politikacılar aynı bilimsel olmayan söylemleri tekrarlayarak daha sert bir şekilde geri püskürtür. | TED | ومع ذلك يتصدى السياسيون للأمر بحزم شديد، ويكررون ذات الأساطير التي تبدو علمية. |
Bunları politikacılar tuzak olarak kullanır.Böylece onların saygıdeğer olduklarını düşünürsünüz. | Open Subtitles | هذه فقط أشياء يستخدمها السياسيون لكي يخدعونكم بأنهم جديرون بالثقة |
Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar. | TED | ولكن من المهم جداً أن نعرف أن الكلمات محور الحياة السياسية، وأن جميع السياسيين يعرفون أن عليهم محاولة التحكم في اللغة. |
Elleri arkalarına bağlı olarak bu savaşı kazanacaklarını düşünen politikacılar gibi. | Open Subtitles | مثل السياسيين .. يحاربون بيد واحده بينما اليد الاخرى تحمى خصيتهم |
politikacılar büyük, karmaşık ve sofistike bir proje içindedirler. | TED | سياسيين في مشروع تكنولوجي كبير ومعقد ومتطور؟ |
Paddy'nin kadrosunda polislerden daha fazlası var belediye çalışanları, politikacılar, hatta belki hakimler. | Open Subtitles | هناك بعض الشرطة الفاسدة على سلم رواتبه عمال مدينة سياسيون ربما قضاة أيضاً |
Federal Suç Ofisi başarılı olacak, politikacılar ve medya memnun... | Open Subtitles | سيحقق مكتب اتحاد الشرطة الجنائية نجاحاً السياسيون والإعلام، سيكونون مسرورين |
Evet, iyi araştırma stajyerlerine sahip olan yalnızca politikacılar değil. | Open Subtitles | نعم، هو لَيسَ فقط السياسيون الذين يملكون متدربين باحثون بارعين |
Afganistan'daki basit planları dökülürken, politikacılar memleketlerinde bir krizle yüzleşmek zorundaydılar. | Open Subtitles | الذي انهارت فيه خطتهم في أفغانستان واجه السياسيون أزمة في أوطانهم |
Çünkü günümüzde politikacılar yapılması gerekenleri yapma gücüne sahip değiller. | TED | لأنه في الوقت الحاضر السياسيون ليس لديهم الصلاحية للقيام بما يجب القيام به. |
politikacılar bunu bilir, kampanya sezonları durgunluklarla ve liderleri yönlendiren fırsat resimleriyle doludur. | TED | أدرك السياسيون هذا، ويمتلىء موسم الحملات السياسية دومًا بمحطات توقف وفرص مثالية مع قادة دين بارزين. |
Göçmenler bakış açılarını paylaşabilir, keşke politikacılar da dinlemeye istekli olsa. | TED | يمكن للمهاجرين مشاركة وجهات نظرهم، فقط لو كان السياسيون على استعداد للاستماع. |
Ben de tüm gün boyunca lobiciler ve politikacılar ile uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا أتعامل مع جماعات الضغط التشريعية و السياسيين التفصيليين طوال اليوم |
Kim oldukları, kontrol ettikleri politikacılar ve paranın nereden geldiği. | Open Subtitles | من هم، من السياسيين الذين يسيطرون، وأين يأتي المال من. |
Bizim düşmanımız, oğullarınızı ve kızlarınızı yasadışı savaşlarda ölüme yollayan politikacılar. | Open Subtitles | أعدائي هم السياسيين.. الذين يرسلون أبنائكم ليموتون في حروب غير مشروعة. |
Bu, memlekette, Amerika ve İngiltere'de politikacılar aleyhinde ortaya konulan savın, aynısıydı. | Open Subtitles | وهو نفس الادعاء الذي أثير ضد السياسيين في أوطانهم في أمريكا وبريطانيا |
politikacılar ve siyasetle ilgilenen sıradan insanlar öte tarafı göremiyor. | Open Subtitles | السياسيين والمواطنين الناشطين سياسيا حقاً يرون الأشياء من الجانب الآخرِ |
Her gün umuyorum ki politikacılar, diplomatlar, kalkındırma çalışanları çatışmayı barışa ve tehdidi umuda dönüştürebilirler. | TED | كل يوم أأمل أن السياسيين والدبلوماسيين والعاملون في التنمية أن يتمكنوا من تحويل الحرب الى سلام والخطر الى أمل |
Birden fazla ülkede politikacılar tarafından başlatılan ve büyük ölçüde başarılı olmuş etkin teknoloji hizmeti örneği var: milli piyango. | TED | فهناك سابقة لمصالح تكنولوجية خلقها سياسيين في بلدان متعددة وقد كانت ناجحة بشكل كبير: اليانصيب الوطني. |
Avukatlar, bankacılar, politikacılar! | Open Subtitles | محامون ، مصرفيون ، سياسيون ما الذى يخرجون به منها للحياة ؟ |
- Wade tek savunmamız senin de bu Allahın belası şehirdeki bütün politikacılar kadar ahlaksız olduğun. | Open Subtitles | لا ويد ، دفاعنا الوحيد انك سياسي فاسد شأنك مثل شأن اي سياسي بهذه المنطقة اللعينة |
politikacılar Twitlemeye yeni başladılar. | TED | بدأ الساسة إستخدام تويتر في الآونة الأخيرة. |
En başta, fiyatlar uçar ve yozlaşmış politikacılar kiralardan nemalanmaya başlar. Ama hiç istihdam sağlanmaz. | TED | أساساً ، الأسعار باهظة و السياسين الفاسدين ، بعد ذلك يستأثروا بزبدة القطاع ولكنها لا توفر أي وظائف |
Ama iyi politikacılar, iyi boksörler gibi son sayıya kadar asla pes etmezler. | Open Subtitles | لكن السياسي الجيد كالملاكم الجيد لا ينسحب حتى العد النهائي |
Kuzen, bu politikacılar. Bunlar çok büyük balıklar. Durun bir dakika. | Open Subtitles | يا ابن عمّي هؤلاء السياسيّون كالسّمكة الملساء |
Anlaşmalar, göçmenler ve Filistinliler arasında şiddet olayları çıkmasına yol açıyor, zaten bu İsrailli politikacılar içinde tartışmalı bir durum. | Open Subtitles | المستوطنات سببت الكثير من العنف بين المستوطنين والفلسطيين لكن هنالك كانت امورا سياسية في اسرائيل |
Demans önemli bir problem hâline geliyor, insanlar için, politikacılar için, tüm dünya için -- büyük bir probleme dönüşüyor. | TED | وأصبح مشكلة كبيرة في العالم مشكلة للأشخاص، للسياسيين لكل العالم. أصبح مشكلة كبيرة |
İnsanlar, şeytanlar politikacılar, çok farklı değiller. | Open Subtitles | بشريين.. , جن... سياسين.. |
Ne yazık ki, politikacılar da birer insan ve her insan hata yapabilir. | Open Subtitles | "للأسف، السياسون بشراً أيضاً" "و البشر يخطئون" |
politikacılar, iyi, safkan Amerikalılar açlıktan ölürken mankafalar ile kırmalara götlerini veriyorlar. | Open Subtitles | والسياسيون يتركونها للمغفلين والنغول في حين أن الأمريكان الطيبين ذوي الأصل يجوعون. |