ويكيبيديا

    "oturduk" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جلسنا
        
    • عشنا
        
    • جالسين
        
    • وجلسنا
        
    • ارتطمنا
        
    • جلست في جانب
        
    Ve orada, oturduk, ve orada Everest Dağı'nda neyin yanlış gittiğini sorguladık. TED وهناك، جلسنا أسترجعنا بسرعة ما حصل بصورة خاطئة هناك على جبل آيفرست
    oturduk ve güneş omuzlarımıza vururken özgür insanlar gibi içtik. Open Subtitles جلسنا نشرب و الشمس تدفىء أكتافنا كما لو كنا رجالا
    "Sonuçta ben ve birkaç arkadaşım onun üzerine oturduk." Yaklaşık 30 dakika... Open Subtitles لذا ما فعلته أنا وعدة أصدقاء أن جلسنا عليه لحوالي 30 دقيقة
    Sonra bu türden arabulucuk deneyimi olan kişilerin desteği ve yardımı ile bir çember içinde oturduk TED ثم جلسنا في دائرة مع دعم ,مع مساعدة من الناس من ذوي الخبرة في هذا النوع من المصالحة.
    Yıllardır birbirimize 1 km. uzakta oturduk ve sen bize hiç gelmedin. Open Subtitles عشنا طول حياتنا على بعد ميل واحد ولم تزوريني قط
    oturduk, bir su içtik, kimse konuşmuyor. TED ومن ثم جلسنا وشربنا الماء وكان كل شخص هادئ
    Yemekhanede oturduk ve tartıştık Başka hangi olaylar gerçekleştikleri tarihte söylenebilir TED لذا جلسنا في غرفة الطعام وناقشنا ما القصص الأخرى التي تستطيع الحديث عنها بينما هي في طور النشوء؟
    Biz Prens Manvendra ile oturduk ve neden halka açılmaya karar verdiğini konuştuk. TED جلسنا مع الأمير مانفدرا وتحدثنا معه بشأن السبب وراء ظهوره العلني.
    İki saat boyunca o ve ben orada oturduk ve yaşamdan bahsettik ve ölümünde parmağım olduğu için beni affetmesini istedim. TED ولمدة ساعتين، جلسنا معاً نتحدث عن الحياة. وطلبت منه أن يسامحني لمشاركتي في إعدامه
    Ve orada öylece oturduk, her zaman yaptığımız gibi, sessiz ve sakin. TED وهكذا جلسنا هناك، بهدوء وصمت كما فعلنا دائمًا.
    Şurada oturduk Tv izledik ve saat beşe kadar şekerleme yaptık. Open Subtitles جلسنا هنا وشاهدنا التلفاز وأخذنا بعدها قيلولة..
    Diyelim ki ben sadece orada oturdum ya da biz oturduk ve kızın hesabı kesişini izledik. Open Subtitles حسناً، لنفترض أنني جلست هناك، أو أننا جلسنا هناك وشاهدناها تنتهي.
    Üzerinde üç iyi kızkardeş gibi oturduk ve bizi Anna salladı, yavaşça ve nazikçe. Open Subtitles لقد جلسنا عليها كثلاث شقيقات صغيرات طيبات وكانت آنــا تؤرجحنا ببطء ورقة
    Masanın etrafına oturduk ve o acınası durumu unutmaya çalıştık. Open Subtitles ثم جلسنا جميعاً حول المائدة محاولين نسيان موقفنا البائس
    Evde ama şimdi sofraya oturduk. Bekleyemez mi? Open Subtitles بلى, لكننا جلسنا للتو لتناول الطعام, ألا يمكن للأمر أن ينتظر؟
    oturduk ve karartıldık, Ses devam etti. Open Subtitles بعدما جلسنا ارتفع الظلام و استمر الصوت قائلا:
    Babam akşam eve gelince masaya oturduk ve her şey yolundaymış gibi yemek yedik. Open Subtitles و والدي عاد للمنزل على العشاء جلسنا حوله وأكلنا كأن شيئا لم يحدث
    oturduk ve güneş omuzlarımıza vururken özgür insanlar gibi içtik. Open Subtitles جلسنا نشرب البيرة والشمس على أكتافنا شعرنا و كأننا رجال أحرار
    Bu odada oturduk ve bunu defalarca konuştuk. Open Subtitles جلسنا هنا في هذه القاعة و ناقشنا هذه المسألة مراراً
    Babanla yıllarca dedenlerin yanında oturduk, ablan orada doğdu. Open Subtitles أباكِ و أنا عشنا مع . . الجد و الجدة لسنوات أختكِ ولِدت هناك
    Stüdyo ile masaya oturduk, yapımcılar, senarist, bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" TED كنا جالسين إلى الطاولة في الاستوديو مع المنتجين والكاتب، وسألوني، "شيكار، ما رأيك؟"
    Biz seyircilere kulaklıklar verildi ve terminalin bir tarafına oturduk. TED تم توزيع سماعات رأس علينا، وجلسنا على أحد جوانب المحطة
    Newfoundland'ta karaya oturduk! Open Subtitles لقد ارتطمنا بأرض لم يعثر عليها بعد
    Onu ailem saydım, her Noel her Şükran Günü aynı masada oturduk. Open Subtitles و قد كانت عائلتي، جلست في جانب الطاولة معي في كلّ عيد شكر، في كلّ عيد ميلاد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد