ويكيبيديا

    "parçası olan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جزء من
        
    • والذي هو جزء
        
    • كان جزء
        
    Ve IDEO'nun bir parçası olan Itch'deki bir grup yaklaşık 12 metrelik bu interaktif duvarı tasarladı. TED ومجموعة في إتش والتي هي جزء من أيديو قامت بتصميم هذا الحائط التفاعلي والذي يبلغ ارتفاعه أربعة طوابق.
    Bu gözküreniz içinde yer alan bir beyin parçası olan retinanın nöronlarının aktivitesiyle zihinsel deneyimizin ne denli yakından ilişkili olduğunu gösteriyor ya da bu konuyla ilgili olarak, TED لذلك هذا هو مدى قرب تجربتك العقلية ونشاط الخلايا العصبية في شبكية العين، وهي جزء من الدماغ يقع في مقلة العين، أو، في هذه الحالة، ورقة من القشرة البصرية
    Yani bir bakıma, gerçekten çok önemli olan ve başka kimsenin sahip olamayacağı, kimliğimizin parçası olan bir şeye dair bir duruş sergiliyoruz. TED وبطريقة ما ، نحن كنا نرى مظهر من مظاهر لشيء ما مهم حقاً وهذا جزء من هويتنا ولكن أن لا أحد يمكن أن يكون.
    Dünyanın doğal bir parçası olan bir şeyi yasadışı ilan ederseniz ne olur? Open Subtitles ما الذي يحدث عندما نقوم بعمل شيئ محضور والذي هو جزء طبيعي من العالم؟
    Formatın bir parçası olan deney, bu ortamın sağladığı bir durum. TED وهذا شيء تسمح به هذه الوسيلة القيام بالتجارب كان جزء من الأسلوب نفسه
    Tatlım, bunun gibi bir dizide yaşanan kayıp, hikayenin parçası olan herkes için bir kayıptır. Open Subtitles عزيزي، خسارة لمسلسل كهذا هي خسارة لأيّ شخص كان جزء من تاريخه
    Eğer öyleyse; o zaman sizler, gerçekten de deneyimizin bir parçası olan ve tam olarak bunu yaptığımız, ABD işverenleri gibi değilsiniz. TED إن كنت تعتقد كذلك، إذاً أنت لست كأصحاب العمل الأمريكيين الذين، في الواقع، جزء من تجربتنا، أي أننا قمنا باختبار ذلك تماماً.
    Olimpik Gelişim Programının bir parçası olan Kaliforniya eyalet takımında oynuyordum. TED كنت ألعب لصالح فريق ولاية كاليفورنيا وهو جزء من برنامج التطوير الأولمبي.
    Bağışıklık sisteminin bir parçası olan dalaktaki bir tıkanma hastayı enfeksiyon riskine sokar. TED انسداد الطحال، وهو جزء من الجهاز المناعيّ، يعرّض المريض للإصابة بإنتانات خطيرة.
    Dr. Wolfe'un yıllarca uğraştığı programının bir parçası olan hayvansal virüsleri incelemek için kullanılacak kanlar. TED وسيتم اختبار الدم للبحث عن الفيروسات الحيوانية المنشأ، جزء من البرنامج الذي قام بإعداده د.
    İşte açıkça görülüyor ki, bu, organik bir çevrimin parçası olan organik bir şehir. TED لذلك فإنه من الواضح أنها مدينة عضوية, جزء من دورة عضوية.
    Evrenin nihai bir parçası olan biz insanlar , bir nevi evrenin seçimlerinin gözlemcisi ve sözcüsüyüz. TED كبشر ، في نهاية المطاف نحن جزء من الكون ، نحن نوع من المتحدثين أو من جانب المراقبين للدائرة الانتخابية الكون.
    Alacakaranlık Kuşağı'nın bir parçası olan çok da önemli olmayan bir tutam anı insanın aklından geçen kahkahalar atan bir hayalet olduğunu düşünecek. Open Subtitles همسة من ذكرى ليست هامة في الحقيقة شبح ضاحك يمر بعقل الإنسان جزء من منطقة الشفق
    Buraya bir bıçakla bu kadar rahatlıkla gelebildiysen... bu deneyin bir parçası olan... Open Subtitles انه الشخص الوحيد الذي يملك سكينا لو ان احدنا جزء من التجربة ربما كان انت
    Burada hayatımızın bir parçası olan herkesi. Open Subtitles كل شخص كان جزء من حياتنا هنا
    Ve şimdi başka bir şeylerin parçası olan her bir parçamız da bir ay, bir fırtına bulutu, bir mamut olur. Open Subtitles وكل جزء منّا الآن، كان جزء من شئ آخر في الماضي... -قمر أو سحابة أو ماموث . -أو قرد .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد