Vedalaşmak için bara gittim. peşimden geldi. | Open Subtitles | لذا ذهبت الى الحانة لأودعه وقد لحق بى |
Sonra da onu öldürdü, ve sonra benim peşimden geldi. | Open Subtitles | وقتلها وبعد ذلك لحق بي |
Koşmaya başladım. Bu deli de peşimden geldi. | Open Subtitles | فبدأتُ بالركض وبدأ المختلُ بملاحقتي |
Leslie Uggams gururumla eve yürümeye karar verdim, ve bir grup popüler kız peşimden geldi. | Open Subtitles | قررت أن أعود إلى المنزل في مجد (ليزلي أغلمز)، ومجموعة من الفتيات الشعبيات قمن بملاحقتي. |
- Bir şeyler bulacak olmasaydım neden peşimden geldi? | Open Subtitles | لماذا يسعى ورائي إذا لم أكن وراء شيء؟ |
- Bir şeyler bulacak olmasaydım neden peşimden geldi? | Open Subtitles | لماذا يسعى ورائي إذا لم أكن وراء شيء؟ |
En sonunda gitmem gerektiğini söyledim. Ama peşimden geldi. | Open Subtitles | أخيراً قلت إني مضطرة للذهاب ولكنه لاحقني. |
Çok kötü bir durumdaydı ve sürekli peşimden geldi. | Open Subtitles | ،كانت بمكانٍ ظلامه حالك .وقد لحقت بي بإلحاح |
peşimden geldi ve konuştuk. | Open Subtitles | لقد لحق بي وتحدثنا |
Tuvalete bile peşimden geldi. | Open Subtitles | حتى أنه لحق بي إلى الحمامات |
Oraya da peşimden geldi. | Open Subtitles | لحق بي هناك حتى |
Ben kendimi savunuyorum. O benim peşimden geldi. Beni incitmek istedi. | Open Subtitles | هذا دفاع للنفس هو من لاحقني و أراد أن يؤذيني |
peşimden geldi, evime geldi. | Open Subtitles | لقد لاحقني لقد دخل منزلي |
Hankow'dan ayrıldığımda, peşimden geldi. | Open Subtitles | عندما غادرت هانكاو، لحقت بي. |
Sweet Pea peşimden geldi. | Open Subtitles | ولكن (سويت بي) لحقت بي |