İnsanlara şüpheyle yaklaşmak rahatsız edici. Tanrıya daha uzak hissediyorum. | Open Subtitles | أمر مزعج أن أشكّك في الناس، أشعر بالإبتعاد عن الرب |
Lütfen iyice düşünerek izleyin zira bazı sahneler gerçekten rahatsız edici. | Open Subtitles | يرجى العلم أن بعض ما انتم على وشك رؤيته مزعج للغايه |
Bugün insanlar en genel geçer fikirlere bile "rahatsız edici" diyorlar. | Open Subtitles | اليوم الناس يقولون مقلق عن كل شيء حتى مع الأفكار المقنعه |
Fazla iç içe ve rahatsız edici sessizlikte olup oyunbaz şekilde bozulmayı beklerler. | TED | إنها أماكن بها ألفة، هادئة هدوء غير مريح واستجداء القليل من التشويش الهزلي. |
Hayal gücüne bağlılığı rahatsız edici ve mantıksız bulurum. | Open Subtitles | أرى التمسّك بالخيال أمراً مزعجاً وغير واقعي. |
CA: Şu an internette olan şeylerin tonu oldukça rahatsız edici. | TED | كريس: لهجة ما يجري على شبكة الإنترنت هي الآن مقلقة جدًا. |
Brooklyn'den rahatsız edici ve hiç popüler olmayan biri olarak düşündüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد انه مزعج ولا يحظي بشعبيه كما أنه من بروكلين |
Ayrıca en rahatsız edici kişiyi bulmanızı istiyorum ve onunla iletişim kurun. | TED | ما أريده منكم أن تفعلوه هو أن تجدوا أكثر شخص مزعج وأن تتواصلوا معه. |
Bugün, rahatsız edici bir soruyla ve onun aynı şekilde rahatsız edici cevabıyla ilgili konuşmak üzere buradayım. | TED | أنا هنا لأتكلم عن سؤال مزعج وله اجابة تتساوى له بالازعاج. |
Fakat rahatsız edici bir vızıldama bütün huzuru bozuyor, gitgide yaklaşıyor, yaklaşıyor, yaklaşıyor. | TED | ولكن يأتي بعد ذلك أنين مزعج ليعكّر الصفو، ويقترب أكثر فأكثر فأكثر. |
Bu tür bir düşünmeyi uygulayın ve o kaçınılmaz, çok rahatsız edici şeyin ötesine geçirebilirsiniz. | TED | طبّقوا هذا النمط من التفكير وستتمكنون من تخطي كل أمر محتوم مزعج جدًا جدًا. |
Ama bu dergiye girdiğimde, rahatsız edici olan bir şey vardı ve devam etti. | TED | لكن عندما تصفحت هذه المجلة, كان هناك شيء مزعج نوعا ما , واستمر ذلك لاحقا. |
Biliyor musun, şu velede verdiğiniz tepkiyi rahatsız edici şekilde hafif buluyorum. | Open Subtitles | أتعلم، أنا أجد رد فعل الجميع تجاه هذا الفتى بارداً بشكل مقلق. |
Belki merhameti de; fakat cinayeti rahatsız edici derecede iyi anlıyorsun. | Open Subtitles | وربما الرحمة كذلك، لكن القتل أمر أنت تفهمه بشكل جيد مقلق |
Bunu bana yaptırman doğru değildi. Gerçekten rahatsız edici bir durum. | Open Subtitles | من الظلم حقاً أن تجعلينى أقوم بهذا هذا غير مريح للغاية |
Sizi rahatsız edici bir konuma sokmak istemem ama, ...bazı araştırmalar yaptım. | Open Subtitles | لا أقصد أن أضعك في موقف غير مريح, لكني قمت ببعض البحث. |
gözümüzde daha az değerin var rahatsız edici boyutta | Open Subtitles | من دون شريك، أنت أقل أهمية لنا وتطورك للمشاعر لديك أصبح مزعجاً |
değişim rahatsız edici bir şekilde karşısındaydı. | Open Subtitles | كما كانت حماقة فكرته كانت ذاكرته للنظرة القاسية حية بصورة مقلقة |
Dünyanın bazı yerlerinde, bu durum hatta rahatsız edici sosyal bir probleme dönüşüyor. | TED | في بعض أنحاء العالم، يصبح الوضع أيضًا قضية اجتماعية مثيرة للقلق. |
İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi olarak düşünürsek bu bize çok rahatsız edici gelecektir. | TED | وعندما نفكر بالعلاقات البشرية في طريقة المعاملات في الاساس غير مريحة لنا كـبشر |
İmalı konuşmanızı son derece rahatsız edici buluyorum. | Open Subtitles | إفعلها فقط أنا أجد هذه الإساءة المبطّنة أكثر إزعاجاً يا دّكتور كالاهان |
Etkilendiğim biriyle aynı ofisi paylaşmaktan endişe duyuyordum, ama asıl sorun rahatsız edici iş alışkanlıkları olan biriyle bir ofise tıkılmak. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً بخصوص مشاركة مكتب مع شخص منجذب إليه لكن المشكلة أن تكون متورط مع شخص في عادات العمل المزعجة |
Daha da rahatsız edici şeyse, bu konuda kimseye birşey söyleyememem. | Open Subtitles | المزعج أكثر حقيقة أنني لم أستطيع إخبار أي أحد بحدوث ذلك. |
Üç kırmızı gözü var ve asla gözünü kırpmıyor. Aşırı rahatsız edici. | Open Subtitles | ثلاثة أعين حمراء عملاقة ولا ترمش أبدًا وهذا مربك |
Ama sen yalnızca bir saattir burada olmana rağmen çok rahatsız edici... | Open Subtitles | وها انت ذا لديك ساعه بأكملها لتكون مُزعج |
rahatsız edici bir tuzluk karabiberlik canlandırması olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون اعادة تمثيل غير مُريح بواسطة علب الملح و الفلفل |
Yarış aktivitelerin gereksiz dikkat çekiyor, ama daha da rahatsız edici olan izinsiz ticari girişimlerin. | Open Subtitles | نشاطاتك بالسباقات تجذب إنتباهاَ غير ضروري لكن الأكثر إزعاجا نشاطاتك التجارية الغير مسموح بها |
Gereği dikkate alındı, fena şekilde rahatsız edici ama kesinlikle bunu yapacağım. | Open Subtitles | عُلمَ تماماً , مُقلق للغاية. ولكنى سأفعلها حتماً |