Daha iyi bir ilaç taşınım sistemine ihtiyacımız olduğunu, söylemeye çalışıyorum. | TED | لذلك ما أحاول قوله هو أننا بحاجة لنظامٍ أفضل لإيصال الدواء. |
Tüm görevin senin işin senin sorumluluğun olduğunu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أقول المهمة بأكملها كانت عملك و مسؤوليتك |
Sana doğruyu söylemeye çalışıyorum ve sen bana saldırıyor gibisin. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول قول الحقيقة وأنتي تهاجمينني |
Size o herifin ortalama bir tip olduğunu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ما أحاول إخبارك به ان هذا الملعون متوسط الطول |
Tanrı aşkına sadece seni ne kadar sevdiğimi söylemeye çalışıyorum! | Open Subtitles | كنت أحاول أن اخبرك كم أحبك، من أجل الجنس |
Bu çıngıraklı yılanı iyi tanıdığımı söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إنني أقول فقط أنني أعرف هذا المخادع، |
- Asla korkmaman gerektiğini söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا؟ ما أحاول قوله الان لا يجب أبدا أن تكون خائف |
- Ama ben ne söylemeye çalışıyorum kusura bakma ama sende onlardan birisin. | Open Subtitles | ولكن ما أحاول قوله مع كامل تقديرى لك أنك واحدا منهم |
Baba, Anne, onlarla beraber Ohio'ya dönmek istediğimi söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أبي , أمي ما أحاول قوله هو أني اريد العودة لأوهايو معهم |
Yani ne söylemeye çalışıyorum? Sizlere kıtada yeni bir dalganın olduğunu söylemeye çalışıyorum. | TED | إذاً مالذي أحاول أن أقوله؟ أنا أحاول أن أقول لكم ان هناك موجة جديدة في القارة. |
Nazikçe söylemeye çalışıyorum ama çocuklarının beş para etmez tipler olmasının bir nedeni var. | Open Subtitles | أتعلم لقد كنت أحاول أن أقول هذا بطريقة حسنة و لكن حسناً يوجد سبب لكون أولادك فاشلين |
Bilmiyorum, ben sana ne kadar özel biri olduğunu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم , فأنا أنا فقط أحاول أن أقول لك كم أنت مميزة |
O yüzden bir sorun olmasın diye düşünceli ve olumlu şeyler söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لذا لا سمح الله، أحاول قول شيء إستباقي وإيجابي |
Hayır, sadece bir şey söylemeye çalışıyorum, ama zorlanıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أحاول قول شيء بصعوبة |
Bir şey söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول قول شيءٍ هنا |
Ben de sana onu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أحاول إخبارك به أنا لست بعلاقة |
Bak, ben buyum, başıma da bir sürü şey geldi ve sana elindekinin kıymetini bilmeni söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أحاول أن اخبرك فحسب لأني أنا من أكون ووصلت لما وصلت إليه حتى استنتج أنك لا تحصل على فرصة ثانية لما تملكه. |
Sadece söylemeye çalışıyorum ... sadece hemen dön. | Open Subtitles | ...أنا أحاول أن أقول فقط عُد سريعاً فحسب |
Sana özür dilediğimi söylemeye çalışıyorum görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترين أني أحاول أن أعتذر |
Sana postları kaybedeceğimizi söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أخبرك بأنّك سوف تفقد هذا الفراء. |
Sana doğruyu söylemeye çalışıyorum. O kadar. | Open Subtitles | أنظري, إني أحاول إخباركِ بالحقيقة, هذا كل شيء! |
Hayatımda ilk kez olarak gerçeği söylemeye çalışıyorum! | Open Subtitles | لإول مرة في حياتي انا كنت احاول ان اقول الحقيقة |
Sadece, bir değişim için sana gerçeği söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول اخبارك الحقيقة من اجل التغير فحسب انا احاول اخبارك الحقيقة من اجل التغير فحسب |
Bunu söylemeye çalışıyorum! | Open Subtitles | بالضبط! ذلك بالضبط الذي أَعْني! |