ويكيبيديا

    "oynadığı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يلعب
        
    • لعب
        
    • بطولة
        
    • يلعبها
        
    • لعبه
        
    • يلعبون
        
    • تلاعب
        
    • تلعبها
        
    • لعبها
        
    • مثّل
        
    • يجب ان تعترف
        
    • الدولاراتِ مِنْ أموالِ
        
    • يلعبه
        
    • تلعبه
        
    • البيفر
        
    Diana Ross'un on iki yaşındaki çocuğu oynadığı film değil mi bu? Open Subtitles ليس هذا واحد حيث يلعب ديانا روس البالغ من العمر 12 عاما؟
    Bu, içinde işbirliği, kolektif eylem ve karşılıklı dayanışmanın daha önemli bir rol oynadığı birkaç bilim dalına yayılmış bir anlatı. TED انها قصّة تنتشر عبر عرض عدد من التخصصات المختلفة، يلعب التعاون والعمل الجماعي والترابط المعقد فيها دورا أكثر أهمية.
    Kulübe uğrayıp sizinle tenis oynadığı gün değil miydi? Open Subtitles ألم تكن آخر مرّه عندما توقفت عن لعب التنس معك في النادي؟
    Mickey Rooney, Judy Garland ve Shirley Temple'nin oynadığı bir gece gösterisi mi var? Open Subtitles إنه عرض متأخر بطولة : ميكى رونى , و شيرلى تيمبل ؟
    Diplomat ve Akademisyenlerin oynadığı bir oyun değilmidir? TED أليست مجرد لعبة يلعبها الدبلوماسيون والأكاديميون؟
    Madem bu evliliğin gerçekleşmesinde Bay Darcy'nin oynadığı rolden bihabersin seni hemen aydınlatayım. Open Subtitles اذا كنت في جهل بالدور الكبير الذي لعبه السيد دارسي ليتم مسألة الزواج،
    Bu, insanların inanılmaz bir başrolü oynadığı müthiş bir hikaye. TED و هي قصّة فيها البشر يلعبون دوراً مذهلاً و خلاّقاً.
    Evinin dışında dururken Basil'in oynadığı iki beyaz-kum futbol sahası gördüm. TED واقفة خارج ملجئها، رأيت ملعبي كرة القدم ذات الرمال البيضاء حيث اعتاد أن يلعب باسل.
    Siz Romalılar, krallar ve uluslarla, çocuğun oyuncaklarıyla oynadığı gibi oynuyorsunuz. Open Subtitles أنتم الرومان تلعبون بالملوك والشعوب كما يلعب الطفل بالدمي
    Kör bir adamı oynadığı dandik bir aşk filminin ön gösteriminde giymiş. Open Subtitles ارتداها لحضور العرض الأول لفيلم عن قصة حب يلعب فيها دور رجل أعمى
    Basketbol... kardeşimin oynadığı her oyun aile için önemliydi. Open Subtitles كرة السلة.. كل مبارة لعب فيها أخي كانت أهم شيء للعائلة
    Elinde kendisinin ve Betty'nin lezbiyen olarak oynadığı... şu abazan filminin kopyası vardı. Open Subtitles كَانَ عِنْدَها a نسخة a فلم أيّلِ، ها وبيتي Short لعب les :
    Bir baba ve on yaşındaki oğlu, dün sabah çocukların oyun oynadığı bu alanda bir insan kolu bularak, dehşet verici bir keşif yaptılar. Open Subtitles قدّم أبّ وإبنه بعمر عشر سنوات إكتشاف مرعب هنا صباح أمس. عندما وجدوا ذراع إنسان، في مكان لعب الأطفال أحياناً.
    Aslında, Claude Akins'in oynadığı "Hemoroid Infomercial"la yer değişti. Open Subtitles في الحقيقة إنه برنامج عن مرض البواسير بطولة كلاود أكينز
    Ve niyetim şudur ki; bu yazının sonu olarak ve belki de hayatımın sonraki bölümünün başlangıcı olarak ben Josie Geller, arkadaşlarımın, South Glen Koçları'nın oynadığı eyalet şampiyonası final maçında olacağım. Open Subtitles :وأنا أقترح هذا كإنهاء لهذه المقالة وربما بداية لفصل قادم من حياتي أنا جوزي جيلر, سأكون في بطولة لعبة البيسبول
    Kendi hayatlarını bile idare edemeyen iki adamın oynadığı dünya hâkimiyeti oyunu. Open Subtitles إنها لعبة عن السيطرة على العالم، يلعبها شخصان بالكاد يستطيعان السيطرة على حياتيهما الخاصتين.
    - Lisedeki çocukların oynadığı bir şey. Open Subtitles إنها لعبة يلعبها الأطفال في المدرسة الثانوية
    Sırf gaz halkasındaki nöbetçi onu pinpon oynadığı günlerinden hatırladığı için. TED لأن حارسُا في غرفة الغاز تعرف عليه من أيام لعبه للبينج بونج.
    ve çocukların hayran oldukları bahçede.. oynadığı oyunları izlemiş. Open Subtitles وهو يشاهد الاطفال يلعبون وكيف يحبون حديقته
    Gelir raporlarıyla oynadığı gayet açık. Open Subtitles من الواضح انه تلاعب بأرباحه في التقرير
    Bu belli ki kızın onunla oynadığı iğrenç bir oyun. Open Subtitles من الواضح إن هذه مزحة ملتوية تحاول أن تلعبها عليه
    Sana her söylediğimin ondan geldiğini düşün çünkü oynadığı her oyunu biliyorum, böylece, aslında, sana o öğretiyor olacak, ve sen o olacaksın. Open Subtitles كل ما اخبرك به عليك ان تتخيل انه قادم منه لاني اعرف كل لعبة قد لعبها لذا بالواقع هو من سيقوم بتعليمك
    - Evet, var. Justin'in oynadığı bir video yüzünden öldürüldüğüne inanıyoruz. Open Subtitles أجل، إننا نعتقد الآن أنّ (جستين) قتل بسبب فيديو مثّل فيه.
    Kabul etmelisin ki bu kokuşmuş şehirle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorum. Open Subtitles يجب ان تعترف انني العب علي هذه المدينه الحزينه مثل قيتاره من الجحيم
    Normal hayatındaki yaramazlıkları ile tanınan Avustralyalı oynadığı her karaktere çok iyi uyum sağlamasıyla ünlü. Open Subtitles الأسترالي الرائع المعروف بتمثيل أدوار الشر بواقعية والمشهور بإستطاعته لتقمّص أي دور يلعبه
    Peki, suyun vücudumuzda oynadığı rol nedir, sağlıklı kalmak için aslında ne kadar su içmeliyiz? TED إذن ما الدور الذي تلعبه المياه في أجسامنا و ما الكمية التي نحتاجها للبقاء أصحاء ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد