...bir parça esrar, iki silah, bir poşet ilaç ve çocuğun Patlama sırasında ve öncesinde orada olmadığını gösteren bir mazeret. | Open Subtitles | اونصة من المخدر، مسدسان، حقيبة من الحبوب و حجة غيابه تضعه فى الحجز الصباحى قبل و خلال الانفجار |
Makalede Cody'ye Patlama sırasında şarapnel parçası isabet ettiği yazıyordu. | Open Subtitles | المقال يقول بان كودي أصيب بشظايا خلال الانفجار |
Patlama sırasında açıklarım! Panikleme! | Open Subtitles | اصعد الحافلة الآن، سوف أشرح لك خلال الانفجار |
Sürekli gittiği kilisenin papazına göre, Patlama sırasında yiyecek festivalinden uzakta, şehir merkezinde ki bir barınakta evsiz insanlara yemek dağıtıyormuş. | Open Subtitles | بناءَ على قسه في الكنيسة في وقت الانفجار قام متطوعاَ بإطعام المشردين |
Patlama sırasında köprünün üzerindeymiş. | Open Subtitles | كان على الجسر في وقت الانفجار |
Telefonun Patlama sırasında yok olacağını düşünmüştür. | Open Subtitles | لكن ليس أثناء معالجة بطاقة الإتصال لا بدّ أنّه إعتقد أن الهاتف سيُدمر أثناء الإنفجار |
Patlama sırasında korkunç derecede yanmış. | Open Subtitles | لقد احترقَ بشِدَة خلال الانفجار |
Çerçevesi Patlama sırasında onu korumuş. | Open Subtitles | الغلاف قام بحمايتها أثناء الإنفجار |
Patlama sırasında, buraya uçmuş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن نُسفت هنا أثناء الإنفجار |