Hugh'un gözünde sadece Wilson ile konuşurken oluşan-- bir parıltı var. | Open Subtitles | كأن هيو لديه بريق في عينيه تراه فقط عندما يتحدث الى ويلسون |
Adam İsa gibi bir parıltı saçıyor, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً،هو فقط يَشْعُّ وهج رباني،أليس كذلك؟ |
Gözlerindeki o muzip parıltı mı yoksa taviz vermeyen tavrın mı bilmem ama daha genç ve tüysüz halimi andırıyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أعرف اذا ذلك اللمعان الجميل في عينيك أو ذلك الشريط الشاذ سيذكرانني بصغري وأنا قليل الشعر |
Şuraya... bakın... amygdala yakınındaki parıltı... bu alanda beyin aslında hisleri kaynaştırıyor... ve duygularımızı hafızaya bağlıyor. | Open Subtitles | هناك... أنظري ذلك التوهج بالقرب من اللوزة |
Bu parıltı kocaman gözlü, avlanan mürekkep balığının ilgisini çeker. | Open Subtitles | ..بالنسبة للحبار العملاق بعيونه الضخمة .فإن هذا الوميض جذاب |
İçin için yanan büyük bir ateş topu, gümüş rengi parıltı yok, şok bir dalga yok. | Open Subtitles | كرة إحتراق نارية هائلة بلا وميض فضى، وبلا موجة إرتجاجية |
O çok kısa süre zarfında, parıltı bütün galaksilerin bütün yıldızlarının toplamından daha parlaktı. | TED | من أجل هذه اللحظة الوجيزة من الوقت، كان الوهج أكثر إشراقاً من كل النجوم في كل المجرات في كل الكون المعروف |
parıltı'nın yanına beni de evlatlık alabilirsin belki. | Open Subtitles | "ربما عليك أن تتبناني مع "سباركلز |
Buraya, parıltı! Gel, kızım. | Open Subtitles | ( تعالي , ( سباركلس تعالي , أيتها الفتاة |
Çikolata Cheerio gözlerindeki o şeytani parıltı bana genç Sue Sylvester'ı hatırlatıyor. | Open Subtitles | ماذا؟ اوه ايتها المشجعه الشوكولا بريق الشر في عينيكٍ |
Tüyleri gürleşmiş, gözlerinde bir parıltı oluşmuş ve kukusundan çıkmak üzere olan bir enik kafası var. | Open Subtitles | فرائها أكثر سماكة،لديها بريق في عينيها و هناك رأس قطة صغيرة على وشك الخروج منها. |
Fakat ısındıkça vücutlarına altın sarısı bir parıltı hâkim oluyor. | Open Subtitles | ... . لكنببطئ وعندما يبدؤا فى الدفء ينتشر وهج ذهبى حول أجسامهم |
Gözlerinin içinde bir parıltı vardı. | Open Subtitles | كان هناك وهج في عينه |
Gülüşü... Zekice bir şey söyleyeceği zaman gözünün içindeki parıltı... | Open Subtitles | الطريق يُصبحُ ذلك اللمعان الصَغير في عينِه |
- Anlarsın, ben ikinci kişiliğinin parıltı dışarı yansıması şeklinde tanımlamayı severim. | Open Subtitles | انظري, أحبّ التفكير في اللمعان كظهور إسمكِ المستعار بوضوح |
küçük bir parıltı kullanabilirdim. selam liam. | Open Subtitles | يمكنني أن أظهر بعض التوهج مرحباً , ليام |
Bu durumda biliyoruz ki yırtıcı ateş böceği sinyali kazara değildi, çünkü dişi farklı türün erkeğiyle eşleşmesi için parıltı örüntüsünü esnek olarak ayarlar. | TED | في هذه الحالة، نعرف أن إشارة اليراع المفترسة ليست حادثًا لأنها تضبط نمط الوميض الخاص بها بمرونة لتتطابق مع الذكور من مختلف الأماكن. |
Bu da Pentagon'daki, yakındaki binaları sallayan, ışıldayan, gümüş rengi çok küçük bir parıltı. | Open Subtitles | وفي وزارة الدفاع الأمريكية وميض فضى لامع صغير جدا، يهز البنايات القريبة |
Tanrıya şükür. parıltı yüzünden başım ağrıyordu. | Open Subtitles | أوه, شكراً للرب, لقد أصابني مثل الصداع من ذلك الوهج |
Gördün mü parıltı, burası ne kadar güzel? | Open Subtitles | أترين "سباركلز" كم هو المكان رائعٌ هنا؟ |
Bundan dolayı senin adın Sparkles (parıltı). | Open Subtitles | ( أنا أسميك ( سباركلس |
O parıltı, seni asla ezemeyeceklerini söylüyor. | Open Subtitles | تلك اللمعة التي في عينيك تقول انني لن اضربك |
" Düşük seviyeli parıltılar gördüm. [Teğmen Evangelista] bana, binanın ön yüzündeki parıltıları görüp görmediği mi sordu ve ben doğruladım sürekli parıltı vardı ve bu bana sanki bir bina yıkımı gibi geldi... | Open Subtitles | لقد رأيت ومضات خافتة، الملازم ايفانجلستا سألنى ان رأيت ومضات وأجبته بنعم، ومضة تلو اخرى ثم سقط المبنى |
Bebek İsa'nın üzerinde çok az parıltı kalmış. | Open Subtitles | أترى كيف يكاد يكون هناك أي لمعان متبقي على المسيح الطفل؟ |
Özgürce koş küçük parıltı. | Open Subtitles | اركض بحرية يا ( سباركل ) الصغير |
O an, o parıltı. | Open Subtitles | تعلمين ، تلك اللحظات عندما يكون هناك شرارة |
Cenazeler ödümü bokuma karıştırdığından üzerine fazladan parıltı ekliyorum. | Open Subtitles | إنني أضيف لها بعض البريق لأن الجنازات ترعبني جدا |