Ve IDEO'nun bir parçası olan Itch'deki bir grup yaklaşık 12 metrelik bu interaktif duvarı tasarladı. | TED | ومجموعة في إتش والتي هي جزء من أيديو قامت بتصميم هذا الحائط التفاعلي والذي يبلغ ارتفاعه أربعة طوابق. |
Bu gözküreniz içinde yer alan bir beyin parçası olan retinanın nöronlarının aktivitesiyle zihinsel deneyimizin ne denli yakından ilişkili olduğunu gösteriyor ya da bu konuyla ilgili olarak, | TED | لذلك هذا هو مدى قرب تجربتك العقلية ونشاط الخلايا العصبية في شبكية العين، وهي جزء من الدماغ يقع في مقلة العين، أو، في هذه الحالة، ورقة من القشرة البصرية |
Yani bir bakıma, gerçekten çok önemli olan ve başka kimsenin sahip olamayacağı, kimliğimizin parçası olan bir şeye dair bir duruş sergiliyoruz. | TED | وبطريقة ما ، نحن كنا نرى مظهر من مظاهر لشيء ما مهم حقاً وهذا جزء من هويتنا ولكن أن لا أحد يمكن أن يكون. |
Dünyanın doğal bir parçası olan bir şeyi yasadışı ilan ederseniz ne olur? | Open Subtitles | ما الذي يحدث عندما نقوم بعمل شيئ محضور والذي هو جزء طبيعي من العالم؟ |
Formatın bir parçası olan deney, bu ortamın sağladığı bir durum. | TED | وهذا شيء تسمح به هذه الوسيلة القيام بالتجارب كان جزء من الأسلوب نفسه |
Tatlım, bunun gibi bir dizide yaşanan kayıp, hikayenin parçası olan herkes için bir kayıptır. | Open Subtitles | عزيزي، خسارة لمسلسل كهذا هي خسارة لأيّ شخص كان جزء من تاريخه |
Eğer öyleyse; o zaman sizler, gerçekten de deneyimizin bir parçası olan ve tam olarak bunu yaptığımız, ABD işverenleri gibi değilsiniz. | TED | إن كنت تعتقد كذلك، إذاً أنت لست كأصحاب العمل الأمريكيين الذين، في الواقع، جزء من تجربتنا، أي أننا قمنا باختبار ذلك تماماً. |
Olimpik Gelişim Programının bir parçası olan Kaliforniya eyalet takımında oynuyordum. | TED | كنت ألعب لصالح فريق ولاية كاليفورنيا وهو جزء من برنامج التطوير الأولمبي. |
Bağışıklık sisteminin bir parçası olan dalaktaki bir tıkanma hastayı enfeksiyon riskine sokar. | TED | انسداد الطحال، وهو جزء من الجهاز المناعيّ، يعرّض المريض للإصابة بإنتانات خطيرة. |
Dr. Wolfe'un yıllarca uğraştığı programının bir parçası olan hayvansal virüsleri incelemek için kullanılacak kanlar. | TED | وسيتم اختبار الدم للبحث عن الفيروسات الحيوانية المنشأ، جزء من البرنامج الذي قام بإعداده د. |
İşte açıkça görülüyor ki, bu, organik bir çevrimin parçası olan organik bir şehir. | TED | لذلك فإنه من الواضح أنها مدينة عضوية, جزء من دورة عضوية. |
Evrenin nihai bir parçası olan biz insanlar , bir nevi evrenin seçimlerinin gözlemcisi ve sözcüsüyüz. | TED | كبشر ، في نهاية المطاف نحن جزء من الكون ، نحن نوع من المتحدثين أو من جانب المراقبين للدائرة الانتخابية الكون. |
Alacakaranlık Kuşağı'nın bir parçası olan çok da önemli olmayan bir tutam anı insanın aklından geçen kahkahalar atan bir hayalet olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | همسة من ذكرى ليست هامة في الحقيقة شبح ضاحك يمر بعقل الإنسان جزء من منطقة الشفق |
Buraya bir bıçakla bu kadar rahatlıkla gelebildiysen... bu deneyin bir parçası olan... | Open Subtitles | انه الشخص الوحيد الذي يملك سكينا لو ان احدنا جزء من التجربة ربما كان انت |
Burada hayatımızın bir parçası olan herkesi. | Open Subtitles | كل شخص كان جزء من حياتنا هنا |
Ve şimdi başka bir şeylerin parçası olan her bir parçamız da bir ay, bir fırtına bulutu, bir mamut olur. | Open Subtitles | وكل جزء منّا الآن، كان جزء من شئ آخر في الماضي... -قمر أو سحابة أو ماموث . -أو قرد . |