Bir reklamla başlıyorum, George Orwell'den esinlenerek Apple'ın 1984'te yayınladığı reklam. | TED | أود أن ابدأ بإعلان استلهم من رواية جورج أورويل أذاعته شركة آبل في 1984. |
George Orwell'in gözlem hakkında yaptığı öngörüleri düşünecek olursanız, bayağı iyimser biri olduğu sonucuna varırsınız. | TED | وإذا نظرت إلى الوراء الى التوقعات على المراقبة من قبل جورج أورويل، يتضح أن جورج أورويل كان متفائلا. |
Bu Orwell'in "1984"te değindiği uyarıların hakiki bir kökten yanlış anlaşılması. | TED | هذا بالفعل سوء فهم مهم للتحذيرات التي أطلقها أورويل في "1984." |
O günden beri birçok konuşmada George Orwell'ın yanıldığını duyduk. | TED | الكثير من المحادثات منذ ذلك الوقت كانت حول النصوص التي أخطأ فيها جورج أوريل. |
Kitapta, George Orwell ve Aldous Huxley'nin distopik görüşlerini karşılaştırırken şöyle diyordu: | TED | و هذا ما قاله، مقارنة الرؤى البائسة لجورج اورويل و الدويس هاكسلي. |
Fakat bana göre bu, kara delikleri tanımlamanın Orwell yolu. | TED | وأعتقد أنها طريقة لوصف ثقبٍ أسود حسب أورويل. |
Bu terim takma adıyla George Orwell olarak bilinen Britanyalı Eric Blair'den sonra türetilmişti. | TED | سُمى هذا المصطلح نسبة للكاتب إريك بلير المعروف باسمه المستعار جورج أورويل. |
Şimdi, kaç tane parlak bilim adamı ve girişimci ve yazarın -George Orwell gibi- yokluk içinde yitip gittiğini düşünün. | TED | تخيلوا كم عالماً وريادي أعمال وكاتباً لامعاً، مثل جورج أورويل يرزحون الآن تحت وطأة الفقر. |
Merhaba, öğretmen hanım, günün ortası daha? 30 tane Orwell'in Hayvan Çiftliği kompozisyonuna not vermeme ve özet çıkarmama yardım edecekmişsin gibi bir his var içimde. | Open Subtitles | استاعدني في تحضير المنهج الدراسي او احضر ثلاثون مقالة عن على مزرعةِ أورويل الحيوانية؟ |
Orwell'in emaili verdiği gece, şans eseri masamdaydım. | Open Subtitles | أعطتني أورويل الإيميل هذه الليلة لقد كانت ضربة حظ أن أتواجد في مكتبي |
Uyanık olucam. Merhaba, Vince. Ben Orwell. | Open Subtitles | سوف أبقى مستيقظة أهلا يا فينس معك أورويل |
George Orwell, Büyük Birader'in bir gün bizi izleyeceğini tahmin etti tahmin edemediği şey, Büyük Birader'i kendimiz yaratıp ona gönüllüce teslim olacağımızdı. | Open Subtitles | توقعه جورج أورويل أن الأخ الأكبر سيتم يراقبنا يوم ما، ولكن ما لا يتنبأه |
Veri gücünün kilidini açmak istiyorsak, totaliter bir rejimin Orwell görüşüne, değersiz bir geleceğin bir Huxley görüşüne ya da her ikisinin korkunç karışımlarına körü körüne gitmek zorunda değiliz. | TED | لذلك إذا أردنا أن نفتح قوة البيانات، ليس علينا الذهاب بطريقة عمياء إلى رؤية أورويل في المستقبل الشمولي أو رؤية هكسلي لعالم ساذج، أو خليط مروع بين الأثنين. |
ama bu terimi bu şekilde kullanmak sadece Orwell'in mesajını tam olarak iletmekte başarısız olmaya neden olmuyor, aslında onun tam olarak uyarmaya çalıştığı şeyi yapma riskine girmeye neden oluyor. | TED | ولكن استخدام المصطلح لهذا المعنى لا يعد فشلًا في توصيل رسالة أورويل فحسب، ولكنه مخاطرة بفعل ما حاول التحذير منه تحديدًا. |
Orwell aslında her türlü zorba yönetim biçimine karşıydı. Hayatının çoğunu hem sağdan hem de soldan olan antidemokratik güçlere karşı savaşmaya vermişti; | TED | كان أورويل معارضًا لجميع أشكال الاستبداد، حيث قضى معظم حياته يحارب القوى المناهضة للديمقراطية سواءً كانت تابعة لتيار اليسار أو اليمين. |
Bu sadece totaliter rejimlerde olabilen bir şeymiş gibi görünebilir; ama Orwell demokratik toplumlarda bile bunun olabilmesi potansiyeline karşı bizi uyarıyordu. | TED | هذا يشبه الى حد كبير ما يحدث فى الأنظمة الشمولية، ولكن ما حاول أورويل التحذير منه هو إمكانية حدوث ذلك حتى فى المجتمعات الديمقراطية. |
Ama onun yerine, karşısında sahtekar Robert Orwell'i buldu. | Open Subtitles | إلا انها وجدت بدلاً منه ذلك المحتال روبرت أوريل |
Bu amacına ulaşmak için de Bay Orwell'in onu Dadı Seagram'ın da kaldığı binaya yerleştirmesini sağladın. | Open Subtitles | و من أجل تحقيق غايتك ـ ـ ـ جعلت السيد أوريل هناك ـ ـ ـ في شقق تلك البناية و التي كانت بها أيضًا المربية سيغرام |
Bay Orwell'in, Bay Restarick rolünü oynamasına katlanabilirdi. | Open Subtitles | قالت بأنها تستطيع التأكيد بأن السيد أوريل هو نفسه السيد ريستارك |
Orwell, gerçeğin bizden saklanacağından ve Huxley, ilgisizlikler diyarında boğulacağımızdan endişeleniyordu. | TED | خشي اورويل أن تكون الحقيقة خُفيت علينا، و هاكسلي خشي أن نغرق في بحر من اللاعلاقية. |
Şey, ben de trene binmeden önce biraz içki içmiştim -- bunu sinirleri yatıştırmak için yapıyorum -- ve işte bir tren anonsunu taklit ettim, elimi şöyle tutup -- ''George Orwell, geldi sana sıra en sonunda." | TED | حسنًأ, حدث وقتها انني تناولت بعض الشراب قبل الصعود-- فعلت ذلك لأقوي اعصابي-- و بالتالي قمت بمحاكاةِ احدى نداءات القطار, واضعتًأ يدي-- " جورج اوريل, وقتك قد حان," ترون. |