ويكيبيديا

    "oturman" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تجلس
        
    • الجلوس
        
    • تجلسي
        
    • جلوسك
        
    • تجلسى
        
    • لتجلس
        
    Öyle sandalye üzerinde oturman çok garip. Open Subtitles تبدو غريباً وأنت تجلس بهذا الشكل تراقبنى.
    Sürekli içeride oturman sağlıklı değil. Open Subtitles لا تستطيع فقط أن تجلس هكذا دائماً إنه ليس صحياً
    -Sen misin? Gayet iyi görünüyorsun. Gel buraya dostum, oturman lazım. Open Subtitles تبدو بصحة جيدة ، تعال يا صاح عليك الجلوس ، هيا
    Trafikte olman, traş olman ya da parkta oturman, umrumda değil. Open Subtitles لا يهمني إذا كنت عالقا في حركة المرور أو الحلاقة أو الجلوس على مقعد في حديقة
    Guadalupe bence oturman daha iyi olacak tamam mı? Open Subtitles غوادلاوبي , أظن انه من الجيد لكِ أن تجلسي حسناً
    - Dün gece sana benimle oturman için herhangi bir şey yaptım mı? Open Subtitles هل أنا فعلت أو قُلت شيئاً ليلة البارحة لأجعلك تعتقدين أن جلوسك معي مناسباً ؟
    Benim arabayı kullanmam bekleniyor. Senin de yanımda oturman. Open Subtitles يجب علي أن أقود السيارة، بينما أنت تجلس بجانبي
    Sanırım yerine gidip oturman daha iyi olacak, nişanlım burdan kalkıp kıçına tekmeyi basmadan önce. Open Subtitles أعتقد أنه من الأفضل أن تجلس هناك قبل أن يقوم خطيبى هذا بجلد مؤخرتك
    -Üzgünüm ama bu çocukla oturman gerek Open Subtitles أسف ، ممنوع أصطحاب الأطفال بالداخل يجب أن تجلس مع الطفلة بالسيارة.
    Orada öylece oturman çok aptalcaydı. Open Subtitles أعني ، كان تصرفاً غبياً بـ أن تجلس هناك وحسب
    oturman lazım, tatlım. Bütün gün bir şey yememiş. Open Subtitles عليك أن تجلس يا عزيزي هو لم يأكل طوال اليوم
    Başbakanın adına toplantıyı yönetiyorsan doğru sandalyede oturman gerekmez mi? Open Subtitles إذا كنت ستترأس الجلسة نيابة عن رئيس الوزراء ألا يجب أن تجلس على الكرسي المناسب؟
    ama bu arabada oturman onu evlendiği gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles لكن الجلوس في هذه السيارة لايغير حقيقة أنها ستتزوج
    Orası doluysa buraya oturman gerekiyor sanırım. Open Subtitles أظن أنه عليك الجلوس هنا, بينما هو جالس هناك
    Tek istediğim sinirim geçene kadar benimle burada oturman. Open Subtitles كل ما أريده منك, هو الجلوس معي. إلا أن أصبح غير غاضب.
    O sandalyede oturman yeter. Eve gelmek istiyorum. Open Subtitles تستطيعين الجلوس على هذا الكرسي فقط اريد العودة الى البيت
    Aslında, sigortanın amacına göre devamında oturman gerekiyor. Open Subtitles يمكنني السير في الواقع ، لأغراض تأمينية فعليك الجلوس بالمقعد
    - Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! Open Subtitles لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها
    - Evet, bir tepsi hazırladım ama senin ağzındaki elma ile üstüne oturman gerekmiyordu! Open Subtitles لقد وضعت طبقاً هناك و لم تضطري لوضع تفاحة في فمك و تجلسي عليها
    Senden, tek yapmanı istediğim şey, bu sandalyeye oturman ve nefesini tutman. Open Subtitles كل ما سأطلبه منكِ هو أن تجلسي هنا وتحاولي التقاط أنفاسكِ
    Burada oturman için bir başka sebebin olmalı. Open Subtitles هذا سبب آخر لعدم جلوسك على ذلك الكرسي على الإطلاق
    Onun yanında oturman gerekmiyor mu? Open Subtitles حسنا الا يجب ان تجلسى معة ؟
    Grimaud sana bu soğukta burada oturman için yeterince para veriyor mu? Open Subtitles هل يدفع لك غريمو ما يكفي لتجلس هنا في البرد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد