Geçen sene Oslo Freedom Forum'u konuşma vermem için beni davet etti. | TED | لقد طُلب مني في السنة الماضية ان أتحدّث في منتدى أوسلو للحريات. |
Oslo'dan, gazeteciliğe başladığı yere, Norveç'in kuzeyinde küçük bir kasabaya taşınmış | Open Subtitles | و انتقلت من أوسلو إلى .بلدةصغيرةفيجنوب النرويج. حيث بدأت بالعمل كصحفية. |
Şu anda, bugün Oslo'da petrol şirketleri, gelişmekte olan ülkelerden petrol çıkarmak için hükümetlerine yaptıkları ödemeleri gizli tutmak için savaşıyorlar. | TED | اليوم في أوسلو تحارب شركات النفط للحفاظ على سر مدفوعاتها إلى الحكومات لاستخراج النفط في البلدان النامية. |
Oslo mutabakatı ile elde edilen umutlar İsrail Filistin çatışmasını sona erdirmeye yetmedi. | TED | الذي أُمل أن يتحقق جراء اتفاقيات اوسلو التي لم تنهي الصراع الاسرائيلي الفلسطيني |
Bir bakmışsınız Norveç'teki Oslo'da güzel ve şişman bir çek alıyorum Hong Kong'da şarkı söyleyip insanların para yardımında bulunmasını sağlıyorum | TED | هذه صورة لي في أوسلو في النرويج استلم تبرعاً سخياً وهنا جالسة في هونكونغ احاول جمع التبرعات |
Ben Oslo'ya giden bir volvo kadar normalim. | Open Subtitles | أنا طبيعى كسيارة الفولو فى طريق أوسلو الواسع |
Bir keresinde Karlstad'dan Oslo'ya kadar yürümek zorunda kalmıştın. | Open Subtitles | ماذا كان يحدث عندما كنتِ تذهبي من كارلستد إلى أوسلو ؟ |
Bir keresinde Karlstad'dan Oslo'ya kadar yürümek zorunda kalmıştın. | Open Subtitles | ماذا كان يحدث عندما كنتِ تذهبي من كارلستد إلى أوسلو ؟ |
kendisine, herhangi bir ihtiyacında, her ne olursa olsun, çekinmeden Oslo'dan bizleri arayabileceğini hatırlatırız. | Open Subtitles | ,اخبريها أنا إن احتاجت أي شيء أي شيء كان تستطيع الاتصال بنا في أوسلو |
West Linn. Yani, Oslo ile İstanbul arasında herhangi bir yerde oluşturulan bu site... | Open Subtitles | ويست لاند ، إذاً هذا الموقع من الممكن أن يكون قد نشأ في أي مكان، من أوسلو إلى اسطنبول |
Yani, aslında Oslo ile İstanbul arasında herhangi bir yerde oluşturulan bu site... | Open Subtitles | ويست لاند ، إذاً هذا الموقع من الممكن أن يكون قد نشأ في أي مكان، من أوسلو إلى اسطنبول |
Hadi Oslo'ya gidip görüntüleri satalım ve bir sürü para kazanalım. | Open Subtitles | دعونا نذهب إلى "أوسلو", بيع اللقطات والحصول على كثير من الاموال. |
İlk kez Oslo'da küçük not defterinizi görmüştüm kırmızı deri kaplı, Bond Caddesi'ndeki Smythson'dan. | Open Subtitles | أول مره رأيتك مفكرتك كانت في أوسلو إنها مصنوعه من الجلد الأحمر |
1 Mayıs'ta, Oslo fiyortlarından suya ilk dalışımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أول مرة قمتُ فيها بالغطس في زقاق أوسلو البحري في أول مايو |
Ben Oslo'yu o kadar hatırlamıyorum, daha çok insanlar aklımda. | Open Subtitles | لا أتذكر أوسلو نفسها، بل البشر هم من أتذكرهم |
Oslo'ya ilk geldiğimde kendimi nasıl özgür hissettiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر مقدار ما شعرت به من حرية حين أتيت إلى أوسلو لأول مرة |
Geçen ay Oslo' dayken başladığınız kitabınızla ilgili olarak meslektaşlarınız teorilerinizin bilimi tamamen yeni bir yöne taşıyacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | عودة الى اوسلو حيث فاجأت اصدقائك الشهر الماضي بنظرية مع هذه النظرية التي تأخذ العلم في اتجاه جديد تماما |
Aynı zamanda çıtır bir kurtadam anası veya kovboy hardalı, Oslo, Norveç. | Open Subtitles | انه اما مقرمش بالأم الذئبية او راعي بقر بالخردل اوسلو , النرويج |
Bunun için Oslo'da iki gala iptal ettim! | Open Subtitles | لقد لغيت حفلتين فى اوسلو من أجل هذا العرض |
Şimdi anlaşıldı. Onlar Oslo'ya gitsinler, biz de dondurma yiyelim. | Open Subtitles | فهمت ، هم يذهبون لـ(آزلو) ونحن نذهب لشراء الآيس كريم |
Pekala. Oslo ile Londra arasında iki haftası var. O zaman film için yer açabiliriz. | Open Subtitles | فهو بين لندن وأوسلو 2 أسابيع لعمل فيلم. |
Eski sekreterini görmek için dün Oslo'ya uçtu. | Open Subtitles | البارحة، ذهبت إلى أوسلوا لأرى رئيسه الأسبق |