذا كان بهدف السيطرة على موارد النفط في وسط اسيا |
Orta Asya'da toplu yıkım silahlarının varlığına dair bir kanıt. | Open Subtitles | كدليل على تواجد أسلحة الدمار الشامل وسط اسيا |
Ayrılıkçılar Orta Asya'daki üslerine ulaştıklarında kutuları tetikleyeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك أننا كنا ننوي تفجير العبوات .بمجرد أن يصل الارهابيون إلى قاعدتهم في وسط اسيا |
Orta Asya ve Afrika'ya sık sık yalnız giden Amerikalı bir araştırmacı tanıyorum. | TED | أعرفُ باحثة أمريكية تسافرُ كثيرًا وحدها في آسيا الوسطى وأفريقيا. |
Bu yaz Orta Asya'daki ilk karbon-doğal adayı oluşturacak ilk iki dağın inşaat dökümanlarını hazırlamaya başlıyoruz. | TED | وهذا الصيف سنبدأ وثائق التشييد والبناء لأول جبلين فيما ستصبح أول جزيرة خالية من الكربون في آسيا الوسطى |
Bu dünya İspanya Cordoba'dan Orta Asya'daki Semerkand'a kadar uzanıyordu. | Open Subtitles | و الذي اَمتدَ من قُرطبة في إسبانيا على طول الطريق إلى سمرقند في وسط آسيا |
Bu aşağılık herifi serbest bırakmak Orta Asya'yı cehenneme çevirecektir. | Open Subtitles | أو موته إن أفرجوا عن ذلك الوغد فستحدث ثورة في وسط آسيا |
Bileşenin, Çinlilerin elinde geçmesiyle birlikte Rusların, Orta Asya'daki savunma hatlarını genişletmeleri gerekecek. | Open Subtitles | بوجود القطعة مع الصينيين سيحتاج الروس لمد خط دفاعهم في وسط آسيا |
Orta Asya'ya hareket ettiğini doğrulamışlar. | Open Subtitles | بأعداد كبيرة من القوات إلي منطقة وسط آسيا |
İki pilot da Orta Asya'da müttefikimiz olan Polonya ordusunda görev yapmış. | Open Subtitles | كلا الطيارين خدموا لبولندا وسط آسيا إلى جانبنا |
Ayrılıkçılar, Orta Asya'daki üslerine ulaştıklarında kutuları tetikleyeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك أننا كنا سنطلق المفجر بمجرد أن يصل الارهابيون غلى قاعدتهم في وسط اسيا |
Sinir gazı Long Beach Limanında, Orta Asya'ya gitmek üzere bekleyen bir yük gemisinde, tıbbi malzemeyle dolu bir konteynerde. | Open Subtitles | (إن غاز الأعصاب في ميناء (لونج بيتش في حاوية بها أغراض طبية في شاحنة متجهة إلى وسط اسيا |
Küçük bir Orta Asya ülkesi. | Open Subtitles | بلد في وسط اسيا |
Orta Asya'da Afganistan, Tacikistan ve Kırgızistan arasında küçük bir bölge. | Open Subtitles | انها ارض صغيرة في وسط اسيا تقع ما بين افغانستان طاجكستان... . |
Orta Asya'daki bir ülkenin başındaki birisi için doğum günü partisi. | Open Subtitles | إنها حفلة عيد ميلاد لرئيس دولة في آسيا الوسطى |
Orta Asya'ya da bir yere atandıklarını duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنه تمّ نقلهم لمكانٍ ما في آسيا الوسطى! |