Biraz sonra şunu göreceksiniz -- Tamam, burada. Motts sol ayağını oynatıyor. | TED | وسوف ترون الآن .. حسنا.. ها هو موتوس يحرك قدمه اليسرى |
Herkes yanlış tahmin ediyor çünkü, adam son anda taşı oynatıyor. | Open Subtitles | الكل يُخطئ لأن التاجر يحرك الحجر في آخر لحظة |
Boynunu rahatlıkla oynatıyor, beslenme cihazını kaldırttı, kendi akciğerleriyle nefes alıyor, kendi sakin sesiyle yavaşça konuşuyor, felçli vücuduna daha fazla hareket kazandırmak için her gün çalışıyor. | TED | فهو يحرك رقبته بسهولة، وقد أُزيلت روابط التغذية الخاصة به، وهو يتنفس برئتيه، ويتحدث ببطء بصوته الهادئ، ويعمل كل يوم لكي يحصل على مزيد من الحركة من جسمه المشلول. |
Gözlerini oynatıyor biraz. Onu izleyin. | Open Subtitles | انه يحرك عينيه قليلا من الافضل مراقبته |
Slade haftalardır bizi parmağında oynatıyor. Savaşı onun kapısına taşımamızın vakti geldi. | Open Subtitles | (سلايد) ما انفك ينزل علينا البلاء لأسابيع، آن الأوان لنقاومه. |
Parmaklarını oynatıyor. | Open Subtitles | أنظر إنه يحرك أصابعه |
Okuduğu zamanlar dudaklarını oynatıyor. | Open Subtitles | أنه يحرك شفاه وهو يقرأ |
Göstergeyi kim oynatıyor? | Open Subtitles | من الذي يحرك المؤشر ؟ |
Bak, başını nasıl oynatıyor. | Open Subtitles | أرأيت كيف كان يحرك رأسه؟ |
Ben özellikle şurada duran arkadaşı düşünüyordum Betty ve Veronica'nın son maceralarından aldığı zevkle dudaklarını oynatıyor. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر خصيصاً برجل هناك يحرك شفتاه بينما يستمتع (المغامرات الأخيرة بين (بيتي) و (فيرونيكا |
Mikhalev satranç taşlarını oynatıyor. | Open Subtitles | ميكاليف" هو من يحرك" قطع الشطرنج |
Galiba şu Oliver da Paul'u oynatıyor. | Open Subtitles | (أعتقد أن (أوليفيير) هذا هو من يحرك (بول. |
Slade haftalardır bizi parmağında oynatıyor. Savaşı onun kapısına taşımamızın vakti geldi. | Open Subtitles | (سلايد) ما انفك ينزل علينا البلاء لأسابيع، آن الأوان لنقاومه. |