Ben de, heralde kocaman pantolon cepleri olacak diye düşündüm. | TED | وقلت في نفسي اللعنة سيتوجب علي شراء بنطال بجيوب اكبر |
Kendine lastik belli pantolon almak için herhalde alışveriş merkezinde. | Open Subtitles | ربما تحت في مجمع للتسوق تبحث عن السراويل مطاطة الخصر. |
Kendisi NSA'nın direktörü ve ABD siber komutanı, ancak o gün dört yıldızlı general üniformasının yerine kot pantolon ve tişört giyiyordu. | TED | مدير وكالة الأمن القومية وقائد قيادة الحرب الإلكترونية، ولكن عوض بدلته ذات الأربع نجوم، كان يرتدي سروال جينز وقميص. |
Hamurun rengi pantolona uyarsa hamurdan pantolon yaparsın ve o farkı anlamaz! | Open Subtitles | لو كان المعجون يشبه البنطال يمكنك صنع بنطال من المعجون ولن تعلم |
Siz ay ışığında otobüs sesi çıkarırken, düzgün kesim kot pantolon giymiş bu adamın caddenin ortasında neden yattığını sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل بإمكاني أن أسأل لماذا هذا الرجل صاحب السروال القطني ممد على الأرض بينما أنت تحدث أصوات حافلة تحت ضوء القمر؟ |
pantolon giysen iyi olur. pantolon giysen iyi olur, ahbap! | Open Subtitles | ألافضل لك ان ترتدى بنطلون ألافضل لك ان ترتدى بنطلون |
Bu pantolon resmen deve toynağı görünümü garantilemek için kesilmiş. | Open Subtitles | حسناً ، هذه البناطيل مقصوصة إلى . إصبع قدم الجمل |
İslam ile müziği veya kot pantolon giyen gençleri karşılaştırmayın artık. | Open Subtitles | كفى خيارات مثل الإسلام أم الموسيقى أو الإسلام أم ارتداء البنطلون |
Eğer fazladan pantolon istiyorsan, eve git de bir tane al. | Open Subtitles | إن كنتَ تحتاج إلى بنطال أفضل فعد إلى منزلك وأحضره لنفسك |
O günlerde, kısa pantolon giyerken tüm bu bölge tam bir bok çukuruydu. | Open Subtitles | فيما مضى، عندما كنت أرتدي السراويل القصيرة كانت كل هذه المنطقة حفرة قذرة. |
Kutunun içindeki ders kitaplarının arasında siyah, ispanyol paça kumaş pantolon vardı. | TED | وفيه، تحت حفنة من كتبه الجامعية، كان هناك زوج من السراويل المخملية الجرسية. |
Fakat onlar pantolonun altına daha iyi olur. Belki de pantolon giymeliyim. | Open Subtitles | نعم ،و لكن هذه مناسبة أكثر مع السروال ربما يجب أن أرتدي سروال |
Ayaklarını şuraya koy.. ve pantolon gibi giy. | Open Subtitles | ضعى رجليكى ثم اسحبيه لاعلى كانكى ترتدين سروال |
Birisi "Büyük Liderimiz" büstünü kırdığı gün, uzun pantolon giyebileceksin. | Open Subtitles | في اليوم الذي يتحطم فيه رأس قائدنا العظيم سترتدي البنطال |
Bence en kötüsün pantolon alışverişi. | Open Subtitles | أسوأ شيء في نظري هو التسوّق من أجل البنطال |
O pantolon o kadar dardı ki annem üzerimden keserek çıkarmıştı. | Open Subtitles | توجب على أمي أن تقص ذلك السروال ، كان ضيقا جدا |
Bir düğünü filme çekiyor olsan pantolon giymen gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | الا تظن بما أنك ستصور الزفاف بأنه يجدر بك ارتداء بنطلون |
- Evde oturduk. - Alışverişe çıktık. İnternetten pantolon aldık. | Open Subtitles | نتسوق على الإنترنت في المنزل لأجل البناطيل كلانا يحتاج لبناطيل |
Kadın kıyafetleri daha dar olmaya ve pantolon giyilmeye başlayınca ip bir moda hâline geldi. | TED | أصبح الحبل شيئًا عظيمًا عندما أصبحت النساء ترتدي ثيابًا أكثر ملاءمة وأصبح البنطلون موجودًا. |
Daha altına bir pantolon bile çekmezken düzgün bir baba olacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | كيف تتوقع ان تكون اباً محترماً عندما لا تلبس حتى بنطالاً بسيطاً ؟ |
Çok etkileyici değil mi? Biz kazandık! Bay Su Sıçratan pantolon seçildi. | TED | مما كان مذهل للغاية أليس كذلك؟ فزنا! مستر إسبلاشي بانتس تم إختياره. |
Bir kot pantolon markası. Adım piliçlerin kıçında yazıyor. | Open Subtitles | على بناطيل الجينز , مكتوب إسمى على مؤخرة الفتيات |
Kot pantolon falan giymeli. Hat dansı bu, kovboy tarzı şeyler. | Open Subtitles | يجب عليه ارتداء جينز انه ذاهب للرقص تعرفين ملابس رعاة بقر |
Bu küçük denizci elbisesine bayılırım. Yada kadife pantolon ve süveter olabilir. | Open Subtitles | دائما احب بدلة البحارة وبأمكاننا ان نضع سروالا قصيرا وسترة |
İlk seansta Alex, ofise üzerinde kot pantolon ve bol salaş bir bluzla gelmişti, kendini kanepeye bırakıp ayakkabılarını çıkarmıştı ve bana, erkekler hakkındaki problemlerini konuşmak için geldiğini söylemişti. | TED | دخلت ألكس لجلستها الأولى و هي تلبس الجينز و قميصاً كبيراً فضفاضاً، و ارتمت على أريكة مكتبي و خلعت نعليها ثم قالت لي إنها أتت لتتحدث عن مشاكلها مع الرجال. |
Tamam ama pantolon satarak para kazanıyorlar. Mark, bu nedir? | Open Subtitles | حسناً، لكنهم خططوا لربح المال من خلال بيع الملابس الداخلية |