Şaşırtıcı olan şu, başka bir şirket doğru bir klinik deneyi yaptı, hastaların yarısına placebo, diper yarısına da ilaçtan verdiler. | TED | الأمر الرائع أن شركة أخرى قامت بالتجربة العلمية على النحو الصحيح حيث اعطوا نصف المرضى العقار و النصف الآخر دواء وهمي |
Önerilmesine rağmen ben bu tedaviye pek güvenemedim, çünkü placebo olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | رغم التوصيات لمأقاوم التساؤل بالعلاج الذي يخدم فقط أعراض دواء وهمي |
Tedavideki gelişime göre ben onun placebo etkisi yaşadığından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أنا أتوقع أي تطور يشهده من العلاج المتلقى يميل لتأثيرات دواء وهمي |
Bu placebo etkisi gibi geliyor. | Open Subtitles | إنها حالة يُطلق عليها أثار الدواء الوهمي |
Yani, problem şu, klinik çalışma tamamlandı, ve bizler de parçasıydık, ve klinik deneylerin temelinde, ana klinik deneyde, ki biz buna faz 3 diyoruz, placebo kullanmayı reddettik. | TED | إذن المشكلة أن التجربة السريرية قد تم عملها و قد كنا جزءاً منها و في التجارب السريرية الأساسية التجارب السريرية المحورية التي نطلق عليها المرحلة الثالثة رفضنا استخدام الدواء الوهمي |
placebo Grubu'nu da görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدون أعراض العقار الوهمي أيضاً ؟ |
Ben ondaki bu gelişmenin placebo etkisi ile gerçekleştiği konusunda endişeleniyorum. | Open Subtitles | كنت مهتمة من أي تطور بتأثيرات دواء وهمي |
Galiba "placebo" grubundayız. | Open Subtitles | أظننا في أعراض دواء وهمي |
placebo etkisi ile bir gelişme meydana gelmiş. | Open Subtitles | بأي تطويرات تعني دواء وهمي |
Bu nedenle şunu artık biliyoruz ki, inanç ve beklentilerimiz manipule edilebilir. Bu nedenle deneysel çalışmalarda plasebo uygulanan bir kontrol grubu kullanırız -- deneye katılan insanların yarısına gerçek tedavi uygulanır, diğer yarısına ise placebo. | TED | لذا نحن نعلم أن إعتقاداتنا وتوقعاتنا يمكن التلاعب بها، ولهذا السبب نقوم بالتجارب لكي نقوم بالتحكم والمقارنة للتأثير الوهمي -- حيث نقوم بإعطاء إحدى المجموعات العلاج الحقيقي ونعطى الآخرين دواء ذو تأثير وهمى. |