- Evet, telefon çalıyor cevap veriyorum ve biri sanki bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أجل, يرن وأُجيب وأستطيع سماع احدهم يحاول قول شيء ما |
Sanırım çok güzel göründüğünü söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يحاول أن يقول بأنك تبدين لطيفة |
Sanırım şunu söylemeye çalışıyor bir bebek evlat ediniyoruz ve büyük çocuklarımız çıldırdı. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أن ما يحاول قوله هو أننا سنتبنى طفلاً وأطفالنا الكبار فزعون |
Jack, bize, yanlış bilgi vermek için kullanıldığını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | جاك يحاول إخبارنا بأنّه يُستَخدم لإرسال معلومات خاطئة لنا |
Vicky nişanlı olduğunu, yakında evleneceğini söylemeye çalışıyor. Ne güzel. | Open Subtitles | هي تحاول أن تقول أنها مخطوبة و سوف تتزوج |
Onu ülkeden nasıl çıkaracaklarını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول إخبارنا عن كيف سينقلونها خارج البلاد |
Bana bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | هي تحاول إخباري شيء. |
Çünkü Mysterion şehrin ihtiyacı olan kahraman olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | لأن 'الميستريون' يحاول القول بأنه البطل التي تحتاجه هاته البلدة. |
Ama apartman bana bir şey söylemeye çalışıyor gibi. | Open Subtitles | أشعر أن هذا المبنى يحاول أن يخبرني شيئاً |
Bu onun işaret dili. Size aç olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذه لغته الإشارية، إنه يحاول إخبارك بأنه جائع |
- Bir şey söylemeye çalışıyor. - Lütfen çekilin! Kaldıralım. | Open Subtitles | أنه يحاول إخباري شيئاً تراجع، سنحاول اسعافه |
Birşey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول قول شيء لي |
Birşey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول قول شيء لي |
Bay Monk, size bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | سيد مونك,أنه يحاول قول شئ لك |
Sanırım 4 milyar doların olmadığını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أظنه يحاول أن يقول بأنّك لا تملكين 4 مليارات دولار. |
O söylemeye çalışıyor ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا تظنين أنه يحاول أن يقول ؟ |
Bence birisi sana fırına yaklaşmamanı söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك من يحاول أن يقول لكَ بأن لا يجب أن تذهب بالقرب من الفرن! |
Bunun bir çift akşamı olacağını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | ما يحاول قوله هو انها ليلة خاصة بالمتزوجين |
Bunu planlamadığımızı... söylemeye çalışıyor Reuben. | Open Subtitles | ما يحاول قوله , ما يحاول قوله، روبن هو بأنّنا لم نخطّطه، روبن. انه فقط، حدث |
Sanırım o, herşeyin iyi olacağını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | -اعتقد أن ما يحاول قوله هو كل شيء سيكون على مايرام |
- Peki ne söylemeye çalışıyor? | Open Subtitles | حسناً ما الذي يحاول إخبارنا به؟ |
Elvis bize tavuk hakkında bir hula dansı yapmamızı söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إلفيس يحاول إخبارنا أن نصنع "هولا" مثل دجاجة. |
Odasını sevdiğini söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تحاول أن تقول أن غرفتها تعجبها |
Zevk kapanı, doğal içgüdülerimizin arasındaki etkileşim; bize bunun doğru bir şey olduğunu söylemeye çalışıyor; bu, süreci taşıyan veya yönlendiren bir çeşit yapay modern dürtü. | Open Subtitles | فخ المتعة هو تداخل بين غرائزنا الطبيعية، التي تحاول إخبارنا ما الصواب للقيام به، |
Bana bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | -إنّها تحاول إخباري شيئاً |
Başkan bana ne yapacağımı söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | الرئيس يحاول القول لي ما علي فعله |
Maude Schmidt'in oğlu kardeşinin bir hâkimi öldürdüğünü söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يحاول أن يخبرني أن أخاك قتل قاضياَ |
Sana buraya her zaman gelen çocuğun sana çıkma teklif etmek istediğini söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إخبارك إن الرجل الذي يأتي هنا دائماً قال أراد الخروج معك في موعد |
Oğlumun yerini söylemeye çalışıyor, eminim. | Open Subtitles | انه يحاول إخباري بمكان أبني، أنا واثق من ذلك |
Bilinç altın sana geçmişinden bir şey söylemeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | لابد انه عقلك الباطن يحاول اخبارك بشئ شئ من الماضي |
Bize yerini söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول أن تخبرنا بمكان وجودها |