ويكيبيديا

    "reddediyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يرفض
        
    • ترفض
        
    • رفض
        
    • رفضت
        
    • ينكر
        
    • يرفضون
        
    • تنكر
        
    • وترفض
        
    • أنكر
        
    • يَرْفضُ
        
    • يأبى
        
    • ينفي
        
    • ويرفض
        
    • يرفضني
        
    • يرفضها
        
    Mike Tyson girişir ve o bir kelime bile etmeyi reddediyor. Open Subtitles مايك تايسون في ويخوض وهو الآن يرفض أن أقول كلمة واحدة.
    İğneleri almayı reddediyor ve bana nasıl yardımcı olabileceğini biliyorum, Victoria. Open Subtitles انه يرفض اخذ العقار وانا اعرف تماما كيف ستساعديني يا فكتوريا
    Sekiz yıldır nişanlıyız ama nikâh tarihi belirlemeyi reddediyor. Bu beni üzüyor. Open Subtitles لقد خطبنا لمدة ثمانيه أعوام و لكنها ترفض أن تضع معيادا للزواج
    Avrupa'daki sınırlar onları reddediyor veya kabul etmek için saldırıyor. Open Subtitles كل الحدود في أوروبا ترفض لهم أو التهم بشجاعة لقبولهم.
    Üsteğmen Şafağın yansıması saygılı bir şekilde itaat etmeyi reddediyor. Open Subtitles دع التسجيل يُظهِر أن الملازم الأول رفض أن يستجيب بإحترام
    Pentagon ona onay verdi, ama gizlilik anlaşmasını imzalamayı reddediyor. Open Subtitles تم تصفيتها من قبل البنتاجون,ولكنها رفضت التوقيع على اتفاقية الخصوصية
    Hasta onuru yüzünden tedavi olmayı reddediyor, kardeşiyse onuru yüzünden velisi olmayı reddediyor. Open Subtitles المريض كان يرفض العلاج بسبب الشرف و شقيقه يرفض ان يكون الوصي عليه
    Herkes bu adamın avukatıyla röportaj ayarlamak istiyor ama tüm teklifleri reddediyor. Open Subtitles الجميع يسعى للحصول على مقابلة مع محامى هذا الرجل و لكنه يرفض
    diğer yanda, derin bir ataerkilliğin hakim olduğu bir toplum ve erkek-kadın önceliğini tehdit eden herhangi bir şeyi reddediyor. TED من جهة أخرى، يعتبر مجتمعا بنظام أبوي صارم. يرفض أي شيء قد يهدد النظام المتبع بين الذكر والأنثى.
    Bu yaz katılacağı halka açık törenlerin... programını değiştirmeyi kesinlikle reddediyor. Open Subtitles يرفض التعديل علي أية حال الجدول الصيفي لظهورة العامي.
    Binbaşım, şahıs yardımcı olmayı reddediyor. Open Subtitles حضرة الرائد، الهدف يرفض الانصياع للأوامر
    Madalyasını almayı reddediyor. Open Subtitles إنه يرفض إستلام ميداليته .. و الجميع في إنتظاره.
    Çok daha geçerli bir alternatifi ortaya çıkıyor ve kendi ameliyat olmayı reddediyor. Open Subtitles عندما يكون هناك بديلاً مجدياً للغاية رغم أنها ترفض إجراء العملية على نفسها
    Firmam, yasal harcamalarımı ödemeyi reddediyor. - Ama babam yardım edebilir. Open Subtitles الشركة ترفض أن تدفع فواتيري القانونية لكن أبي على استعداد للمساعدة
    Ama artık küçük olmayı reddediyor. O gün küçük olmayacak. Open Subtitles لكنها ترفض أن تبقى صغيرة ، ليس في ذاك اليوم
    Şu an araçlar okyanus zemininde duruyor ve Almanlar kazayı temizlemeyi reddediyor. Open Subtitles حتى الآن، والسيارات تبقى في قاع المحيط كما رفض الألمان لتنظيف كارثة.
    Ama Goa'uld bunu reddediyor. Open Subtitles سكارا طلب منا تحريره من الجوؤولد الخاص به , لكن الجوؤولد رفض
    Oh, ayrıldık, duygusal olarak. Fiziksel olarak ise burada yaşıyor çünkü metresi onunla ilgilenmeyi reddediyor. Open Subtitles نحن كذلك عاطفياً إنه يعيش هنا فقط لأن عشيقته رفضت الاعتناء به
    Belli ki kendisi onların gözde adamlarından biri ve tacizi reddediyor. Open Subtitles على مايبدو، أنّه واحد من أفضل رجالِهم وهو ينكر أمر المضايقة
    Şişman aktivizmiyse bu korkuya izin vermeyi reddediyor. TED ناشطي موضوع السمنة يرفضون تعزيز ذلك الخوف
    Michael Francis Rizzi, Şeytanı reddediyor musun? Open Subtitles مايكل فرانسيس ريزى هل تنكر رجس الشيطان ؟
    Hiyerarşik sistemdeki uyum kaybolup otorite seviyesinde ihtilaflar baş gösterdiği anda denek bundan faydalanıyor ve itaat etmeyi reddediyor. Open Subtitles بمجرد إختفاء الترابط التسلسلي الهرمي للنظام وظهور عدم الموافقة، عند مستوي السلطة ستأخذ الحالة إفضليتها وترفض أن تطيع
    Ama NASA'daki yetkililer, bunun dünya dışı bir uygarlığın işareti olabileceğini reddediyor. Open Subtitles ومع هذا أنكر موظفوا ناسا بأنها تثبت وجود حياة لحضارة من الفضاء
    Biz sigara içilmeyen bölümde oturuyoruz... ve şu adam purosunu söndürmeyi reddediyor. Open Subtitles نحن نَجْلسُ في قسمِ غيرِ المدخنين وذلك الرجلِ يَرْفضُ اطفاء سيجاره
    Davacı özür dileme olmadan anlaşmayı reddediyor. Open Subtitles المُدّعي يأبى التسوية دون أخذ الفضل
    Faturalarınızı ödemeyi reddediyor. Open Subtitles تماما. السيد إيسموند ينفي مسؤوليته عن فواتيركن
    Büyüyen beyin çatlakları var ve ameliyat olmayı reddediyor. Open Subtitles لديه تكدّماتٌ دماغيّةٌ منتشرة، ويرفض الجراحة
    10 yıldır bu şerefsiz rektör beni reddediyor. Open Subtitles عشر سنوات و ذاك العميد اللعين يرفضني , باريس
    Her kullanışında, yeni hücreler aktifleşiyor ve vücudun da onları reddediyor. Open Subtitles كل مرة تستخدمينها، خلايا جديدة تتشط، وجسدك يرفضها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد