Sizin için hiç birşey yapmadığımı söylemeyin bana çünkü şu anda sizi bekliyorlar. | Open Subtitles | لذلك لا تقل أني لم أفعل أبدًا شيئًا من أجلك لأنهما تنتظرانك الآن |
Bundan daha iyisini yapamayacağımızı söylemeyin. | TED | لا تقل لي أنه ليس بإمكاننا أن نحقق أفضل من هذا. |
Bunu kimseye söylemeyin doktor. Utanıyorum. | Open Subtitles | لا تخبر أحداً بذلك أبداً فأنا أخجل من ذلك |
Bana neler hissettiğimi yasta olduğumu ve hayaller aleminde yaşadığımı söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقولي لي كيف أشعر أو كم أنا حزينة أو موهومة. |
Derhal Frederickstrasse, 49 numaraya gidin. Kimseye bir şey söylemeyin. | Open Subtitles | يجب أن تذهبي 49 شارع فريدريك ولا تخبري أحد. |
Bunu başarabiliriz. Bunu başarabilecek kapasitemizin olmadığını söylemeyin sakın. | TED | يمكن أن نفعل ذلك. لا تقولوا لي بأننا لا نملك القدرة على ذلك |
Ben de üç dolarla bu işi halletmenin bir yolunu buldum ama sakın fon sağlayıcılarıma söylemeyin. | TED | فاتخذت طريقة لفعل ذلك بثلاث دولارات، ولكن لا تخبروا وكالاتي للتمويل. |
Böyle doğmuşum. Bunların kötü olduğunu sakın söylemeyin, sadece ve sadece ergenliğe bağlı olduğunu, veya sadece kız olduğum için böyle olduğunu. | TED | لا تقل أن كل ذلك سلبي أن ذلك هو إحساس المراهقين وأن ذلك فقط لأني فتاة |
Bir şey söylemeyin lütfen. Ama beni ziyarete gelin. | Open Subtitles | لا تقل أي شيء، من فضلك، ولكن تعال وأرنى .. |
Hayır, bir şey söylemeyin. Nasılsa gerçeği de söylemezdiniz. | Open Subtitles | لا, لا تقل شيئاً لن تقول الحقيقة علي اية حال |
Dünyaya hayatımı bağışlamanızı istediğimi söylemeyin sakın. | Open Subtitles | لا تخبر هذا العالم بأني طلبت منك حياتي في هذه الغرفة |
Başhekim Callendar'a söylemeyin ama geçen yıl rapor alıp Kalküta'ya gittim. | Open Subtitles | يجب أن لا تخبر الرائد كالندر العام الماضي أخذت إجازة مرضية وذهبت إلى كلكتّا |
Eğer gizli olması gerekiyorsa, kimseye söylemeyin. | Open Subtitles | من المفترض ان تكونى عميل سرى لا تخبر احد |
Lütfen Başkan'a yardım etmek için olduğunu söylemeyin. | Open Subtitles | أرجوكِ لا تقولي لي بأنكِ تريدين مساعدة الرئيس |
Hiçbir şey söylemeyin. Sadece ben çözersem işe yarayacak. | Open Subtitles | لا تقولي شيئاً هذا يعمل فقط إن قمت بحلها |
Bayan Mills, lütfen anneme kaçtığımızı söylemeyin. | Open Subtitles | سيدة ميلز ، أرجوك لا تخبري أمنا أننا هربنا |
Hala beni emziriyor ama sakın kimseye söylemeyin. | Open Subtitles | ما زالت ترضعني من صدرها لكن لا تخبري أحد |
Bana şu bıçağı kaybetme, sonra da sinemaya gitme hikayesine inandığınızı söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقولوا لي أنكم تصدقون تلك القصة المزيفة حول فقدان السكين وحول ذهابه إلى السينما. |
Sizi zorlamayacağım, ama lütfen kimseye söylemeyin. | Open Subtitles | أنا لن أُجبركم , لكن رجاءً لا تخبروا احد. |
Lütfen Dan'e söylemeyin. Arabayı çok sever. Garajda bile örter. | Open Subtitles | أرجوكما لا تخبرا دان، يحب سيارته يبقيها مغطاة في المرآب |
Ama lütfen, daha fazla bir şey söylemeyin... | Open Subtitles | إذا قلت شيئاً غير حقيقى سأدعك تتحدث ولكن رجاءً لا تخبره بشئ أكثر من ذلك |
Lütfen Ona söylemeyin Bayan Minchin. | Open Subtitles | ارجوك لا تخبريه بذلك. |
Sakın ikinizin de aynı anda sıkıştığını söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقولا أنكما تريدا إستخدام حمام الرجال |
Tanıştığımızı söylemeyin. Her şeyi duyarım. | Open Subtitles | ولا تندفع و تخبرها أننا قد التقينا ، إننى فى تورينو |
hiç Led'i duymadığınızı söylemeyin bana. | Open Subtitles | لا تخبروني يا رفاق أنكم لم تحصلوا على تلميح |
Verimlilik uzmanından dayak yediğimi kimseye söylemeyin. | Open Subtitles | لا تُخبر أحداً أنني تعرّضتُ للضرب من قبل خبير كفاءة. |
Fakat bana yatıyla gelir gelmez kendi kayıkhanemde bir kızı boğduğunu söylemeyin bana. | Open Subtitles | ولكن, لاتقل لى انه نزل من يخته وفورا قام بخنق فتاة فى منزل القارب, هذا هراء |
Öncelikle, onlara asla tele satıcı olduğunuzu söylemeyin | Open Subtitles | أولاً يجب ألا تخبروهم أنكم تبيعون السلع على الهاتف |