| psikoterapi TSSB için çok etkili olabilir. Hastaların tetikleyicilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. | TED | العلاج النفسي قد يكون فعالًا جداً لاضطراب توتر ما بعد الصدمة، ولمساعدة المرضى على تحسين فهمهم للمسببات. |
| psikoterapi, sıkıcı, işe yaramaz bir dal; fakat sen, çok basit, direkt. | Open Subtitles | العلاج النفسي ، إنه لمسة مني إنها مهنة بسيطة و حمقاء و لكن معك فهذا بسيط جداً مباشر |
| 9 yıl boyunca yoğun psikoterapi ve başka tedaviler gördüm. | Open Subtitles | تسع سنوات من العلاج النفسي المكثَف. أتعلمين؟ |
| "Beyaz Oda Seansları"nı çekecektir, psikoterapi tarihinin en önemli belgelerinden birini. | Open Subtitles | حصص الغرفة البيضاء المشهورة وثائقي رائع في تاريخ الطب النفسي |
| Bütün bunları yoğun bir psikoterapi programı ile destekleyerek yapıyoruz, böylece ağır ve kronik ağrılı durumlarda her zaman görülen umutsuzluk, mutsuzluk ve depresyon gibi durumlarla ilgilenebiliyoruz. | TED | وندعم كل ماسبق ببرنامج علاج نفسي مكثف لتخطي الاكتئاب, واليأس, والجزع الذي غالبا ما يصاحب الالم المزمن الحاد. |
| Kemoterapy, radyoterapi, psikoterapi... | Open Subtitles | علاج كيمياوي علاج بالأشعة علاج بالتحليل النفسي |
| psikoterapi deneyip yanılmaktır. Bu bir şeyi kanıtlamaz. | Open Subtitles | العلاج النفسي هو فقط التجربة والخطأ، هذا لا يثبت شيئاً |
| Ama benim için bir konser asla psikoterapi seansı olamaz. | Open Subtitles | ولكن الحفلة الموسيقية لن تكون أبداً العلاج النفسي الذي أقدمه له. |
| Ben sekreter kızlara psikoterapi uygularken siz de vaziyeti yine güzelce idare ederseniz herhalde. | Open Subtitles | أفترض أنك تستطيع الإستمرار بتولي هذا جيداً بينما أدير العلاج النفسي لتجمع الفتيات ؟ |
| Yoğun bir psikoterapi ile otistik bir çocuk tedavi edilebilir... | Open Subtitles | مع العلاج النفسي المكثف يمكن علاج طفل متوحد |
| psikoterapi kadınların yoğunlukla çalıştığı bir alan. | Open Subtitles | أن النساء يسيطرن على مجال العلاج النفسي, |
| Evet, psikoterapi dersinde öğrendik ama bu yıllar önceydi. | Open Subtitles | أجل, في محاضرات العلاج النفسي, ولكن ذلك كان منذ سنين مضت. |
| Kendi davranışlarının yansımasını dürüstçe görme ve başkalarına ilgi göstermenin herhangi bir fırsatı, örneğin psikoterapi veya başkalarına merhamet göstermeye çabalamak yardımcı olabilir. | TED | كل ما يحسن الانعكاس الجيد في سلوكهم و الاهتمام بالآخرين، مثل العلاج النفسي أو تجربة التعاطف مع الآخرين يمكن أن يساعد كثيرا. |
| - Burada yazana göre Virginia Dr. Kik'in neredeyse sadece psikoterapi uygulayarak oldukça başarılı sonuçlar aldığı vakalardan biri. | Open Subtitles | التى يبدو أن دكتور " كيك" قد حقق معها نتائجاً ملحوظة من خلال تطبيق العلاج النفسي على وجه الحصر تقريباً |
| Eğer gayri resmi olmaktan daha memnunsanız... ama tercihim, birbirinize ve psikoterapi... sürecine saygı duymanız, en azından deneyebiliriz. | Open Subtitles | ولكني أفضل إحتراما لبعضنا البعض وعملية العلاج النفسي أننا نحاول على الأقل... |
| Yani, DC Mini'yi çalan kişi istediği zaman, istediği yerden bir psikoterapi makinesine bağlanabilir ve o makineye bağlı kişinin zihnine izinsizce girmek için kullanabilir. | Open Subtitles | ... يعني الشخص الذي سرق الجهاز بإمكانه الاتصال بالة الطب النفسي في أي وقت و التطفل إلى عقول الإشخاص المتصلين بالجهاز |
| Duyduğuma göre, bir kadın izinsiz terapilerde psikoterapi makinesini kullanıyormuş. | Open Subtitles | ... أسمع بهاته المراة تستعمل جهاز الطب النفسي لجلسات غير مصادق عليها |
| Tüm DC Mini ve psikoterapi makinelerinin kullanımını yasaklıyorum. | Open Subtitles | أنا أحرم جميع إستعمالات ال"دي سي ميني و الة الطب النفسي |
| On yıllar boyunca haftada dört-beş gün psikoanalitik psikoterapi ve mükemmel bir psikofarmakoloji. | TED | ٤ إلى ٥ أيام في الاسبوع علاج نفسي تحليلي لعقود و مستمرة و عقاقير ذهانية مختصة ممتازة |
| Ayrıca bastırılmış anıların su yüzüne çıkarılması için kapsamlı psikoterapi öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح أيضاً علاج نفسي ممتد لانتزاع أي ذكريات مؤلمة |
| Buna izin veriyorum. Bu psikoterapi. | Open Subtitles | أنا أدعها فلديها علاج بالتحليل النفسي |