Başta çok hayal kırıklığına uğradım. oyundan çok erken atıldım. | Open Subtitles | .لقد كنتُ تافها في الأول، أوشكت على الخروج من اللعبة |
Ama ne yazık ki bu kararlılığın, dikkatini oyundan aldı. | Open Subtitles | للأسف ، كل هذا القرار قد أخذ عقلك خارج اللعبة |
Ya her şeyi riske atmalıyız ya da oyundan çekilmeliyiz. | Open Subtitles | و علينا ان نخاطر بكل شئ او أن نخسر اللعبة |
Ve onların oyundan sonra sadece başlarının dik olmasını istedim. | TED | وقد رغبت في أن يستطيعوا رفع رؤوسهم عقب المباراة. |
oyundan söz ederken bu fikir benim aklıma geldi. | Open Subtitles | لا لقد حصلت على هذه الفكرة بنفسي عندما كانت تتحدث عن المسرحية. |
Bir dakikadan uzun bir süre kusar veya gözlerinizi kapatırsanız, oyundan çıkarsınız. | Open Subtitles | ان تقيأت او اقفلت عينيك لإكثر من دقيقة انت تخرج من اللعبة |
Bu oyundan sıkıldım, daha sonra bitirelim. | Open Subtitles | لقد مللت من هذه اللعبة, دعنا نُنهيها لاحقا |
Hangi oyundan söz ettiğimi anlamadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأنك لم تعرف ماهي اللعبة التي أقصدها ؟ |
Hayır, stratejiye uyacağız. Yapmanız gereken, onu oyundan çıkarmak. | Open Subtitles | لا سوف نواصل باستراتيجيتنا، لكن علينا اخراجه من اللعبة |
- Bana bak Shaw- - Bu oyundan sıkıldım ve senin dostluğundan da. | Open Subtitles | اكتفيت من هذه اللعبة واكتفيت اكثر من هذه الرفقة |
oyundan hiç anlamam. Benim alanıma girmez. | Open Subtitles | لست جاهل كليا بهذه اللعبة لان هذا من صميم عملى |
Aman. Bu aptal oyundan da sıkılmıştım zaten. | Open Subtitles | حسناً ، لقد سئمت من هذه اللعبة على أي حال |
Eğer bir sorun olursa, direk oyundan atılırsın. | Open Subtitles | .ستُدفع خارج اللعبة مباشرة إذا كانت هناك مشكلة |
oyundan sonsuza dek ayrılmanın bedeli hayal edemiyeceğin kadar yüksektir. | Open Subtitles | طريقة ليكون بعيد عن اللعبة للابد الثمن مرتفع بما لا يمكن تصوره |
Judson, bırak onu. oyundan atılacaksın. | Open Subtitles | جدسون، ابتعد عنه والا طُرِدت من المباراة |
Bu karşındakini oyundan attırmak için yapılan eski bir numara. | Open Subtitles | انها خدعة قديمة ليُسَبِّب طردك من المباراة |
Yine o oyundan bahsetmeye başlama. Aramıza o oyun girdi zaten. | Open Subtitles | .لا تبدأي بالحديث عن المسرحية .أنه الشيء الذي حال بيننا |
Yarın gece kıyamet kopsa dahi umrumda değil o oyundan elini eteğini çekeceksin! | Open Subtitles | لا يهمني، لو انتهى العالم ليلة الغد لقد انتهيت من تلك المسرحية |
Evet, oyundan daha yeni çıktım. | Open Subtitles | نعم ,لقد كنت اركل مؤخراتهم في اللعبه لتوي |
Hayır. Ya beni oyundan atarsın ya da deli gibi bağıracağım. | Open Subtitles | لا، أطردني من المباراه وإلا سأبدا بالصراخ كالمجنون |
oyundan çok uzun süre uzak kaldım. Ne kadar özlediğimi bile unutmuşum. | Open Subtitles | لبثت بعيدًا عن اللّعبة لزمن طويل إلى أن نسيت قدر اشتياقي لهذا. |
Eğer bir oyunda bunu farkedersem, oyundan çıkarsın ve yedek kulübesinde oturursun. | TED | إذا شاهدتها خلال مبارة, فأنني ساستدعيك للجلوس خارج الملعب. |
Beceriksiz ve unutkan bir Papaz. Sanki bir oyundan çıkmış, şaka konusu gibi. | Open Subtitles | الهمهمة,كثرة النسيان,مثل شئ من مسرحية ,او قصة |
Avcılarını baştan çıkararak onu oyundan çıkardım. | Open Subtitles | من خلال إغواء الصيادة يمكنني أن أخرجها خارج لعبتها |
Bir süreliğine oyundan uzaklaşmıştım ama artık geri döndüm. | Open Subtitles | لقد ابتعدت عن لعبتي قليلا، لكنني الآن عدتُ |
Sorun o kazandığı için senin oyundan hoşlanmaman. | Open Subtitles | المشكلة هي أنك لا تتمتع باللعبة من اجل المكسب |
oyundan ayrılıyorum Tiyatroyu pek sevmiyorum. | Open Subtitles | لذا انا تركت المسرحيه انا لا احب المسرحيات فعلا |
Bunu söylemek istemezdim ama sanırım sen bu oyundan pek anlamıyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ أنْ أكُونَ الواحد الذى يقَول هذا، لكن أنا لا أعتقد أنك جيد فى هذه اللعبةِ. |
Bu oyunu yönetmeyeceğim. Bu oyundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | لَنْ أعْمَلُ هذه المسرحيّةِ لا أَحْبُّ هذه المسرحيّةِ |