ويكيبيديا

    "orwell" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أورويل
        
    • أوريل
        
    • اورويل
        
    • اوريل
        
    Bir reklamla başlıyorum, George Orwell'den esinlenerek Apple'ın 1984'te yayınladığı reklam. TED أود أن ابدأ بإعلان استلهم من رواية جورج أورويل أذاعته شركة آبل في 1984.
    George Orwell'in gözlem hakkında yaptığı öngörüleri düşünecek olursanız, bayağı iyimser biri olduğu sonucuna varırsınız. TED وإذا نظرت إلى الوراء الى التوقعات على المراقبة من قبل جورج أورويل، يتضح أن جورج أورويل كان متفائلا.
    Bu Orwell'in "1984"te değindiği uyarıların hakiki bir kökten yanlış anlaşılması. TED هذا بالفعل سوء فهم مهم للتحذيرات التي أطلقها أورويل في "1984."
    O günden beri birçok konuşmada George Orwell'ın yanıldığını duyduk. TED الكثير من المحادثات منذ ذلك الوقت كانت حول النصوص التي أخطأ فيها جورج أوريل.
    Kitapta, George Orwell ve Aldous Huxley'nin distopik görüşlerini karşılaştırırken şöyle diyordu: TED و هذا ما قاله، مقارنة الرؤى البائسة لجورج اورويل و الدويس هاكسلي.
    Fakat bana göre bu, kara delikleri tanımlamanın Orwell yolu. TED وأعتقد أنها طريقة لوصف ثقبٍ أسود حسب أورويل.
    Bu terim takma adıyla George Orwell olarak bilinen Britanyalı Eric Blair'den sonra türetilmişti. TED سُمى هذا المصطلح نسبة للكاتب إريك بلير المعروف باسمه المستعار جورج أورويل.
    Şimdi, kaç tane parlak bilim adamı ve girişimci ve yazarın -George Orwell gibi- yokluk içinde yitip gittiğini düşünün. TED تخيلوا كم عالماً وريادي أعمال وكاتباً لامعاً، مثل جورج أورويل يرزحون الآن تحت وطأة الفقر.
    Merhaba, öğretmen hanım, günün ortası daha? 30 tane Orwell'in Hayvan Çiftliği kompozisyonuna not vermeme ve özet çıkarmama yardım edecekmişsin gibi bir his var içimde. Open Subtitles استاعدني في تحضير المنهج الدراسي او احضر ثلاثون مقالة عن على مزرعةِ أورويل الحيوانية؟
    Orwell'in emaili verdiği gece, şans eseri masamdaydım. Open Subtitles أعطتني أورويل الإيميل هذه الليلة لقد كانت ضربة حظ أن أتواجد في مكتبي
    Uyanık olucam. Merhaba, Vince. Ben Orwell. Open Subtitles سوف أبقى مستيقظة أهلا يا فينس معك أورويل
    George Orwell, Büyük Birader'in bir gün bizi izleyeceğini tahmin etti tahmin edemediği şey, Büyük Birader'i kendimiz yaratıp ona gönüllüce teslim olacağımızdı. Open Subtitles توقعه جورج أورويل أن الأخ الأكبر سيتم يراقبنا يوم ما، ولكن ما لا يتنبأه
    Veri gücünün kilidini açmak istiyorsak, totaliter bir rejimin Orwell görüşüne, değersiz bir geleceğin bir Huxley görüşüne ya da her ikisinin korkunç karışımlarına körü körüne gitmek zorunda değiliz. TED لذلك إذا أردنا أن نفتح قوة البيانات، ليس علينا الذهاب بطريقة عمياء إلى رؤية أورويل في المستقبل الشمولي أو رؤية هكسلي لعالم ساذج، أو خليط مروع بين الأثنين.
    ama bu terimi bu şekilde kullanmak sadece Orwell'in mesajını tam olarak iletmekte başarısız olmaya neden olmuyor, aslında onun tam olarak uyarmaya çalıştığı şeyi yapma riskine girmeye neden oluyor. TED ولكن استخدام المصطلح لهذا المعنى لا يعد فشلًا في توصيل رسالة أورويل فحسب، ولكنه مخاطرة بفعل ما حاول التحذير منه تحديدًا.
    Orwell aslında her türlü zorba yönetim biçimine karşıydı. Hayatının çoğunu hem sağdan hem de soldan olan antidemokratik güçlere karşı savaşmaya vermişti; TED كان أورويل معارضًا لجميع أشكال الاستبداد، حيث قضى معظم حياته يحارب القوى المناهضة للديمقراطية سواءً كانت تابعة لتيار اليسار أو اليمين.
    Bu sadece totaliter rejimlerde olabilen bir şeymiş gibi görünebilir; ama Orwell demokratik toplumlarda bile bunun olabilmesi potansiyeline karşı bizi uyarıyordu. TED هذا يشبه الى حد كبير ما يحدث فى الأنظمة الشمولية، ولكن ما حاول أورويل التحذير منه هو إمكانية حدوث ذلك حتى فى المجتمعات الديمقراطية.
    Ama onun yerine, karşısında sahtekar Robert Orwell'i buldu. Open Subtitles إلا انها وجدت بدلاً منه ذلك المحتال روبرت أوريل
    Bu amacına ulaşmak için de Bay Orwell'in onu Dadı Seagram'ın da kaldığı binaya yerleştirmesini sağladın. Open Subtitles و من أجل تحقيق غايتك ـ ـ ـ جعلت السيد أوريل هناك ـ ـ ـ في شقق تلك البناية و التي كانت بها أيضًا المربية سيغرام
    Bay Orwell'in, Bay Restarick rolünü oynamasına katlanabilirdi. Open Subtitles قالت بأنها تستطيع التأكيد بأن السيد أوريل هو نفسه السيد ريستارك
    Orwell, gerçeğin bizden saklanacağından ve Huxley, ilgisizlikler diyarında boğulacağımızdan endişeleniyordu. TED خشي اورويل أن تكون الحقيقة خُفيت علينا، و هاكسلي خشي أن نغرق في بحر من اللاعلاقية.
    Şey, ben de trene binmeden önce biraz içki içmiştim -- bunu sinirleri yatıştırmak için yapıyorum -- ve işte bir tren anonsunu taklit ettim, elimi şöyle tutup -- ''George Orwell, geldi sana sıra en sonunda." TED حسنًأ, حدث وقتها انني تناولت بعض الشراب قبل الصعود-- فعلت ذلك لأقوي اعصابي-- و بالتالي قمت بمحاكاةِ احدى نداءات القطار, واضعتًأ يدي-- " جورج اوريل, وقتك قد حان," ترون.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد