Ne tür bir bandajın olursa olsun dizardı damarlarının yeterince kan taşıyacağını ve senin yakında kendi kanından oluşan bir birikinti üzerinde oturacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ان الوريد في قدمك يحمل ما يكفي من الدم مهما وضعت من الضمادات, ستجلس على |
Eğer sen de benim kadar seçiciysen, okulun ilk günü nereye oturacağını belirlemek zor olabilir. | Open Subtitles | إن كنتم متميّزون مثلي، فسيكون مُرهقاً أن تختار أين ستجلس في أوّل أيامك بالمدرسة المتوسّطة |
Çocukluğumdan beri burada şimdiki gibi benimle oturacağını biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت منذ طفولتي... أنك ستجلس هنا معي كما تفعل الآن |
Ben öldükten sonra Demir Taht'ta kimin oturacağını bilmek istiyorsun. | Open Subtitles | أتريد معرفة هويّة من سيجلس على العرش بعد موتي؟ |
O sandalyeye oturacağını nereden bildin ? | Open Subtitles | كيف عرفت ذلك انه سيجلس على ذلك الكرسي؟ |
Sanıyorum o sandalyeye nasıl oturacağını öğrenecek kadar burada bulunmadın. | Open Subtitles | وأفترض أنكِ لم تأتين هنا لوقتِ كافِ لتعرفي كيف يكون الجلوس على هذا الكرسي |
Bu gece masamda oturacağını bilmeni isterim. | Open Subtitles | وفقط أريدك أن تعرف بأنك سوف تجلس في طاولتي الليلة. |
Bana oturacağını söylememiştin. Yoksa para vermezdim sana. | Open Subtitles | لو أخبرتني أنك ستجلس لما أعطيتك الأموال |
Ön tarafa oturacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أَعرف أنك ستجلس في المقدمة |
- Masaya oturacağını söy... | Open Subtitles | -قال أنّه سيجلس ... |
Sanırım o sandalyede nasıl oturacağını bilecek kadar burada değilsin. | Open Subtitles | وأفترض أنكِ لم تأتين هنا لوقتِ كافِ لتعرفي كيف يكون الجلوس على هذا الكرسي |
Cidden Dalia Hassan'ın kocasını öldüren katillerle aynı masaya oturacağını düşünüyor musun? | Open Subtitles | (أتظن حقاً أنّ (داليا حسان سوف تجلس إلى الطاولة مع الأشخاص الذين قتلوا زوجها؟ |