ويكيبيديا

    "paralel bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • موازي
        
    • موازٍ
        
    paralel bir boyut ya da detaylı bir ilüzyon olabilir. Open Subtitles قد يكون هذا بُعد موازي أو ربما مجرد وهم واقعي
    Ve paralel bir özetle, aynı şeyleri teknoloji, eğlence ve tasarım, hakkında da söylemek istiyorum, çünkü bence konular çok benzer. TED و كتلخيص لموضوع موازي أريد أن اقول نفس الشئ على الأبحاث التقنية, و عن الترفيه والتصميم لأني أعتقد انها موضوعات متشابهة.
    ancak oluş şekli, paralel bir evrene geçiş şeklinde. Open Subtitles ولكن طريقة حدوثه هي الدخول إلى كون موازي
    Stajyerlerin her işimi yapmasına izin verip orada otururken, başka paralel bir evrende Open Subtitles بينما جلست وتركت المتدربين يقومون بعملي، تساءلت إن كان ثمة عالم موازٍ
    Ayrıca Vali sessizce paralel bir soruşturma yürütmemizi istiyor. Open Subtitles في الوقت الحالي ،، المحافظ يريدُ منا أن نقومَ بتحقيقٍ موازٍ هادئٍ
    Bu paralel bir evrende herkesin sırtını... döndüğü bir aşk hakkında. Open Subtitles هي عن الحب في عالم موازي حيث يتبدل الجميع
    paralel bir gerçekliğe erişimimizi sağlar. Trendeki ölümler elbette üzücüydü. Open Subtitles تعطينا وسيلة الدخول إلى عالم موازي الموت على متن ذلك القطار كان مأساوي.
    Bunun anlamı da artık; bebek yapmak, çoğalmak, evrimleşmek için paralel bir sistemin olduğu. Bunun dünyadaki çoğu şeyle ortak bir yanı yok. Aslına bakarsanız hiçbir şeyle yok. TED وذلك يعني أنه لديك نظام موازي لخلق الحياة، لخلق الأطفال، ولإعادة الإنتاج، وللتطور، والتي لا تلتقي مع أغلب الأشياء على الأرض أو في الواقع ليس مع أي شيء على الأرض.
    "paralel bir evrende çapraz park edilmişim gibi hissediyorum. TED "أشعر أني متوقفة على مستوى قطري في عالم موازي."
    Elimizdeki şifrelerin hiç biri tam olarak uymadı, ancak, anladığım kadarıyla, bu cihaz paralel bir boyutta bulunan varlıkları görmemizi sağlıyor. Open Subtitles لا توجد أي من الشفرات التي لدينا تناسب تماما لكن كما فهمتها الجهاز يعطى لنا القدرة على رؤية هذه الكائنات الموجودة في بعد موازي
    Derken paralel bir Dünya'ya gönderilen ekip ne olup bittiğini anlayamadan uzaylılarla savaşa tutuştu. Open Subtitles ثمّ أرسلوا إلى عالم موازي... وبدون معرفة ما كان يجري،... تقاتلوا مع الفضائيين.
    Tepsilerle paralel bir şekilde konuşmalısın. Open Subtitles عليك أن تتحدث بشكل موازي للصواني
    paralel bir evrene portal görevi görecek frizbi boyutunda bir solucan deliği için varsayımsal bir kaplama alanı. Open Subtitles -حقل إحتواء إفتراضي لثقب دودي في حجم الطبق الطائر الذي يمكن أن يستخدم كبوابة لكون موازي
    paralel bir cep evrende saklanan tek bir anda. Open Subtitles لحظة معينة في الزمن توجد في عالم موازي
    paralel bir evren. Bir çocuk ve babası. Open Subtitles في عالم موازي الصبي مع أبيه
    Ülke dışında yürütülen paralel bir program. Open Subtitles إنه برنامج موازي خارج البلاد
    paralel bir nükleer programın tarafsız kanıtını bulmak için buradayım. Open Subtitles إني هنا لأجد دليلًا موضوعيًا عن برنامج نووي موازٍ
    Şimdi de paralel bir evrende kısılı kalmış acıklı hikayemi sevdiğim adamın ikizine anlatıyorum. Open Subtitles والآن أنا حبيسة في بعد موازٍ أروي قصتي الحزينة لقرين الرجل الذي أحببته.
    Sanırım bizi paralel bir evrene götürdü. Open Subtitles أعتقد أنّه نقلنا إلى عالم موازٍ.
    paralel bir evrendeki karım. Open Subtitles زوجتي في عالم موازٍ
    paralel bir evrendeki karım. Open Subtitles زوجتي في عالم موازٍ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد