Bir günümü bile parmaklıkların arkasında, ya da düşmanlarımın elinde geçirmedim. | Open Subtitles | , لم أقضي يومًا واحداً خلف القضبان أو في قبضة الأعداء |
Ve bu nedenledir ki bizim türümüz dünyanın her tarafında zenginleşti. Halbuki hayvanların geri kalanı hayvanat bahçelerinde parmaklıkların arkasında çürüyor. | TED | وهذا هو السبب الذي جعل جنسنا يزدهر في أنحاء العالم بينما بقية الحيوانات تقبع خلف القضبان في حدائق الحيوان. |
Orada parmaklıkların arkasında yaptıktan sonra sana ya da bana etki etmez, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، طالما هو يعمل خلف القضبان هو لَنْ يُؤثّرَ عليك أَو عليّ، أليس كذلك؟ |
Umarım parmaklıkların arkasında kalmak büyümene yardım eder, aynen babanda olduğu gibi. | Open Subtitles | ربما بعض الوقت وراء القضبان سوف تساعدك على النضج كما كان والدك |
Hayatının geri kalanını parmaklıkların arkasında çürüyerek mi geçirmek istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تتعفن وراء القضبان بقية حياتك. ؟ |
Bir kez olsun, seni demir parmaklıkların arkasında görmek isterdim ve şimdi öyle olacak. | Open Subtitles | ... أردت أن أراك لمرة خلف قضبان السجن وسأفعل الآن |
Bir keresinde onu parmaklıkların arkasında, bir küp su ve kuru bir ekmekle resmetmişti. | Open Subtitles | لقد رسمها وهي خلف القضبان مع كسرة من الخبز وكوب ماء |
Kutlama yapacağını sanıyordum. Baban sonunda parmaklıkların arkasında. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنك ستكون بالخارج تحتفل، لقد أصبح والدك أخيراً خلف القضبان |
Şimdi hayatın boyunca parmaklıkların arkasında kalacaksın. | Open Subtitles | أمّا الآن فستبقى خلف القضبان لبقيّة حياتك |
Bu kadar çok şey fedakarlığı yaptıktan sonra parmaklıkların arkasında bir an bile olmayı düşünmem. | Open Subtitles | لقد ضحّيتُ بالكثير لأمضي أيّ وقت خلف القضبان |
Bu herifi parmaklıkların arkasında istiyorum. Şehrimizi yeniden güvenli bir yer yapalım. | Open Subtitles | أريد هذا الشخص خلف القضبان لجعل مدينتـنا آمنة مجددا |
Elindekilerle yetin, ve bunlar bir daha olmasın yoksa ömrünün kalanını parmaklıkların arkasında geçirirsin. | Open Subtitles | استخدم ما لديك وتأكد ...عدم حدوث ذلك مرة أُخرى أو سأتأكد من أن تقضي... بقية حياتك خلف القضبان |
parmaklıkların arkasında üç yıl, benim ailemi yıktı. | Open Subtitles | ثلاثة سنوات خلف القضبان حطمت عائلتى |
O parmaklıkların arkasında olduğu sürece, dükkanımız güvende. | Open Subtitles | بينما هي خلف القضبان ، فمتجرنا آمن |
Siz de yakın zaman önce bir süre parmaklıkların arkasında kaldınız. | Open Subtitles | -لما لا؟ -أمضيتي وقتا ما خلف القضبان بنفسك مؤخرا |
O başlıklı kişiyi sadece parmaklıkların... arkasında görebilir. | Open Subtitles | لن ترى شخصيّة العباءة إلّا وهو وراء القضبان |
Gidip ailenizle şu zamanı geçirin bir suçtan dolayı parmaklıkların arkasında değil. | Open Subtitles | عليكم أن تقضوا الوقت مع عائلاتكم الآن لا أن تسجنوا وراء القضبان ! على سلوككم المخل بالنظام |
parmaklıkların arkasında olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحقّ بأن يكون وراء القضبان. |
Garcia'yı, parmaklıkların arkasında istiyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,235)} أريد (غارسيا) وراء القضبان |
Genç hanıma parmaklıkların arkasında katılmak istediğini fark etmemiştim. | Open Subtitles | . الإنضمام إلى السيدة الشابّة خلف قضبان |
Masseria'nın çetesinin sadık bir üyesi olduğunu kanıtladı ama kendini parmaklıkların arkasında buldu. | Open Subtitles | لقد أثبت نفسه كعضو مُخلص لـ عصابة ( مازاريا ) ولكنه الشيء الوحيد الذي وضعه خلف القبضان |