Burada farkı yaratan şey mucit ve girişimci Dean Kamen'in söylediğine göre; | TED | إن ما سيصنع الفارق هنا هو ما قاله دين كيمن، المخترع ورجل الأعمال. |
Lovell'ın söylediğine göre patlamada zarar görmüş, bu nedenle motoru yok farzedelim. | Open Subtitles | هو محرك وحدة القيادة و مما قاله لوفيل ربما يكون تضرر في الإنفجار |
söylediğine göre tuvaletin penceresi 7 santim açılabiliyormuş. | Open Subtitles | لقد قال أن نافذة الحمام يمكن فتحها بمقدار 7 سم |
Görgü tanıklarının söylediğine göre önce mutluluktan uçuyormuş, sonra havaya uçmuş. | Open Subtitles | وفقاً لأقوال الشهود أشعل النار في دقيقة وإنفجار في الأخرى |
Beni terkettiğinde asla bana zarar vermek istememiş, söylediğine göre. | Open Subtitles | قال لي عندما هجرني أنّه لمْ يكن يُريد أن يؤذيني. |
Öyle, değil mi? Bunu söylediğine sevindim. | Open Subtitles | نعم, صحيح, أنا مسرورة جداً لقولك ذلك |
Onlarla tenis oynayabileceğimizi söylediğine inanmıyorum. | Open Subtitles | و لم يصمت أيضاً لا أصدق أنك قلت سنلعب التنس معهم |
Orada araştırmasını yapıyormuş ve görgü tanıklarının söylediğine göre bir anda alev almış. | Open Subtitles | كان هناك لإجراء بحث، ووفقًا لكلام الشهود، فقد احترق ذاتيًّا |
Brass'in söylediğine göre, olay yerindeki memurlar... | Open Subtitles | وفقًا لما قاله براس، فإن الضباط في حادث السيارة |
Özel dedektiflerin söylediğine göre burası Jack'in onu tuttuğu yer. | Open Subtitles | ومما قاله المتحري الخاص أنه كان المكان التي احتجزها فيه جاك |
Babanın söylediğine göre neler olduğunu hatırlamıyormuşsun. | Open Subtitles | حسب ما قاله والدك, فأنت لا تذكرين أي شيء مما حدث |
söylediğine göre eskiden burada Kral Alfred yaşarmış. | Open Subtitles | لقد قال ان الملك الفريد كان يعيش هناك من مئات السنين |
söylediğine göre askeri hapishanede gözlerini açtığında üstlerinden birini dövdüğünü söylemişler. | Open Subtitles | لقد قال بأنه صحى وهو بجانب جدار و أخبرهم بأنه قام بضربٍ مُبرح لأحد ضباط الشرطة |
Hurdalık müdürünün söylediğine göre, bu araba daha önce yokmuş. | Open Subtitles | طبقاً لأقوال مدير ساحة التدمير فقد ظهرت هذه السيارة من العدم |
Oradaki bilim insanlarının bana söylediğine göre bu deniz rezervini 1975'te korumaya aldıklarında, bazı şeylerin olmasını ummuş ve beklemişlerdi. | TED | قال لي العلماء هناك أن عندما تم افتتاح هذه المحمية البحرية الأولى في عام 1975 ، كانوا يأملون ، حدوث أشياء معينة |
Bunu söylediğine pişman olabilirsin. | Open Subtitles | . قد تندمين لقولك هذا |
Onu arayacağını söylediğine inanamıyorum. Eğer altına etmemiş olsaydın, | Open Subtitles | لا أصدق أنك قلت لها أنك ستتصل بها إذا لم تكن قد قذرت بنطالك |
Eric'in söylediğine göre çatışmadan beri kimseyi aramamış. | Open Subtitles | لا اتصال على هاتفها الخليوي منذ الحادثة طبقاَ لكلام " إيريك " |
Gerçeği söylediğine inanırsam yaşamana izin verebilirim. | Open Subtitles | إذا أقنعتني بأنك تقول الحقيقة. يمكنني أن أدعك تحيا. |
Ve senin söylediğine göre bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | طبقاً لكلامك, أنت الوحيد الذي يمكنه أن يقتلها |
söylediğine göre bir otelde kalıyormuş. | Open Subtitles | وفقا لكلامها,فهو يعيش في نزل بإيجار يومي |
Bunu söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق انك تقول هذا فقط سوف تنزع ملابسك وهذا |
Bana söylediğine göre ruhunu sattın. | Open Subtitles | بعت روحك، هل تتذكّر؟ ذلك ما أخبرتني به |
Kasılmalar başlarsa doğruyu söylediğine emin oluruz. | Open Subtitles | إن بدأت بالتشنج، سنعلم أنك تقول الحقيقة. |
Komutanım, tüm saygımla, doğruyu söylediğine inanmıyorum. | Open Subtitles | سيدى مع كل الأحترام العميق , لا أصدق أنها تقول الحقيقة |
söylediğine göre maç günü ceket ve kravat giymeleri lazım. | Open Subtitles | يقول العقد أن عليهم أن يرتدوا بدلة و ربطه عنق فى يوم المباراة |