Evet efendim. Bunu size söylediğim için üzgünüm ama kardeşiniz öldü. | Open Subtitles | أجل يا سيدي، آسفة لقول ذلك أخشى أن شقيقك قد توفي |
Bunu söylediğim için biyologlar çok kızıyor bana çünkü Dünya dışında hayata dair henüz kesin kanıt yok. | TED | حسنا، فإن علماء الأحياء سيغضبون مني لقول ذلك، لأنه ليس لدينا على الإطلاق أي دليل على الحياة خارج الأرض حتى الآن. |
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama benim birşey yapmam için çok geç. | Open Subtitles | آسف لقولي هذا, لكن الوقت تأخر بالنسبه لي لأفعل أي شيء لأبنك |
Gerçek hastayı yataktakinin değil de bilgisayardaki hastanın temsil etmeye başladığını söylediğim için Silikon Vadisi'nde başım biraz derde girdi. | TED | لقد وقعت في بعض مشاكل مع وادي السيليكون لقولي بأن المريض في السرير قد أصبح بمثابة رمز للمريض الحقيقي داخل الحاسوب. |
Rozetimi babamı öldürenin bir polis olduğunu söylediğim için kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت عملي لأنني قلت ان الذي قتل والدي هو شرطي. |
Bunu söylediğim için üzgünüm. İlk defa böyle bir şey oluyor. | Open Subtitles | انا اسف على قول هذا، كانهذااولشيء خرج منفمي. |
Yoksa Heidelberg'deki bir bölüm yöneticisine, iyi bir peruğa ihtiyacı olduğunu söylediğim için mi? | Open Subtitles | أو لأني قلت لرئيس الدائرة في هايدلبرغ انه بحاجة لشعر مستعار أفضل؟ |
Baba bunu söylediğim için özür dilerim. Artık çok yaşlısın. | Open Subtitles | أبي أنا آسفة لقول هذا,و لكنّك رجل مُسٍنّ |
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama, buraya ayak bastığımdan beri, sanki herkes beni kandırıyormuş... gibi içimde rahatsız edici bir his vardı. | Open Subtitles | .. أنا آسفة لقول ذلك .. ولكن لدي ذلك الشعور الحقير أن الجميع يعبث بي منذ أن وصلت هنا |
Öyle söylediğim için kusura bakma, ama bence bunda gerçek payı çok az. | Open Subtitles | اعذريني لقول ذلك وكن هذا ليس حقيقةً ابداً |
Bunu söylediğim için üzgünüm. Sen kaliteli bir parça değilsin, aptal! | Open Subtitles | انا اسف لقول هذا , و لكنك لا تملك مؤهلاتبرينستون,أيهاالأحمق. |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama henüz hazır değilsin. | Open Subtitles | و آسف لقولي بأنها ليست ما نبحث عنه تماماً |
Tutkulu, beni destekliyor ve ilham veriyor. Bilmiyorum, dediğim gibi, bunu söylediğim için kendimi salak gibi hissediyorum ama... | Open Subtitles | انها عاطفية وداعمة وملهمة اشعر بالغرابة لقولي هذا |
Tamam, bunu söylediğim için beni öldürür ama kardeşim senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | حسناً, هو قد يقتلني لقولي هذا ولكن أخي معجب بك |
Biliyor musunuz, bunu size söylediğim için beni öldürecek ama yıllar önce sizin öğrencinizmiş. | Open Subtitles | إنها ستقتلني لقولي هذا ولكنها كانت طالبة لديك منذ سنوات |
Bunu söylediğim için bir taraftan kendime çok kızgın olsam da. | Open Subtitles | ويوجد جزء مني غاضب جداً لأنني قلت هذا للتو |
Atletlerin duygusal yönden kıt olduklarını söylediğim için bana hala kızgın mısın? | Open Subtitles | هل ما زلت غاضبا مني ؟ لأنني قلت أن الراضيون بعيدين عن العاطفة؟ |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذريني على قول هذا لكنّكِ لا تبدين كذلك |
Ben buranın harika, güzel ve güvenli bir şehir olduğunu söylediğim için. | Open Subtitles | لأني قلت لهم انها مدينة جيدة جميلة, وآمنة |
Ona daha güçlü olmasını söylediğim için bu benim hatam. | Open Subtitles | ربما هو خطأي لأنني طلبت منه أن يكون قوياً, |
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama cumartesi günü veda konuşmasını sen yapmayacaksın. | Open Subtitles | , آسف لأخبارك بهذا, لن نستلم خطابك الختامي يوم السبت لماذا؟ |
Böyle aniden söylediğim için kusura bakma ama burası çok dar. | Open Subtitles | آسف على إخبارك بهذا فجأة، لكن هذه المساكن ضيقة. |
Bunu söylediğim için üzgünüm, efendim, ama hiç iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذرني على قولي هذا يا سيدي ولكنك لا تبدو على ما يرام |
Bunların hepsi küçük sırlarını ona söylediğim için mi? | Open Subtitles | كل هذا لأنني أخبرته بسرّك القذر؟ |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama ödül alamayacaksınız. | Open Subtitles | آسف لاخبارك هذا يا امي لكنّك لن تستلمي أيةّ جائزة |
Caitlyn Jenner'ın kahraman olmadığını söylediğim için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أعتذر عن قولي بأن كتلين جينر ليست بطلة |
Seni etrafımda istemediğimi söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | انا اسف انى قلت انى لا اريدك بالجوار |
Josh, korumacı olduğunu söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | جوش، أنا آسف أنني قلت لك لم يصابوا بأذى. |
Bunu söylediğim için Tanrı beni affetsin ama, Joyce'u hepimiz biliriz. | Open Subtitles | فليسامحنى الله على قولى هذا , ولكن الجميع يعلمون ان جويس كانت... و |