Ayrıca, Prime'ı arayıp yarın akşamki yemek rezervasyonunu iptal et. | Open Subtitles | {\pos(192,185)} أيضاً، تحدثي مع (بريم) وألغي حجز العشاء لليلة الغد. |
Kayıtlı sahibi ya da plakası yok, sadece Prime Exotics denilen yerden... plaka çerçevesi var. | Open Subtitles | لا مالك أو لوحات فقط إطار ترخيص من مكان يسمى "بريم إكزوتكس" |
Beyler, Prime Exotics'e hoş geldiniz, tüm araba hayallerinin gerçekleştiği yere. | Open Subtitles | أيها السادة مرحباً بكم في "بريم إكزوتكس" حيث يمكن للأحلام أن تصبح حقيقة |
İlk 20 şovu, Prime time, hem de çok küçük bir bütçeyle! | Open Subtitles | من العروض العشرين الأولى, لوقت الذروة مقابل مبلغ زهيد من الدولارات |
Her akşam Prime time'da bir saatim var ve seninkini mahvetmek için kendi hayatımı adamaya hazırım. | Open Subtitles | لدي ساعة يوميًا كل ليلة في وقت الذروة وسوف أكرس حياتي لتدمير حياتك. |
Bu gece Prime time'da halka açıklayacak. | Open Subtitles | سوف تظهر أمام الملأ الليلة في ساعة الذروة. |
Prime Ticket size Dodgers'ı takdim ediyor | Open Subtitles | بريم تيكت يقدم ال"دوغيرس"ه |
Politikacılar, 10 dakikalık Prime time için bir kutu yavru kediyi boğabilecek olanlardır. | Open Subtitles | السياسيّ هو الشخص الذي قد يغرق شاحنة مليئة بالقطط من أجل أن يدلي بخطاب لعشر دقائق في وقت الذروة. |
Kablolu, "Prime time"... | Open Subtitles | على جميع المحطات وفي أوقات الذروة. |
Biliyor musun, onun programı artık Prime time'a alındı? | Open Subtitles | -لقد انتقلت إلى شبكة ساعة الذروة |
Biliyor musun, onun programı artık Prime time'a alındı? | Open Subtitles | -لقد انتقلت إلى شبكة ساعة الذروة |
Gündüzcüler, Prime time'ı kıskanıyorlar başka bir şey değil. | Open Subtitles | برنامج (اليوم الجانبي) يكره كوننا مستحوذين على وقت الذروة بالعروض. وذلك كل مافي الأمر. |
Elliot ve Sloan Prime time'da beraber yayın yapacaklar. | Open Subtitles | إن (اليوت) و (سلون) سيتشاركان في التقرير الإخباري وقت الذروة. |
Prime time'dan bahsediyorum. | Open Subtitles | كان وقت الذروة يا عزيزي وإعتقدت (كيمي) أنها تستطيع تحويل فقرتها لشيء أكبر... |