Dürüst olmak gerekirse, Linds hiç bir şey söylemeyecektim ama artık dayanamıyorum. | Open Subtitles | لم أكن سأقول أي شئ لكن لن أستطيع تقبل هذا بعد الآن |
- Sanırım sana güvenmeliyim. - Bunu söylemeyecektim. | Open Subtitles | أعتقد أننى مضطر لأن أثق بك لم أكن سأقول هذا |
- Ben hiç birşey söylemeyecektim. | Open Subtitles | لم اكن ساقول اى شىء |
- Bir şey söylemeyecektim ama evet. - Evet. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ أيّ شئَ، لكن، نعم. |
Aslında söylemeyecektim ama artık acı çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | لم أرد قول شيئ ولكن الآن، أريد منك أن تتعذب |
Aslında kimseye bir şey söylemeyecektim çünkü birinin benimle dalga geçtiğini falan düşünüyordum. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان اقول شيء ولكن لانني ظننت ان احد ما يمزح معي |
Kimseye söylemeyecektim. | Open Subtitles | لم أكن سأخبر أحداً بهذا |
- Bir şey söylemeyecektim ama... - "Çok geç" demekle neyi kastediyorsun? | Open Subtitles | ... لقد عاهدت نفسى ألا أقول شيئاً - ماذا تعنين بأنة فات الأوان ؟ |
Bir şey söylemeyecektim ama ağzını açmadığını görünce, dayanamadım. | Open Subtitles | لم أكن لأقول أي شيء، لكنني رأيت أنه لم يكن سيفتح فمه |
Bunu sana söylemeyecektim ama neyse, dur sana göstereyim. | Open Subtitles | ـ لم أرد أن أقول لكي عن هذا الموضوع ولكن مهمايكن تعالي سأريكي |
Birşey söylemeyecektim ama, önce dönüp sonra yakalaman gerekiyor. | Open Subtitles | لم أكن سأقول أي شيء و لكن عليك أن تدور من المحور و تمسك |
Bir şey söylemeyecektim ama balkabağı turtasını yemek saymak oldukça zor. | Open Subtitles | لم أكن سأقول شيء لكن من الصعب جدا عمل وجبة من حشوة فطيرة اليقطين |
Hiçbir şey söylemeyecektim ama üstüne çok fazla gidiyorsun. | Open Subtitles | إذا لم يقم بالتحسين من نفسه حسناً, لم أكن سأقول شيئاً ولكنك تتصرفين بقسوة شديدة عليه |
Hayır, bir şey söylemeyecektim. | Open Subtitles | لا،لا لم اكن ساقول اي شيء |
Hiçbir şey söylemeyecektim, | Open Subtitles | حسنٌ, لم اكن ساقول اي شيء, |
Bak Shel, bunu daha önce söylemeyecektim ama... burası sahiden çok pejmürde. | Open Subtitles | حَسَناً. تَعْرفُ، شيل، أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ هذا قبل ذلك، لكن هذا رخيصُ جداً. |
Bunu da söylemeyecektim. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ ذلك ايضا. |
Hiçbir şey söylemeyecektim fakat pis kokular almaya başladım. | Open Subtitles | ولم أرد قول أي شئ، لكنني بدأت أشم القذارة |
Hiçbir şey söylemeyecektim. | Open Subtitles | وأنا لم أرد قول أي شئ |
-Kendini kaybediyorsun ve birşey söylemeyecektim. | Open Subtitles | لقد تجاوزتي حدودك وانا لم اكن اريد ان اقول اي شيء في الاصل |
Cimri olduğumu düşünürsün diye söylemeyecektim ama sana aldığım sodaları toplasaydık havuz doldurmaya yetmez ama küveti fazlasıyla doldururdu. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان اقول هذا حتى لا ابدو بخيلاً ولكن ان كنا سوف نجمع الصودا اللتى اشتريت لك قد لا تملأ حوض سباحة ، ولكن انها أكثر من كافية لملء حوض الاستحمام. |
Jenny'e Rachel'ı söylemeyecektim ama söyledim. | Open Subtitles | -لكنّكَ لم تفعل . ولم أكن سأخبر (جيني) بشأن (رايتشل)، لكنّي فعلت. |
Jenny'e Rachel'ı söylemeyecektim ama söyledim. | Open Subtitles | ولم أكن سأخبر (جيني) بشأن (رايتشل)، لكنّي فعلت. |
- Bir şey söylemeyecektim ama... - "Çok geç" demekle neyi kastediyorsun? | Open Subtitles | ... لقد عاهدت نفسى ألا أقول شيئاً - ماذا تعنين بأنة فات الأوان ؟ |
- Bir şey söylemeyecektim ama... - "Çok geç" demekle neyi kastediyorsun? | Open Subtitles | ... لقد عاهدت نفسي ألا أقول شيئاً - ماذا تعنين بأنه فات الأوان ؟ |
Öyle söylemeyecektim. Senin adına memnunum. | Open Subtitles | لم أكن لأقول ذلك إنني مسرورة من أجلك |
Yemin ederim bunu söylemeyecektim ama beş parasız kaldın. | Open Subtitles | ليساعدني الله، لم أرد أن أقول ذلك ولكنك مفلس |