Çünkü Tanrı'nın varlığını reddediyorsun, ya da inanıpta onaylamıyor musun? | Open Subtitles | لانك ترفض وجود الرب او لانك تؤمن و لكن ترفض |
Hep beni dışarıya açılmaya, tecrübe kazanmaya, eğlenmeye zorluyorsun ama bana güvenmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | أنت تدفعني دائماً للخروج إلى العالم، للتجربة، والحظيّ بالمرح، لكنّك ترفض الثقة بي. |
Santiago'nun Şükran Günü yemeğine gelmemek için bahane arıyorsun çünkü bir nedendendir bilinmez, bu bayramı normal biri gibi kutlamayı reddediyorsun. | Open Subtitles | انت تريد عذر حتى تتغيب عن عشاء سانتياجو لعيد الشكر لانه لسبب ما انت ترفض ان تحتفل بهذه العطله كشخص عادي |
Olduğum şey yüzünden beni kabullenmeyi reddediyorsun ki bu yas tutmanı engelliyor. | Open Subtitles | إنكِ ترفضين تقبلي لما أنا عليه، مما يمنعكِ من تعزيتي على عملي |
İnsanları cehennemden çıkarıyorsun ama yine de şeytanı tanıdığını reddediyorsun! | Open Subtitles | ياللمسيح ، انتى تخرجين الناس من الجحيم . ومازلتى ترفضين تمييز الشيطان |
İşkence ve cinayet dürtülerini neden reddediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تنكر انها بسبب انجذابك للتعذيب والقتل؟ |
Gelecek evreye geçmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | انت ترفض الانتقال الى المرحلة التالية في حياتك |
Bunun psişik bir cerrahi olayı olduğu teorime inanmayı hâlâ reddediyorsun. | Open Subtitles | ورغم ذلك، أنت ما زلت ترفض إعتقاد نظريتي، التي ماذا هذا هل جراحة روحية؟ |
Kendi burnunu reddediyorsun çünkü tüketim çılgınlığını temsil ediyor! | Open Subtitles | أنت ترفض الأنف الخاص بك لأنه يمثل قلقاً تجارياً |
Onu hemen almalıyım. Ama sen anahtarın nerede olduğunu söylemeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | لابد أن أمتلكه الآن ,ومازلت ترفض بأن تخبرني بمكان المفتاح |
- Bu yüzden mi onun başını belaya sokup evlenmeyi reddediyorsun? | Open Subtitles | تحصل لها في ورطة ثم كنت ترفض أن يتزوجها؟ |
Hastanede gördüğümüz kadının başına gelenleri bir insandan başkasının yapmış olmasına inanmayı reddediyorsun. | Open Subtitles | ترفض الإعتقاد ذلك أيّ شئ ما عدا الرجل كان يمكن أن يعمل هذا. كان يمكن أن يعمل ما رأينا إلى تلك الإمرأة في المستشفى. |
Bunu sen mi söylüyorsun? Hem yoldaşlık iddiasındasın, hem de yüzünü göstermeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقة أنت قلت ذلك , أنت من طلبت أن نكون رفقاء وحتى الآن أنت ترفض أن ترينا وجهك |
Oh, şu haline bir bak. Tüm söylediklerimi reddediyorsun. | Open Subtitles | انظري لنفسك برجوله ترفضين إتخاذ المساعده في الطريق |
Ama olayları benim açımdan görmeyi de reddediyorsun. | Open Subtitles | لكنّك ترفضين باستمرار أن تنظري للأشياء من منظاري |
Bu yüzden doktora görünmeyi reddediyorsun uyuşturucu test sonucunda belli olacak diye. | Open Subtitles | لهذا ترفضين رؤية الطبيب لأن المخدرات تظهر في التحاليل |
Sana güç verecek olanı reddediyorsun. | Open Subtitles | أنت تنكر هذا الذي سيعطيك القوة |
Sen, insanların iyiyi ya da kötüyü seçme olasılığını, basitçe reddediyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تنكرين وببساطة قدرة الإنسان على الإختيار ما بين الخير والشر. |
Tanrı huzuru asla reddetmez. Bunu sen reddediyorsun. | Open Subtitles | الله لا يرفض السلام أبدا .أنت الذي كنت ترفضه |
Ateist olmakla sen Tanrının nihâî hâkimiyetini reddediyorsun. | Open Subtitles | أما ان تكون ملحداً تَرْفضُ وجودَ السلطةِ النهائيةِ |
Sırrını saklamamı dönüştüğün bu şey olmana yardım etmemi istiyorsun ama benim ne hale geldiğimi görmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أحفظ سرّك وأن أساعدك لتظلّ كما غدوتَ لكنّك تأبى أن تبصر ما غدوته أنا |
Üstüne kalkıp bana hatta müşteriye bile sormadan teklifi reddediyorsun. | Open Subtitles | ورفضت بدون ان تسأل الموكل حتى بدون ان تسألني |
İsteklerimi yapmayı reddediyorsun. En önemli sebebi bilmek ister misin? | Open Subtitles | ورفضتَ تنفيذ ما طلبتُه لكنْ أتعلم ما هو السبب الأهمّ؟ |
Olanları reddediyorsun ve sinirlisin. Ve seksi bunu aşmak için bir silah olarak kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنت في حالة انكار وغاضب وتستخدم العلاقات كسلاح لإخفاء هذا |
Sen ölümlü doğana aşıksın. Sana huzur verecek şeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | انت دائما بروح سامحة انت دائما تقاوم من ياتي لك يالراحة |