ويكيبيديا

    "söylemediğim" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أخبركِ
        
    • لم أخبرك
        
    • أقله
        
    • اخبره
        
    • أقلها
        
    • اقله
        
    • لم أكن أقول
        
    • أخبرك به
        
    • أخبركما
        
    • أُخبرك
        
    • لم اخبرك
        
    • لم أقوله
        
    • لا أقولها
        
    • إخباري لك
        
    • أن قلته
        
    Sana söylemediğim bazı şeyler var. Open Subtitles هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه
    Sana söylemediğim bazı şeyler var. Open Subtitles هناك شيئ لم أخبركِ به لم أكن أرغب بأن أخوض فيه
    Sana söylemediğim bir şey var. Hastaneye gelmeden önce olanlarla ilgili. Open Subtitles هُنالك شيء لم أخبرك به .حدث قبل أن آتي إلى المشفى
    Gerçek şu ki, söylemediğim veya yapmadığım şeyler de aynı kaderle karşılaştı. TED في الواقع، كل شيء لم أقله أو أفعله أيضاً لاقى نفس المصير.
    Öyleyse daha da iyi olacak... çünkü bu henüz kimseye söylemediğim bir şey. Open Subtitles حسناً, الامور توشك على ان تصبح افضل لان هذا شيء لم اخبره لاحد
    O zaman, hep yapmasını istediğim ama ona hiç söylemediğim şeyler neler? Open Subtitles إذن ما هي الأمور التي أردته أن يفعلها، لكنني لم أقلها أبداً؟
    Sanırım öleceğimi söylemediğim için beni asla bağışlamayacaksın. Open Subtitles أعتقد أنكِ لن تسامحيني أبدا لأنني لم أخبركِ انني كنت أحتضر
    Sana söylemediğim ise, bu telefonun aslında telefon olmadığıydı. Open Subtitles الذي لم أخبركِ به أن هذا ليس هاتفا في الواقع
    Sana söylemediğim için özür dilerim ama böylesi daha güvenliydi. Open Subtitles أنا اسف لأنني لم أخبركِ من قبل لكنني حريص على سلامتكِ
    Sana söylemediğim ne kadar çok şeyim olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعرفين، كم عدد الأشياء التي لم أخبركِ بها
    Sana söylemediğim üçüncü gecede kaldı bir fırsat gördüm ve aldı. Open Subtitles ما لم أخبرك به أنه في الليلة الثالثة رأيت فرصة وأخذتها
    Buraya gelmeden önce onun konuşacağını söylemediğim için özür dilerim. Open Subtitles آسف لم أخبرك أنها ستتحدّث .قبل أن تصل إلى هنا
    Madem hikayeler anlatıyoruz, sana söylemediğim şeyler var. Open Subtitles بما أننا نتبادل الحكايات فهناك شيئاً لم أخبرك به
    Benim kendime zaten söylemediğim ve senin bana söyleyebileceğin hiçbir şey yok. Open Subtitles لكنّي أجزم لك، ليس هنالك ما بوسعك قوله لي ولم أقله لنفسي.
    O zaman David'e söylemediğim şey, kendimin bile bunun çalışacağına ikna olmamış olmamdı. TED مالم أقله لديفيد في ذلك الوقت كان أني أنا نفسي لم أكن مقتنعاً أن ذلك سيعمل.
    Sanırım bunun hakkında söylemediğim şey akıl almaz derecede ucuz olması. TED أعتقد أن الشىء الذي لم أقله عن هذا, إنه رخيص بشكل سخيف.
    Daha önce kimseye söylemediğim bir şey sana söyleyeceğim. Open Subtitles سأخبرك شيئاً لم اخبره اي احد من قبل.
    Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyeceğim Shannon. Open Subtitles سأخبرك شيئا لم اخبره لأحد من قبل شانون
    Daha önce söylemediğim bir sürü şey söyleyebilirim. Open Subtitles قد أقول الكثير من الأشياء التي لم أقلها من قبل
    Daha önce söylemediğim başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. Open Subtitles لا ادري ماذا يمكنني ان اقول لك شيء لم اقله من قبل.
    söylemediğim şeyse, tanıdığım adamları polis kayıtlarına geçmeden önce topladığımdı. Open Subtitles ولكن ما لم أكن أقول لكم وقد كان لي بعض الناس وأنا أعلم التقط الجسم قبل وضع رجال الشرطة على الكتب.
    Öncelikle siz kızlara doğruyu daha erken... söylemediğim için üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Open Subtitles بدايةً أريد أن أعتذر بأنّي لم أخبركما يا فتياتي بشأن الحقيقة في وقت باكرٍ
    Daha önce söylemediğim için üzgünüm, çünkü başlarda gerek duymamıştım. Open Subtitles وأَنا آسف أنا لَمْ أُخبرك في مسبقاُ. فقط... تَعلمين، في باديء الأمر لَمْ يَخْطر ببالي ان اخبرك
    Oğlun sana bakmak istiyor. Sana söylemediğim bir şey var, anne. Open Subtitles ابنك سوف يتهم بك. هنالك شيء لم اخبرك به يا امي.
    Kimseye söylemediğim bir şey paylaşacağım seninle duymak için hazır olduğunu bilmek istiyorum. Open Subtitles سأخبرك أمراً لم أقوله لأحد آخر. وأعتقد أنّك مُستعدّة لسماعه.
    -Hiç söylemediğim kelime. Buldum, "teşekkürler"! Open Subtitles -كلمة أنا لا أقولها ابداً, عرفتها, شكراً
    Seninle Stanford'a gitmeyi düşündüğümü söylemediğim için kavga etmedik Stanford'a gitmeyi düşündüğüm için kavga ettik. Open Subtitles نحن في خضم شجار بسبب خطأٍ قد ارتكبته وهو عدم إخباري لك بموضوع ذهابي إلى ستانفورد ولكنّنا في خضم شجار حقاً
    Ve gitmeden evvel daha önce kimseye söylemediğim bir şeyi söylemek istiyorum. Open Subtitles و أريد أن أخبرك بشيء لم يسبق لي أن قلته لشخص آخر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد