Tabiat, kafamızdaki her sorunun cevabını içinde barındırır. Ne olacak sanki, insan kendini bu bütünün bir parçası gibi hissetmeli. | Open Subtitles | الطبيعة تحمل الإجابة لكلّ أسئلتنا يجب أن تشعر بنفسك كجزء من كامل محيطك |
Kılıcım, seninkine bakınca hurda parçası gibi sanki. | Open Subtitles | سيفك افضل من سيفي سيفي يبدو كقطعة من الحديد من أين لك مثل هذا السيف |
Trayvon Martin parçası gibi mobil parçalar geliştiriyoruz. | TED | فنحن نعمل على قطع لأجهزة النقال مثل قطعة ترايفون مارتن. |
Tek yapman gereken özgüven ve olayın parçası gibi görünmen. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله ، هو أن تكوني واثقة وتكوني تنتمين مما أنت فيه |
Arabalar seni daha büyük bir şeyin parçası gibi mi hissettiriyor? | Open Subtitles | الإزدحام يجعلك تشعر بكونك جزءاً مِن شيئ أكبر؟ |
Bir kere içine girmiştim, kendimi özel bir şeyin parçası gibi hissediyordum. | Open Subtitles | لأنه بمجرد دخولي أحسست بأنني جزء من شيء خاص |
- Tıpkı, kıyafetin bir parçası gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الجزء من الزي الخاص بك حسناً |
Sanki buz parçası gibi. | Open Subtitles | إنها مثل كتلة ثلج. |
Daha büyük bir resmin parçası gibi muhtemelen üst üste gelmiş iki çizimden. | Open Subtitles | يبدو كأنه جزء من صورة اكبر ربما تتداخل بين رسمتين |
Seramik parçası gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو كأنها قطعة من الخزف. خرجت من الضحية. |
Sonunda ekibin bir parçası gibi hissediyorum ve bunun silahla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أشعر أخيرًا أني جزء من الفريق، وليس لذلك علاقة بالمسدس. |
Ne zaman geleceği hiç belli olmuyor, konsantre olamıyorum kendimi bu okulun bir parçası gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم أبداً متى سيحلّ عليّ لا أستطيع التركيز لا أشعر أنني جزء من هذه المدرسة على الإطلاق |
Yapmaya ihtiyacınız olan şeyi yapmanızın mümkün olduğunu biliyorsunuz, zor da olsa, ve zaman duygusu yok oluyor, kendinizi unutuyorsunuz, daha büyük bir şeyin parçası gibi hissediyorsunuz. | TED | وتعرف أن ما عليك أن تفعله ممكن رغم أنه صعب ويختفي الإحساس بالزمن، وتنسى نفسك وتشعر بأنك جزء من شيء أكبر |
Aslında, iskelet yapılar, biyomalzemeler kullanabilirsiniz -- üzerinizdeki gömleğin bir parçası gibi görünen malzemeler bunlar-- ama hastalara implante edebileceğiniz özel malzemeler ki bunlar organları yeniden oluşturarak hastaları iyileştirebilir. | TED | يمكنك أن تستخدم سقالات، خامات حيوية -- وهذه تبدو كقطعة القماش من قميصك -- ولكنها من خامات معينة يمكنك بالفعل زراعتها داخل المرضى وستنجح وتساعد خلاياك على التجدد. |
Yani sadece karşımdaki insanları görmüyorum, veya kendi sesimi ve zemine karşı ayakkabılarımın ağırlığını bana,sanki ileri ve geri yayılan mükemmel tek bir bilinç alanının bir parçası gibi geliyor. | TED | فأنا لست فقط أرى الأشخاص أمامي أو أسمع صوتي أو أشعر بثقل حذائي على الأرض، لكن هذا كله يحصل كجزء من مجال وعي كلي واحد يتمدد إلى الأمام و إلى الخلف |
Size söyleyeyim, aşağılanmaktan ve et parçası gibi davranılmaktan bıktım. | Open Subtitles | لأنه يجب أن أخبرك بدأت أمقت الإذلال و التعامل معي كقطعة من اللحم |
Hastanenin çatısında bir kağıt parçası gibi süzülüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت مثل قطعة ورق قذرة ملقاة هناك فى المستشفى |
Görünüyor mu? Gittikçe trenin bir parçası gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | بدأت تنتمين إلى هذا القطار |
Arabalar seni daha büyük bir şeyin parçası gibi mi hissettiriyor? | Open Subtitles | الإزدحام يجعلك تشعر بكونك جزءاً مِن شيئ أكبر؟ |
Beni grubun bir parçası gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | فهذا يجعلنى أشعر بأنني جزء من الفريق |