Göremedi ama eğer o puşt olmasaydı, her şey farklı olabilirdi. | Open Subtitles | ليس حالا, ولكن لو لم يعرف ذلك الوغد لما إكتشفت الأمر |
- Bu puşt sana tecavüz etmeye çalıştığında hangi elini kırmıştın? | Open Subtitles | أي يد كسرت عندما حاول هذا الوغد التحرش بك؟ اليد اليمنى |
Bu puşt, onun peşinde olduğumuzu asla anlayamaz. | Open Subtitles | هذا الوغد لا يمكنه أن نعرف بأنّنا نلاحقه |
- Olmazsan iyi olur, puşt çünkü senden bir halt olmaz. | Open Subtitles | من الأفضل ألا تكون كذلك ايها الحقير لأنك سيء في ذلك |
O küçük puşt öldüğünde senin de öleceğini düşünürdüm hep. | Open Subtitles | ظننت دائماً أن ذلك السافل عندما يموت ستموت معه أنت |
Bunlar bir yana. Bir fiskemizle yok edeceğimiz şu puşt şey adı neydi? | Open Subtitles | لما كل هذه الضجة حول هذا الوغد يمكننا أن نقضي عليه بسهولة |
Eğer puşt sıçrayıp giderse, Cylonlar birkaç dakikaya tepemize biner. | Open Subtitles | إذا عبر ذلك الوغد , فيمكن أن يصل السيلونز إلينا فى أي لحظة |
Ama belki de sınav sonuçlarını çalacak türden bir puşt değildir. | Open Subtitles | ولكن ليس الوغد الذي سيسرق أوراق الامتحان |
Becky'ye bakıcam puşt arkadaşın ona naptı acaba | Open Subtitles | أريد أن أرى ماذا فعل صديقك الوغد بصديقتي |
O zenci puşt eğer kıpırdarsa, hepsini biçeceğiz. | Open Subtitles | ذلك الوغد الزنجي يقف كالمتشنج سوف ننالهم جميعاَ |
Mümkün. Hasta puşt bodrumunu işkence odasına çevirmiş. | Open Subtitles | ثق بذلك حوّل الوغد المريض قبوه إلى غرفة تعذيب |
Sen ve ben biliyoruz ki o puşt ona leke sürmeye çalıştı. | Open Subtitles | انا و أنت نعرف لأن ذلك الوغد انتزع كرامتها |
Kredi kartından sana artık hayır yok seni aşağılık puşt. | Open Subtitles | بطاقة إئتمانك لن تساعدك الآن، أيّها الرديء الحقير الصغير. |
O puşt neredeyse ırzıma geçiyordu eğer bıçaklamasaydım. | Open Subtitles | لقد كاد أن يتمكن ذلك الحقير من إغتصابي مرة، قبل أن أغرس السكين به |
Eğer bu puşt traş olup başrol oyuncusuna benzemezse... | Open Subtitles | إن لم يحلق ذلك الحقير ويصبح مثل الأشخاص الطبيعيين أ : |
Buraya kadarmış, puşt. | Open Subtitles | كنت إريد القيام بذلك منذ وقت طويل أيها السافل |
O puşt herif, telefonunu alıp uzağa fırlattığı için annem yardım da çağıramamış. | Open Subtitles | وقد ركل السافل الهاتف بعيداً عنها حتى لا تستطيع أن تطلب المساعدة |
Bu kadar puşt olmasan sana yardım bile ederdim. | Open Subtitles | يمكنني مساعدتك حتى لو لم تكن أخرق |
puşt herif bizi hedef alacağı bir yere saklanmış olmalı. | Open Subtitles | كان من الممكن أن يجد هذا النذل مكان أقل أرتفاعاً من هذا |
Bak şimdi Jimmy senin gibi bir puşt için zor kısım bu işte. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الصعب بالنسبة إلى سافل مثلك |
Sen de Bay Mulder diyeceksin, seni havalı puşt. | Open Subtitles | هو السّيد مولدر إليك، أنت لقيط إلتقاط فستق. |
Patronum yetmişlerde de öyle bir puşt muydu? | Open Subtitles | هل كان رئيسي أحمقاً في السبعينات أيضاً؟ |
Aslında o kaynağını koruyor. En azından kuralları olan bir puşt. | Open Subtitles | إذا كان في الحقيقة يحمي مصدره فهو انسان وضيع بمبدأ |
Değişecek olan tek şey senin biraz daha fazla puşt olman. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي سيتغير هو أنك ستصبح وغدا أكبر |
O puşt içeri girince silah sesi duymak istiyorum hedef etkisiz hale getirildi demenizi istiyorum. | Open Subtitles | عندما سيدخل ذلك اللعين أريد ان اسمع اصوات اسلحة وأريد ان اسمع "تم القضاء على الهدف" |