Oy kullanma hakkı ve eyaletinizde gördükleri muamele tarzı için protesto ediyorlar. | Open Subtitles | هم يتظاهرون من أجل حق التصويت والطريقة التي يُعَاملون بها في ولايتك. |
...her yerde protesto ediyorlar. | Open Subtitles | والىن هم يتظاهرون بكلّ مكان |
Kahretsin. Hala seçim sonuçlarını protesto ediyorlar. | Open Subtitles | تباً، ما زالوا يحتجون على نتائج الإنتخابات |
Kafeteryada dua ediyorlar, ders verilmesini protesto ediyorlar ulusumuza bağlılık yemini etmeyi reddediyorlar. | Open Subtitles | انهم يصلون فى المقاهى يحتجون على نظامنا التعليمى يرفضون التعهد بالولاء لأمتنا |
Arkamda gördüğünüz insanlar Mirko Dadich'in mahkûmiyetinin iptalini protesto ediyorlar. | Open Subtitles | الناس المجتمعين ورائي يحتجون (على الحكم بإطلاق سراح (ميركو داديش |
Ama insanlar sokaklarda, protesto ediyorlar.. | Open Subtitles | لكنّ الناس يحتجون في الشوارع.. |
protesto ediyorlar. Kuran'ı yakmak istiyor, kutsal kitabımızı. | TED | يحتجون . " إنه يريد أن يحرق القرآن ، كتابنا المقدس . |
Arkamda gördüğünüz insanlar Mirko Dadich'in mahkûmiyetinin iptalini protesto ediyorlar ve savcılığın görevi kötüye kullandığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | الناس المجتمعين ورائي يحتجون (على الحكم بإطلاق سراح (ميركو داديش بسبب سوء سلوك من قبل النيابة العامة |
Londra'daki bütün işçiler protesto ediyorlar. | Open Subtitles | العمال يحتجون بكل أنحاء "لندن". |
İlgilendikleri konuları düzenli olarak protesto ediyorlar ama nükleer silahlar bunlardan biri değil. Bu anlaşılabilir, çünkü Jasmine 1991 yılında Soğuk Savaş'ın sonunda doğdu. | TED | وهم يحتجون بانتظام حول القضايا التي تهمهم، و لكن الأسلحة النووية ليست أحدها، وهو أمر منطقي، لأن (ياسمين) من مواليد العام 1991، في نهاية الحرب الباردة. |
- Hava kirliliğine karşı protesto ediyorlar. | Open Subtitles | - انهم يحتجون ضد التلوث. |