"Nerede uyuyorsun ? " yer seviyesinin altındaki bir çadırda uyuyorduk çünkü; Antraktika nın rüzgarı çok kuvvetliydi ve her şeyi uçuruyordu. | TED | اين تنامون؟ كنا ننام في خيام قليلة الارتفاع و قريبة من الارض لان الرياح قوية جدا بحيث تزيل كل شيئ في طريقها |
İlginçtir rüzgarı sadece sağdan yakalarsan ve sadece sağdan gidersen gemin rüzgardan daha hızlı yol alacaktır. | TED | من المثير أنك لو لحقت بالرياح بشكل صحيح وعدلت شراعك بشكل صحيح ستبحر سفينك أسرع من الرياح نفسها. |
Yüzüme çarpan rüzgarı, kalbimin hızla atışını yani sanki o anı gerçekten yaşıyormuş gibi hissettim. | TED | شعرت بنسمات الريح على وجهي وبنبضات قلبي المتسارعة كما لو كنت أعيش تلك اللحظة حقاً. |
Bilirsin işte, bir film izlersin, mesela kapının çarptığını, kuşun öttüğünü ya da rüzgarı duyarsın. | Open Subtitles | كما تعلمين، عندما تشاهدين فيلم و أنت تسمعين قرع الباب، سقسقة الطير، الريح |
Şiddetli güneş rüzgarı estiğinde bu koruma kuşağı büyür güneş rüzgarı sakinleştiğinde küçülür. | Open Subtitles | عندما تعصفُ رياح شمسية تكبرُ منطقةُ حمياتنا و في الطقس الشمسي الهادئ تنكمش. |
Bu tay büyüdükçe Sleipnir adında görkemli bir ata dönüştü. rüzgarı bile delip geçebilen bu at Odin'in bineği oldu. | TED | سينمو المهر ليصبح حصانًا مذهلًا اسمه سلبنير ليصبح حصان أودين، حصانٌ يستطيع تجاوز سرعة الرياح. |
...güçlü bir kuzey-güney rüzgarı. | Open Subtitles | بسبب هبوب الرياح القوية من الشمال إلى الجنوب |
rüzgarı arkadan alıp yanımızdan geçip gidecekler. | Open Subtitles | أنّها تُقاد بقربنا، الكل يتجهز للإبحار وتكون الرياح خلف مؤخرتها |
rüzgarı ayarlayamıyorum. Başaracağız! | Open Subtitles | هيي, أنا لم أضبط من أجل الرياح حسنا, سوف ننجح |
rüzgarı alttan almaya çalış. Rüzgarın altından git, altından! | Open Subtitles | أنا فقط علي الغطس للأسفل أخفض قليلا هذا كل شيء, إنطلق أسفل الرياح إنطلق أسفل الرياح. |
Ve ekstra yağ deposu; rüzgarı kesmeyecek, gizli. | Open Subtitles | و حوض كبير للغاية للزيت الذي سيخلصكِ من الرياح التي تمر تحتكِ |
Sadece onu yaprağından düşürecek olan rüzgarı beklemeliyiz. | Open Subtitles | نَحتاجُ فقط لإنتِظار الريح التي سَتَجْعلُها تَسْقطُ. |
Bazen bir şeyler düşündüğün ... ve rüzgarı duyduğun ... ve doğunun kötü cadısını uçarken gördüğün oluyor mu? | Open Subtitles | هل سبق لك ان فكرت في شيء بعد ذلك سمعت صوت الريح ورأيت ساحر الشرق الشرير قادما يطير؟ |
Kuzey komşumuz birdenbire, kuzey rüzgarı gibi terörün geldiği taraflardan bu yere dönüşmüştür. | Open Subtitles | جارنا الشمالي فجأة تحول فجأة ... إلى ذلك المكان حيث مثل الريح الشمالية... |
maliyet rekabeti açısından yetecek kadar rüzgarı var. | TED | لديها رياح سريعة بما يكفي لتكون منافسة في الأسعار. |
Tam bir kuzey rüzgarı değil ama bir süre için esecek gibi. | Open Subtitles | ليس رياح فرنسيه حقيقية, ولكنها ستهب لفترة. |
Kuzeydoğudan esen rüzgarı arkamıza alarak, kuzeybatıya doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | مع هبوب رياح الشمال الشرقي .. نحن نبحر شمالاً , نحو الشمال الغربي |
rüzgarı kontrol edemeyebiliriz ama yanlış tarafa doğru sürüklenmekten kaçınabiliriz. | Open Subtitles | قد لايمكننا أن نتحكم بالرياح لكن يمكننا تجنب سلك الطريق الخاطئ |
Bay Chicago Rüzgârı bununla ilgili ne biliyorsun? | Open Subtitles | إذا سيد شيكاغو ويند ماذا تعلم عن هذا ؟ |
Saçları kesildiği zaman bir hava bükücü, kendisini çevreleyen rüzgarı hissedebilir. | Open Subtitles | عندما يحلق راسه مسخر الهواء يستطيع ان يشعر بالريح من حوله |
Danimarka ve Almanya gibi yerlerde, şimdiden rüzgarı tükettiler. | TED | في دول مثل الدنمارك والمانيا، لقد بلغوا الحد الأقصى للرياح بالفعل. |
Bu zamanlarda,bu bölgede sezon rüzgarı eser | Open Subtitles | في هذا الوقت من السنة تهبّ ريح عاتية بقوة في المحيط |
Ama bana inanmamı söyledi, rüzgarı yüzümde hissetmemi söyledi. | TED | و لكنه أخبرني أن علي الإيمان و الإحساس بالهواء على وجهي. |
Dönmesi için ihtiyacı olan rüzgarı üreten bir rüzgar gülü düşünün. | TED | تخيل طاحونة هواء تنتج النسيم الذي تحتاجه للاستمرار بالدوران. |
Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. | Open Subtitles | وكما يحمل نسيم الليل احلامنا الصغيرة بعيدا عن الشواطئ المشجرة الجميلة |
- rüzgarı ve hedefin hareketini hesaba kat. | Open Subtitles | هذا سهل اعمل حساباً للريح, وحركة الهدف |
Bana bir iyilik yapın. Şu camdan bakın ve rüzgarı söyleyin. | Open Subtitles | ساعة بعد تلك النافذةِ وdيgame كَمْ هي الريحُ. |
Ve böyle sürekli devam ediyor. Ayrıca rüzgar, kuzey-doğu rüzgarı sert bir şekilde esip okyanus üzerinden Afrika'ya taşıyor onları, yağmurun olduğu yere yani. | TED | وتواصل رحلتها. والرياح الشمالية الشرقية تحملها معها عبر المحيط إلى أفريقيا، حيث تمطر. |
Sen kıç güvertede olacaksın. Üzgünüm Will. rüzgarı arkadan alın. | Open Subtitles | فلتصتنع تمثيلية كما لو كنت تحاول الحفاظ على وجهتك بتغيير الدفة كل وهلة |