ويكيبيديا

    "otizme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التوحد
        
    • للتوحد
        
    Bana açıklamam için izin verin. Aşılar otizme neden olmaz. TED لكن دعوني أكون واضحةً للغاية: إن اللقاحات لا تسبب التوحد.
    Benim otizme yolculuğum, aslen otizmli yetişkinler için açılmış bir yerleşim biriminde yaşarken başladı. TED رحلتي مع التوحد بدأت حقا عندما عشت بوحدة سكنية خاصة بالبالغين الذين يعانون من التوحد.
    Ve aslında, biz yaşamın ilk iki yılıyla çok ilgiliyiz, çünkü bu yatkınlıklar otizme dönüşmeyebilir. TED وفي الحقيقة , نحن مهتمون جدا بالسنتين الأولتين من الحياة, لأن هذه الاحتمالات لا تتحول بالضرورة إلى التوحد.
    Ve genel bir yanlış anlayış var ki o da aşıların otizme neden olduğu şeklinde. TED و التصور الخاطئ الشائع يقول بأن اللقاحات هي ما تسبب التوحد.
    Bunu yaparken, gerçi, gerçekten oldukça mahçup ediciydi, çünkü otizme neden olan sadece bir gen olmadığını farkettik. TED و مع ذلك، و عند قيامنا بهذا كان الأمريدعونا إلى التواضع إلى حد ما، لأننا أدركنا أنه لا يوجد ببساطة جين واحد للتوحد.
    Ayrıca, bazı bulaşıcı etkenler de otizme neden olabilir. TED إضافة إلى ذلك، من الممكن أن تكون هناك عوامل معدية و التي يمكن أن تسبب التوحد.
    Ve üzerinde çok zaman harcayacağım konulardan biri de genlerin otizme neden olduğudur. TED و إن أحد الأشياء التي سأقضي وقتاً طويلاً في التركيز عليها هي الجينات التي يمكن أن تسبب التوحد.
    Yani, bir tane, güçlü, belirleyici gen otizme neden olur. TED ذلك الجين الوحيد، ذلك الجين القوي والقطعي ، هو الذي يسبب التوحد.
    Bu stratejiyi, bu bireylerde otizme neden olan genleri anlamak ve tanımlamak için kullanabiliriz. TED و بإمكاننا الآن أن نستخدم تلك الاستراتيجية للفهم و التعرف الآن على هذه الجينات التي تسبب التوحد عند هؤلاء الأفراد.
    Bilim meraklısı çoğu insan, aşının otizme yol açtığı teorisinin bir saçmalık olduğundan bihaber mi? TED ألم يبين معظم العلماء البارعين أن نظرية التلقيح يسبب التوحد ليست إلا هراء؟
    Lorna and Judith, Kanner’ın ebeveylerin otizme neden olduğundan dolayı nadir olduğunu düşündüğü için hatalı olduğunu fark ettiler. TED أدرك كل من لورنا وزوجها أن كانر مخطئاً عندما قال أن التوحد نادر مثلما فكر بأن الآباء هم سبب إصابة الأطفال به.
    Bu sebeple, benim otizme sahip bireyler için hayalim bunu değiştirmek, onları başarılı olmaktan alıkoyan engelleri kaldırmak. TED إني أحلُم أن يتغير هذا الأمر مع مصابي التوحد بأن تُزال الحواجز التي تمنعهم من النجاح.
    otizme bakma sebebimiz bunu yapmak için para bulabilmemizdi. TED والسبب وراء بحثنا في التوحد هو امتلاكنا للمال لفعل ذلك.
    Aşılar otizme yol açmaz. aksine hayat kurtarırlar. Open Subtitles اللقاحات لاتسبب مرض التوحد أنهم ينقذون حياتهم
    Bir çocuğum otizme yenik düştü. Diğerini de bu şekilde kaybedemem. Open Subtitles فقدت طفل واحد بمرض التوحد لايمكنني خسارة الآخر
    Bende de, bir oğlunu otizme kaptırmış gibi hisseden bir anne var ve diğerini de kızamıktan yitirmek üzere. Open Subtitles وأنا عندي أم والتي تشعر انها فقدت ابن بسبب مرض التوحد وقد تفقد واحد بسبب الحصبة
    Dışarıda, o aşıların otizme neden olduğunu, insanları öldürebildiğini duyduğumuzda... Open Subtitles وكل تلك الأشياء التي تقول بأن القاحات تسبب التوحد وكيف يمكن أن تؤدي للوفاة
    Fikir, otizme çare bulmak değil. TED والفكرة ليست في الشفاء من التوحد.
    Esasında, mevcut tahminlere göre otizme neden olabilecek 200-400 arası gen vardır. TED وفي الحقيقة، فإن التقديرات الحالية هي أنه يوجد من 200 - 400 جين مختلف من الممكن أن يسبب التوحد.
    Daha iyi bir yolu olup olmadığını düşünmek için çok zaman harcadım ve bence var: otizme destek teknoloji. TED لقد قضيتُ الكثير من الوقت أفكر في طريقة مُثلى. وأظن أنها موجودة : إنها التقنية المساعدة للتوحد.
    (Gülüşmeler) otizme destek teknolojinin amacı bundan daha fazla ve daha önemli. TED (ضحك) غير أن هدف التقنية المساعدة للتوحد أكبر من هذا وأكثر أهمية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد