ويكيبيديا

    "oyuk" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أجوف
        
    • مجوفة
        
    • جوفاء
        
    • مجوف
        
    • المجوفة
        
    • مجوّفة
        
    • يهشم
        
    • لتغرسها
        
    • المجوف
        
    • خيزران
        
    Yaraların büyüklüğüne bakılırsa muhtemelen 45'likten ateşlenen oyuk uçlu mermiye vurulmuş. Open Subtitles بناءاً على حجم الإصابات، فقد تعرض على الأغلب لرصاصة برأس أجوف من عيار 0.45.
    Sırrım, oyuk uçlu mermilerle dolu olan bu tabancanın, ruh ikizim olduğunu düşündüğüm adam tarafından kafama doğrultulmuş olmasıydı, birçok, birçok kez. TED سري كان أن لدي هذا المسدس المحشو بطلقات مجوفة مصوب على رأسي من قبل الرجل الذي كنت أعتقده توأم روحي، عدة ، عدة مرات.
    Kemikleri, bir kez ağırlığını en aza indirmek için oyuk, yoğun hâle gelir. TED عظامهم، التي قد كانت من قبل جوفاء للتخفيف من وزنها، تصبح سميكة.
    İğne deliği kamerayı, oyuk ve karanlık olan her şeyden yapabilirsin. Open Subtitles بإمكانك عمل هذه الكاميرا بأي شيء مجوف و مُظلم
    oyuk Dünya Teorisi'yle ilgili tezi ilk yazdığımda bütün komite sesli gülmüştü. Open Subtitles عندما كتبت هذا البحث أول مرة عن نظرية الأرض المجوفة اللجنة بأكملها سخرت مني بشكل واضح
    9 mm.'lik kovan ve 9,5 gr.'lık oyuk uçlu kurşun. Open Subtitles الغلاف تسع-مليون متر والحبوب 147 نقطة مجوّفة الدودة البزّاقة.
    Jason değilse öyleyse adamın birinin kafatasında oyuk açacak kadar acımasız biridir. Open Subtitles إذا لم يكن الفاعل (جيسون) فهو إذن شخص ما قاس بما يكفي لأن يهشم جمجمة رجل
    Daha oyuk alay dinlemeye gelmedim. Open Subtitles - أنا لم يأت إلى هنا للاستماع إلى المزيد من سخرية أجوف.
    Adı Adam Brower, yakın mesafeden oyuk uçlu kurşunla sırtından vurulmuş. Open Subtitles تم تحديد هويته ك(آدم بروير) أطلق النار عليه في الظهر بتصويب أجوف من مدى قريب
    Soldaki, Adam Brower'ın sırtındaki oyuk uçlu 45'lik. Open Subtitles القذيقة على اليسار رأس أجوف عيار 45 (من ظهر (آدم براور
    İskeletinizdeki birçok büyük kemiğin içinde yumuşak kemik iliğiyle dolu oyuk bir çekirdeği vardır. TED في داخل العظام الكبيرة من هيكلك العضمي توجد نواة مجوفة. مليئة بنخاع عظمي ليِّن.
    Zeminin tamamen katı olmadığını ve altımdaki bölgenin oyuk olduğunu o anda fark ettim. Open Subtitles أدركت أنها ليست أرض صلبة تبدو مجوفة من تحت
    Bunun oyuk uçlu kurşun olduğunu düşünüyorum ama otopsi yapmadan emin olamam. Open Subtitles و هذا الجرح يشير إلى رصاصات مجوفة من القمة، مع ذلك لا أستطيع التأكيد حتى أعود به إلى المشرحة.
    Diğer kurşunlar işimize yaramayacak kadar bozulmuştu. oyuk uçlu, yakın mesafeden atılmış, bilirsin. Open Subtitles كانت الرصاصات الأخرى مشوهة,و لم تفدنا رصاصات جوفاء اطلقت من مسافة قصيرة
    Derin bir oyuk olmalı. Open Subtitles لابد أنها جوفاء تماماً.
    Sırtında ki o oyuk kutsaldır. Open Subtitles أن جوفاء في ظهرك هو مقدس.
    Roma şeyleri. oyuk altın. Open Subtitles أنواع رومانية، ذهب مجوف.
    oyuk, deliklerle kaplı. Open Subtitles مجوف , مليئ بالثقوب
    Katasonych seni oyuk ağaçta bekliyor ve sen buradasın. Open Subtitles كيف يمكن لهذا ان يحصل ؟ " كاتازونيك " ينتظرك عند الشجرة المجوفة ، وانت هنا ؟
    oyuk bir iğneye benziyor. Open Subtitles إنّها كإبرة مجوّفة
    - Jason değilse o zaman yalnızca aptal bir makine parçasını çalmak için adamın birinin kafatasında oyuk açacak kadar acımasız birini bile adadan gönderemiyorum demektir. Open Subtitles حسناً، إذا لم يكن الفاعل (جيسون) فهو إذن شخص ما قاس بما يكفي لأن يهشم جمجمة رجل ...فقط لكي يسرق بعض
    Önce bir tane bulmalısın, daha sonra içi oyuk ve onu delebilecek keskinlikte bir iğnen olmalı. Open Subtitles يجب أن تجد واحداً أولاً، و بعدها يجب أن تكون لديك عصا حادة لتغرسها بها. لدي خيزران.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد