Kibar sözlerin için teşekkür ederim, ama yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أشكرك على كلامك الجميل لكنني أعرف أنك تكذب |
- söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك فعلت كانت تعلم بأن الوضع سيكون خطرا |
Yalan söylediğini biliyorum çünkü temizlik aletlerini bulduk. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أنّك تكذب، لأننا وجدنا مُعدّات التنظيف. |
Bunu bir iltifat olarak söylediğini biliyorum ama güzelliğime konan sınırları takdir etmiyorum. | Open Subtitles | اعلم انك قلت هذا كمديح و لكن انا لا اقدّر هذا هناك حدود على جمالى |
Geçen gün olanları unut! Doğruyu söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | انسي ما حدث في ذلك اليوم أعلم أنكِ كنتِ تقولين الحقيقة |
Bak, eğer bu adamı yakalarsak geleceğimizi değiştirebileceğimizi söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك قُلت إذا أمسكنا بهذا الرجل قد نكون قادرين على تغيّر مستقبلنا |
- Sawyer'ın sana söylediğini biliyorum. Ama bu işe yaramayacak. | Open Subtitles | انظر, أعلم بأن سوير أخبرك, ولكن.. |
Her zaman bana güçlü olmamı söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكِ كنتِ تخبرينني دوماً أن أكون قوية |
O çocuklara polisle konuşmamalarını söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك قلت لهؤلاء الاطفال بأن لا يتحدثوا الى الشرطة |
Amca... Malikânede işe başlamamamı söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | عمي , أعلم إنك قلت لا يجب أن أقبل الوظيفة في البيت الكبير |
söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه فعل ذلك. |
İki hayat yaşadığını ve her gün bana yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تعيش حياة مزدوجة... وتضطر للكذب بشأن ذلك كل يوم |
Dinle bana yalan söylediğini biliyorum, ben senin şu daha büyük planın mı artık her neyse onun parçası olmadığımı biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | إسمع أعرف أنك كذبت على أعرف أني لست جزء من خطتك الأكبر آيا تكن هذه الخطه |
En azından doğruyu söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، على الاقل صرت أعرف أنك تنطق بالحقيقه |
Ben seni korurum. Söz veriyorum. Gelemeyeceğini söylediğini biliyorum ama hakkında bir şey biliyorum Norma Bates. | Open Subtitles | سأعتني بكِ جيداً أعدكِ أعرف أنك قلتي لاتقدرين على القدوم قبلاً |
Yalan söylemeyi kes. Yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | كفّ عن الكذب لأنّي أعرف أنّك امتلكت الخيار |
İstediğin kadar konuş, ruh. Yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | تكلّم كما يحلو لك أيّها الروح فأنا أعرف أنّك تكذب |
Al, gelmek zorunda olmadığımı söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, ال, اعلم انك قلتي لي انك لاتردين ان احضر |
Doğruyu söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ كنتِ تخبرينني بالحقيقة |
Onu şefkate boğacağımızı söylediğini biliyorum ama ben onu direk boğsam olmaz mı? | Open Subtitles | أعلم أنّك طلبت منّي قتلها بالودّ لكن، ألا يمكنني قتلها فحسب؟ |
Ned'in sana hayaletlere inandığını söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن نيد أخبرك بأنه يؤمن بالأشباح |
Çetenin bu olay ile bir bağı olduğu konusunda yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | إنظري ، شكراً لبقائك على القضية ، أعرفك أعرف أنكِ كذبتي بخصوص تورط العصابة |
Ridges hakkında yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنك كذبت علي بخصوص ريدجز |
Yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تكذب |
Jason, uyuyamadığını söylediğini biliyorum ama lütfen dene. | Open Subtitles | جاسون", اعرف انك تقول انك لا يمكنك النوم, رجاءاً حاول. |