"parıltı" - Translation from Turkish to Arabic

    • بريق
        
    • وهج
        
    • اللمعان
        
    • التوهج
        
    • الوميض
        
    • وميض
        
    • الوهج
        
    • سباركلز
        
    • سباركلس
        
    • اللمعة
        
    • ومضة
        
    • لمعان
        
    • سباركل
        
    • شرارة
        
    • البريق
        
    Hugh'un gözünde sadece Wilson ile konuşurken oluşan-- bir parıltı var. Open Subtitles كأن هيو لديه بريق في عينيه تراه فقط عندما يتحدث الى ويلسون
    Adam İsa gibi bir parıltı saçıyor, değil mi? Open Subtitles حَسناً،هو فقط يَشْعُّ وهج رباني،أليس كذلك؟
    Gözlerindeki o muzip parıltı mı yoksa taviz vermeyen tavrın mı bilmem ama daha genç ve tüysüz halimi andırıyorsun. Open Subtitles أنا لا أعرف اذا ذلك اللمعان الجميل في عينيك أو ذلك الشريط الشاذ سيذكرانني بصغري وأنا قليل الشعر
    Şuraya... bakın... amygdala yakınındaki parıltı... bu alanda beyin aslında hisleri kaynaştırıyor... ve duygularımızı hafızaya bağlıyor. Open Subtitles هناك... أنظري ذلك التوهج بالقرب من اللوزة
    Bu parıltı kocaman gözlü, avlanan mürekkep balığının ilgisini çeker. Open Subtitles ..بالنسبة للحبار العملاق بعيونه الضخمة .فإن هذا الوميض جذاب
    İçin için yanan büyük bir ateş topu, gümüş rengi parıltı yok, şok bir dalga yok. Open Subtitles كرة إحتراق نارية هائلة بلا وميض فضى، وبلا موجة إرتجاجية
    O çok kısa süre zarfında, parıltı bütün galaksilerin bütün yıldızlarının toplamından daha parlaktı. TED من أجل هذه اللحظة الوجيزة من الوقت، كان الوهج أكثر إشراقاً من كل النجوم في كل المجرات في كل الكون المعروف
    parıltı'nın yanına beni de evlatlık alabilirsin belki. Open Subtitles "ربما عليك أن تتبناني مع "سباركلز
    Buraya, parıltı! Gel, kızım. Open Subtitles ( تعالي , ( سباركلس تعالي , أيتها الفتاة
    Çikolata Cheerio gözlerindeki o şeytani parıltı bana genç Sue Sylvester'ı hatırlatıyor. Open Subtitles ماذا؟ اوه ايتها المشجعه الشوكولا بريق الشر في عينيكٍ
    Tüyleri gürleşmiş, gözlerinde bir parıltı oluşmuş ve kukusundan çıkmak üzere olan bir enik kafası var. Open Subtitles فرائها أكثر سماكة،لديها بريق في عينيها و هناك رأس قطة صغيرة على وشك الخروج منها.
    Fakat ısındıkça vücutlarına altın sarısı bir parıltı hâkim oluyor. Open Subtitles ... . لكنببطئ وعندما يبدؤا فى الدفء ينتشر وهج ذهبى حول أجسامهم
    Gözlerinin içinde bir parıltı vardı. Open Subtitles كان هناك وهج في عينه
    Gülüşü... Zekice bir şey söyleyeceği zaman gözünün içindeki parıltı... Open Subtitles الطريق يُصبحُ ذلك اللمعان الصَغير في عينِه
    - Anlarsın, ben ikinci kişiliğinin parıltı dışarı yansıması şeklinde tanımlamayı severim. Open Subtitles انظري, أحبّ التفكير في اللمعان كظهور إسمكِ المستعار بوضوح
    küçük bir parıltı kullanabilirdim. selam liam. Open Subtitles يمكنني أن أظهر بعض التوهج مرحباً , ليام
    Bu durumda biliyoruz ki yırtıcı ateş böceği sinyali kazara değildi, çünkü dişi farklı türün erkeğiyle eşleşmesi için parıltı örüntüsünü esnek olarak ayarlar. TED في هذه الحالة، نعرف أن إشارة اليراع المفترسة ليست حادثًا لأنها تضبط نمط الوميض الخاص بها بمرونة لتتطابق مع الذكور من مختلف الأماكن.
    Bu da Pentagon'daki, yakındaki binaları sallayan, ışıldayan, gümüş rengi çok küçük bir parıltı. Open Subtitles وفي وزارة الدفاع الأمريكية وميض فضى لامع صغير جدا، يهز البنايات القريبة
    Tanrıya şükür. parıltı yüzünden başım ağrıyordu. Open Subtitles أوه, شكراً للرب, لقد أصابني مثل الصداع من ذلك الوهج
    Gördün mü parıltı, burası ne kadar güzel? Open Subtitles أترين "سباركلز" كم هو المكان رائعٌ هنا؟
    Bundan dolayı senin adın Sparkles (parıltı). Open Subtitles ( أنا أسميك ( سباركلس
    O parıltı, seni asla ezemeyeceklerini söylüyor. Open Subtitles تلك اللمعة التي في عينيك تقول انني لن اضربك
    " Düşük seviyeli parıltılar gördüm. [Teğmen Evangelista] bana, binanın ön yüzündeki parıltıları görüp görmediği mi sordu ve ben doğruladım sürekli parıltı vardı ve bu bana sanki bir bina yıkımı gibi geldi... Open Subtitles لقد رأيت ومضات خافتة، الملازم ايفانجلستا سألنى ان رأيت ومضات وأجبته بنعم، ومضة تلو اخرى ثم سقط المبنى
    Bebek İsa'nın üzerinde çok az parıltı kalmış. Open Subtitles أترى كيف يكاد يكون هناك أي لمعان متبقي على المسيح الطفل؟
    Özgürce koş küçük parıltı. Open Subtitles اركض بحرية يا ( سباركل ) الصغير
    O an, o parıltı. Open Subtitles تعلمين ، تلك اللحظات عندما يكون هناك شرارة
    Cenazeler ödümü bokuma karıştırdığından üzerine fazladan parıltı ekliyorum. Open Subtitles إنني أضيف لها بعض البريق لأن الجنازات ترعبني جدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more