Bu yüzden otuz yaşında işe şortla giden bir adamın söylediklerini takmadığım için kusuruma bakma! | Open Subtitles | إذن سامحني، أنا لا أشعر أني أبدو أحكم لرجل في الثلاثين من عمره لازال يرتدي سروال قصير للعمل |
Üvey kardeşim otuz yaşında tanrısına kavuştu. | Open Subtitles | اكتشف أخ زوجتي الله في الثلاثين |
Bu hamur sanki otuz yaşında. | Open Subtitles | لعلمك، هذا الرامي في الثلاثين من عمره. |
Yanlış anlama beni otuz yaşında rock yıldızı olma hayallerine kapılmadım tabii ama söz yazarlığıyla yazarlık anlaşması yapar başkalarına şarkı yazarım diyordum. | Open Subtitles | لا تقلق، فلست أخفي أي اوهام بأن أصبح نجم روك في الثلاثين من عمري ولكنني أظن بأنني أستطيع ذلك، في كتابة كلمات الاغاني ربما، أعقد صفقة مع أحد الناشرين |
Şimdi gelinen durumda, otuz yaşında Knox çalışanı biriyim. | Open Subtitles | و الان ها انا رجل (النوكس) في الثلاثين من العمر |
Ya Debbie ile otuz yaşında herifin teki olsa? | Open Subtitles | اذاً، ماذا لو كانت (ديبي)، مع منحرف في الثلاثين من عمره ؟ |
O otuz yaşında. | Open Subtitles | انه في الثلاثين من عمره |